Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı dün 24 TV'de Melik Yiğitel'in sorularını yanıtladı.
Ve ne yazıktır ki vaktinin önemli bir kısmını CHP'den ve muhalif çevrelerden gelen saçma sapan karalamaları, yalan yanlış iddiaları temizlemeye ayırmak zorunda kaldı.
Bu açıdan bakıldığında muhalefet Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor.
Üstelik yaptıkları eleştirilerin yaşananlarla alakası yok.
Düşünsenize... Kurak geçen bir kışın ardından yaz aylarında da ülkeniz çöl sıcaklarıyla kavruluyor. Küresel iklim krizinin en fazla zarar verdiği Akdeniz hattı (Türkiye gibi İspanya-İtalya-Yunanistan) son birkaç yıldır yanıyor ve zaten teyakkuz halindesiniz.
Sadece dört günde çıkan 306 yangına aynı anda müdahale edip başarıyla söndürüyorsunuz...
Yangınlara müdahale süreniz 5 dakika. En geç müdahale edebildiğinizde bile bu süre 10 dakikayı aşmıyor...
Yangınlarda İHA teknolojisini en iyi şekilde kullanan ikinci ülkesiniz, -birincisi ABD...
26 yangın söndürme uçağınız, 105 helikopteriniz, 14 insansız hava aracınız var.
776 ayrı kuleden ormanlık alanları gözlemliyorsunuz.
5 binin üzerinde kara aracı, 25 bine yakın "yangın savaşçısı" kahramanınız, 130 binden fazla da gönüllünüz var.
Dur durak bilmeden, uyuyup dinlenmeden yangın söndürüyorsunuz.
Kendinizi sakınmıyor sızlanmıyor, sadece "yeşil vatanı" korumak, bir ağacı daha kurtarmak için çabalıyorsunuz.
Ama... CHP bunu görmüyor!
Biz de tutalım bir işin ucundan; belediye ekiplerimizi, araçlarımızı bu işe hasredelim, yalanı manipülasyonu önleyelim, en azından ayak altında dolanmayalım demek yerine işi gücü olan insanları siyasi polemiğe, boş işlere, itiş kakışa çekmeye çalışıyor.
Baksanıza yeni siyaset iddiasıyla gelen Özgür Özel, devirdiği genel başkanın izlediği yanlış ve verimsiz yolda ısrarcı.
Kılıçdaroğlu da çünkü yangına karşı verilen kurumsal-bireysel mücadeleyi yok sayarak, hafife alarak yangına körükle gidiyor; canlarını hiçe sayarak yangının üstüne giden insanları bir de yalan yanlış iddia ve iftiralarla meşgul etmeyi muhalefet zannediyordu.
Önce sandıkta, sonra partisinde kaybetti.
Halbuki "yeni" CHP'nin daha rasyonel bir siyaset izlemesine yönelik bir beklenti var toplumda ve siyasette. Ama görünen o ki bu yakıcı meseleye su serpmek yerine Şahan Gökbakar olmayı seçiyor Özgür Özel.
Yine de bu basitlikler, basiretsizlikler bizi "yeşil vatan" için emek verenlere teşekkür etmekten alıkoymasın. Yangınları söndürerek içimizi serinleten tüm yangınla mücadele ekiplerine, orman işçilerine, gönüllülere ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı başta olmak üzere bakanlık çalışanlarına minnettarız, var olunuz.
MAYMUN ÇİÇEĞİ: VAKA YOK, PANİK YOK
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile dün Anadolu Yayıncılar Federasyonunda bir araya geldik. Haliyle yeni bir pandemi olur mu korkusunun tetiklediği soruyla başladık sohbete.
Afrika'da, özellikle Kongo'da görülen ve Dünya Sağlık Örgütü'nün acil durum ilan ederek ülkeleri kendi önlemlerini almaları konusunda uyardığı Maymun Çiçeği virüsünden yani.
Bakan Bey bir hekim soğukkanlılığıyla izah etti durumu.
Maymun çiçeğinin yeni olmadığını, en az 20 yıldır Kongo'da görüldüğünü, bu yeni versiyonunun da "endemik" kabul edildiğini söyledikten sonra şu üç konuda emin konuştu.
BİR: Toplumun korkmasını, tedirgin olmasını gerektirecek bir durum yok. Hiç vaka görülmedi.
İKİ: Bakanlık olarak tüm tedbirleri aldık, takipteyiz. Aşısından testine kadar gerekeni yapacak güçte ve hazırlıktayız.
ÜÇ: Sağlık sistemimiz çok iyi. Covid-19 pandemisinde ve deprem felaketinde tecrübe edildi ki dünyaya örnek olan bir sağlık hizmeti sunabiliyoruz.
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu diğer bilim insanları gibi Maymun Çiçeğinin bir salgına yol açmayacağını söylüyor ama Covid-19 canımızı öyle çok yaktı ki şüyuundan korkar haldeyiz. Bunda televizyon ekranlarından korku salıp şimdiden aşı reklamına başlayan pandemi ünlülerinin de payı var elbette.
Sağlıklı haber almak için de Sağlık Bakanlığının açıklamalarından şaşmamak gerek oysa.