CHP'de Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu için “Kendisi isterse adayımızdır” sözüne rağmen adaylığına ilişkin kafa karışıklığı devam ediyor.
Milletvekillerinden, parti yöneticilerinden ve örgütten bu anlamda farklı sesler çıkmaya devam ediyor. Peki Kocaoğlu nasıl oldu da örgüt içinde ve İzmir halkı nezdinde istenmeyen adam konumuna geldi.
CHP'li 8 milletvekili, 9 ilçe başkanı, 8 ilçe belediye başkanı Aziz Kocaoğlu'na karşı bayrak açtılar. Sadece Kocaoğlu'nu istemedikleri için bir araya geldiler. Genel merkez başta olmak üzere çeşitli kanallardan ve bizzat Genel başkanla görüşmeler yapılarak Aziz Kocaoğlu'nun adaylığını istemediklerini açıkça ilan ettiler. Kocaoğlu, kendi partisinin milletvekilleri, belediye başkanları ve örgüt temsilcileri tarafından adeta istenmeyen adam “Persona Non Grata” ilan edildi.
Kocaoğlu'nun adaylığı ile ilgili gelişmeler halen bir netlik kazanmış değil. Ancak Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye gider gitmez Kocaoğlu isterse yola devam ederiz mesajı kafaları daha da karıştırdı. Bu aşamadan sonra CHP'nin kendi elleriyle hırpaladığı ve zayıf düşürdüğü Kocaoğlu aday olsa dahi kaybeden İzmir olacaktır.
Kocaoğlu'nu istenmeyen adam noktasına getiren başlıca sebepler nelerdi? Bu sürece nasıl gelindi? Milletvekillerinin bir kısmı, ilçe belediye başkanlarının bir kısmı, ilçe örgütünün bir kısmı, basının bir kısmı ile iyi ilişkiler kurarken, diğer kısmını görmezden gelmesi hatta yok hükmünde sayması Kocaoğlu'nun en büyük eksikliklerinden birisi olarak görüldü. İyi niyetli yaklaşım gösteren, olumlu eleştiriler yönelten bir kısım iş dünyası temsilcileri, milletvekilleri örgüt temsilcilerini ve basını hasım saydı. Kendisine dar bir alan çizdi. Dar bir alanda sınırlı sayıda kişilerle muhatap oldu. Kentin, milletvekillerinin, ilçe belediye başkanlarının, teşkilatının, sivil toplumun kentin dinamiklerinin güven duyduğu, sağlıklı ilişkiler ve iletişim geliştirdiği, önder, ağabey, lider olamadı. Kucak açtığından çok, sırtını döndüğü insan oldu. Kendi örgütü, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, odalar ve sivil toplumla kavgalı bir başkan görüntüsü verdi. Ekibi de aynı şekilde kentin dinamikleri ile hiçbir şekilde iletişim içinde olmadı. Oy verenler bin pişman oldu. Tekrar verilen oylarda konjonktürel ve kerhen verildi. İşte bu yaklaşım tarzı CHP örgütü içinde en büyük sorunlardan birisiydi.
Oysa Kocaoğlu, biraz durum değerlendirmesi yaparak eksikliklerini gözden geçirse, kentin bir kısım Odaları, sivil toplumu, iş dünyası, medyası yerine tümüyle barışık ve yan yana bir portre çizebilseydi. İzmir onu liderliğe taşıyabilirdi. Ama liderlik edemediği kent ve örgütü onu artık istemiyor noktasına geldi. Çünkü o kentin ortak aklı yerine, bir kısım akıl babalarını kendisine yeter görüyordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi partisinin milletvekillerinin, ilçe başkanları ve belediye başkanlarının istemediğini kamuoyuna açıkça ilan ettiği bir isme, benim adayım demesi İzmirli'ye nasıl anlatılacak. Kendi milletvekillerinin, ilçe belediye başkanlarının ve örgütünün istemediği, CHP'ye zarar verir dendiği başkan, aday gösterilirse İzmir zarar görmez mi?
İzlediği politikalarında bir sonucu olarak kendi partisi tarafından yıpratılan, zayıflatılan ve hatta istenmeyen adam ilan edilen Sayın Aziz Kocaoğlu'nun tekrar aday yapılmasını, CHP, İzmir halkına izah etmekte zorlanacaktır Çünkü kendi partisinin istemediği bir başkan adayını, İzmir halkı olarak neden isteyim diye sorgulayacaktır. CHP için zor bir süreç. Yaşananların partiye olumsuz etkileri kaçınılmaz olarak seçimlerde yaşanacaktır.