Hâlihazırda Bolu Belediye Başkanlığı yapan ve 31 Mart seçimleri için CHP tarafından yeniden aday gösterilen Tanju Özcan'ın Bolu'ya ettiği kötülükler son bulmuyor.
Özcan hatırlanacağı üzere Bolu'ya yaptığı hizmetleriyle değil geçici sığınmacı statüsündeki Suriyelilere yönelik ırkçı faşist uygulamaları ve kadınları aşağılayan cinsiyetçi sululuklarıyla sık sık gündem oluyor.
Son olarak bir TV dizisindeki "pavyonda çalışan kadın" karakter üzerinden kendisini "Pavyondan kadın kaldıran adam", Bolu'yu da "pavyon şehir" gibi lanse ederek gündeme gelmeyi başardı. Tepkiler peşkeşe gelince paylaşımını silip "Ne kötü niyetli insanlarsınız" tadında açıklamalar yapsa da kırdığı ceviz bini aştı. Kendi karakterine, zihniyetine, bakış açısına dair kuşku bırakmayacak kadar çok kötü örnek sundu çünkü kamuoyuna.
Hatırlayalım.
Daha önce belediye meclisinde söz almak için el kaldıran AK Partili bir kadın meclis üyesine "Bana neden el ediyorsunuz ayol, ben evli bir adamım" gibi yakışıksız ve edepsiz bir tepki veren Tanju Özcan, daha sonra yine benzer bir ahlaki zevzeklikle geldi Türkiye gündemine.
Bu kez yaşadığı bir olayı anlatırken kadınlara, hele de belediye başkanı olduğu için ondan destek isteyen kadınlara nasıl baktığını da kendi kendine ifşa etti.
Anlattığına göre bebek sahibi olamayan Bolulu bir kadın, kendisinden yardım isteyince "Aman hanımefendi ben size nasıl yardımcı olabilirim, ben evli bir adamım" cevabı vermiş! Tüp bebek tedavisi için istenen desteği hem pespaye bir yere çekiyor hem de bu rezilliği komik bir şeymiş gibi bir canlı yayında kan ter içinde sırıtarak anlatıyor!
İnanılmaz bir düşkünlük, ölçüsüz bir arsızlık.
Kendini bilmeyen biri olduğu açık Tanju Özcan'ın. Gelen tepkileri de doğru okuyamadı zaten.
Bu iki olay da Bolu sınırlarını aşıp ülke kamuoyuna gelince ve tepkiler, kınamalar çığ gibi büyüyünce CHP yönetimi de daha fazla sessiz kalamadı.
Önce uyarı sonra partiden bir yıl uzaklaştırma cezası verdi Özcan'a.
Esasen yasak, baştan savma babından.
Yoksa "şehr-i emin" olması gereken bir kişinin, müteaddit defalar aynı şekilde kadınları aşağılayarak çeşitli imalarda bulunmasının elbet bir cezası olmalıdır.
O ceza bir türlü verilmedi Tanju Özcan'a. Milletvekilliğinden sonra Bolu beyliğine atandı.
Meğer Özcan'ın CHP'den kesin ihracı için Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alması gerekliymiş.
Nitekim partiden bu sebeple attılar.
O da Kılıçdaroğlu'ndan öğrendiği metodu kullanarak yollara düştü. Bolu'dan Ankara'ya yürüdü, otobüs üstünden aşağıya koltuk fırlatarak güya namusunu korudu.
Bütün bu süreçte Tanju Özcan CHP'yi değil ama Boluları utandırmaya devam etti.
Sonunda "Bay Kemal" seçimde ve kurultayda "bay bay Kemal" olunca söz konusu koltuk da el değiştirdi.
Tanju Özcan'ın beklediği oldu.
Kılıçdaroğlu'nu devirse de parti içinde iktidar olamayan ve kendine müttefikler arayan Özgür Özel'in özel affıyla atıldığı yere geri döndü.
Anlaşılan bütün bu süreçlerden sebep hiç ıslah olmamış.
Hâlâ kafa aynı.
Zevzeklik baki.
Daha önce milletvekilliği de yapmış, Bolu'yu temsil edecek bir yetkinliğe ve edebe adaba sahip olmadığı herkesçe aşikâr bir isimde CHP neden bu kadar ısrar ediyor acaba?
Bolulular, Bolulu kadınlar erkekler gençler şehirlerinin şanlı, temiz ismini bu şekilde kirleten birini yeniden seçer mi ki?
Üstelik ülke gündemindeki makas farkı da inanılmaz doğrusu.
Türkiye bir yandan uzaya giden ilk Türk astronotun çalışmalarını heyecanla izliyor, bir yandan CHP'li Bolu Belediye Başkanı'nın yılışık tavırlarından utanç duyuyoruz.
Bir yanda AK Parti'nin uzay vizyonu, bir yanda CHP'nin pavyon muhabbeti...
GAZZE...
Başka şeyler yazsak konuşsak yaşasak da biliyorum ki son üç aydır hepimizin değişmeyen kalp ağrısı Gazze.
Her an, her durumda aklımızda.
Ne yapacağımızı bilememenin çaresizliğiyle kalakaldık.
İşgalci soykırımcı İsrail'e, hamisi ABD'ye ve diğer uydularına duyduğumuz nefretin öfkenin, yürüyüşlerle protestolarla yükselttiğimiz tepkinin bir faydası olmuyor Gazze'ye.
Biliyorum...
Ses vermek önemli, boykot çok önemli, diplomatik çabalar değerli, İsrail'i "soykırım" suçuyla yargılayacak olan Uluslararası Adalet Divanının verdiği ara karar tarihi...
İsrail'in varlığını ve tüm şımarıklıklarını tolere etmek üzere kurgulanan mevcut sistem error veriyor.
İsrail kendi azgınlığı ve dünyanın vicdanlı insanlarının bıkıp usanmadan, az çok demeden ortaya koyduğu küresel intifada sayesinde ilk kez sanık sandalyesinde.
Bunları asla azımsamıyorum.
Orta uzun vadede İsrail ve destekçileri mutlaka yenilecek, Filistin özgür kalacak.
Ama şu an için durdurmuyor işte İsrail'i bunların hiçbiri.
Bombalarla öldüremediği Gazzelileri aç susuz ilaçsız ve açıkta bırakarak öldürüyor İsrail!
Ve vahşi batı!
Amerika.
Kanada.
Avustralya.
İngiltere.
İtalya.
Finlandiya.
Almanya...
Sırf İsrail BM mahkemesinde yargılanacak diye BM'ye bağlı Filistinli Mültecilere Yardım Fonuna desteklerini kesiyorlar bir bir...
Savaşı bölgeye yayarak Gazze'yi unutturacaklarını sanıyorlar.
Arsızca.
Korkakça.
Ve biz hiç bir şey yapamıyoruz!
Devlet stratejik derinliği olan adımlar atarken bizler, gördüklerimiz karşısında ne yapacağımızı bilemez haldeyiz...
Dualara sığınıyoruz.
Zaman her an biraz daha daralıyor oysa.
Gazze topyekûn şehadete doğru kanat açarken dünya yerin dibine girse yeridir artık.