Suriye'de 12 günde gelinen nokta ortada. Şam da kurtarılınca zalim Esad rejimi yıkıldı. Türkiye, bir iç savaşa meydan vermeyen tutumu/duruşu ile bölgesinde ve dünyada takdir topladı.
Aynı zamanda Fırat'ın doğusunda, ABD güdümündeki PKK/PYD'nin bitirilmesi için Suriye Milli Ordusu zaferler kazanmaya başladı.
ABD'nin, Avrupa Birliği'nin, alayının paçaları tutuştu.
Türkiye, haklı Suriye politikası ile doğru olanı yapıyor. Şimdi de Suriye'de güven, istikrar ve huzurun temini için çırpınıyor.
İşte MİT Başkanı İbrahim Kalın Şam'da beliriverdi. Emevi Camii'nde namaz da kılındı...
Suriye'deki gelişmeler; CHP'nin tam anlamıyla hazırlıksız yakalandığını, ne yapacağını şaşırdığını, afalladığını, elinin ayağının birbirine dolandığını gösterdi.
Hele televizyon ekranlarında renkten renge giren Esad'çılar...
Hem gülünecek, hem acınacak haldeler.
Buna tam anlamıyla şapa oturmak denir.
Bakınız Özgür Özel'in bir prensi var. Prof. Dr. İlhan Uzgel.
Halen Cumhuriyet Halk Partisi Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı. CHP'nin Gölge Dışişleri Bakanı...
İlhan Uzgel, geçtiğimiz 2 Temmuz'da, "CHP'nin Suriye ve Türkiye'de yaşanan son olaylarla ilgili 10 maddelik açıklaması" başlığı ile bir metin yayınladı.
Üç maddesini hatırlatayım:
1- Türkiye'nin Ortadoğu politikası, Suriye politikası ve sığınmacı politikası çökmüştür, iflas etmiştir.
2- Erdoğan hükümeti, sığınmacıların geri gönderilmesi de dâhil, sorununun çözümü için derhal gerçekçi ve uygulanabilir bir yol haritası yayınlamalıdır.
3- Esad yönetimi ile normalleşme süreci sürdürülmelidir.
Acaba Özgür Özel'i en çok yanıltan, bu gölge dışişleri bakanı mı olmuş? Yoksa hiçbir şey bilmese, dış politikadan hiç anlamasa Özgür Özel, muhalefet güçleri Şam'ın kapısına dayandığında, "Esad'la masaya oturulsun" diye konuşur mu?
Esad, pılısını pırtısını toplamış Rusya'ya kaçmış. Lüks rezidansta bulup mu masaya oturtulacak?
Özgür Özel değil miydi, "Esad'ı ziyarete gideceğim" diye tutturan?
Ne oldu, gitti mi?
Ne yazık ki, Türkiye'de siyasetçiler rezil olmuyor, istifa etmiyor...
Özgür Özel'i, tabii ki gölgesinden korkan gölge bakanı yanıltmış değil.
Hastalıklı olan CHP zihniyeti...
CHP'nin bugüne kadar Atatürk'ün arkasına sığınmasının, "yurtta sulh cihanda sulh" demesinin ötesinde, bir dış politikası var mı?
Milli bir dış politikası var mı CHP'nin?
Başta CHP, diğer muhalefet partileri, şu 6'lı masa etrafında rezalet duruşlar sergileyenleri bir hatırlayın.
Milletimizi, devletimizi Allah korudu.
O masadan bir Cumhurbaşkanı çıksaydı, şimdi Suriye'de neler olmuştu?
İnsan düşünmek bile istemiyor.
Şu 6'lı masadakiler, AK Parti iktidarının, Cumhur İttifakı'nın sağladığı Türkiye'nin hangi başarısına sevindiler? Hangi ilerlemeye, savunma sanayindeki hangi yerli/milli şahlanışa sahip çıktılar?
Bunlar değil mi, "Türkiye'nin Libya'da ne işi var?", "Suriye'de ne işimiz var?", "Türkiye Azerbaycan'a cihatçı teröristleri gönderiyor" diyenler?
Bunlar değil mi, millete karamsarlık pompalayıp moralleri bozanlar?
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün AK Parti'nin Sakarya ve Kocaeli il kongrelerinde ne güzel söyledi:
"Şimdi gördünüz mü, niçin Suriye'de olduğumuzu? Ne oldu şimdi? Suriye'nin başındaki nerede? Türkiye'nin hemen dibinde kritik gelişmeler yaşanıyor. Bunlar ne olup bittiğini takip etmiyorlar. 3. Dünya Savaşı çıksa CHP'nin umurunda olmaz. Azıcık insani duyarlılıkları varsa, siyasete tövbe eder siyaset öncesi işlerine geri dönerler. Bunların derdi herhangi bir davayı savunmak değil. Kendilerine bedavadan çıkar sağlamak. Bunlar hiçbir zaman millette de karşılık bulamadılar. Rabbim ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin.
"Suriye meselesi Türkiye'de kimin nerede durduğunu özellikle gösteren bir turnusol olmuştur. Neo-Nazi örgütlerin Avrupa'daki gurbetçilere yaptıklarının benzerlerini maalesef CHP ve yandaşları ülkemizdeki muhacirlere yaptı."
Birisi Özgür Özel'e söylesin. Şu "iktidara geliyoruz, Erdoğan çıksın karşıma" diye poz vermeye son versin...