CHP’nin bin 247 delegesi yarın yeni genel başkanı seçecek.
Tüzüğe göre adaylık için delegenin yüzde 10’unun (127) imzası gerekiyor.
İmza konusu tartışmalı. Zira delegeler tek adaya açık imza veriyorlar, birden fazla adaya imza verip ‘yarışın’ diyemiyorlar. Böylece yeterli imzayı toplayamayan adaylar yarışa katılamıyor.
Delegeler imza vermeye zorlanıyor, bu yüzden birçok delege imza verdiği adaya oy vermiyor. 2014 kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu için 944 imza toplanmış, ancak 740 oy çıkmıştı.
Aynı kurultayda, Muharrem İnce ise 177 imzayla aday olmuş, ancak 415 oy almıştı.
Yarınki kurultayda da imzalar büyük olasılıkla Kılıçdaroğlu ile İnce, belki İlhan Cihaner arasında dağılacak, diğer adayların yeterli imza toplaması sürpriz olacak.
***
Bu kurultayın önemi, partideki ‘sol-sosyalist’ kanadın alacağı sonuç.
Zira CHP bir süredir ‘sola’ sinyal veriyor.
CHP yerel kurultaylarda 25 il başkanını değiştirdi. En çok delege çıkaran 4 büyük şehirden Ankara ve İzmir’de ‘geleneği’ temsil eden adaylar seçilirken, İstanbul ve Bursa’yı ‘sol-sosyalist’ adaylar aldı. 2014’te ‘Alevileşme’ tartışılıyordu, bugün ‘sosyalistleşme’ tartışılıyor.
Bunu, geleneksel ‘ulusalcı’ kanattan yükselen seslerde görmek de mümkün.
CHP’li kaynaklar, üç önemli tespitte bulunuyor:
1- Ne olursa olsun AK Parti’ye muhalefet etmek ile ‘HDP ile aynı çizgide görünmemek’ arasına sıkıştık. Politika üretemedik, ilkesel tutum sergileyemedik.
2- Sosyal demokratlar, sol-sosyalist taban HDP’ye yöneldi. Milliyetçilik, devletçilik ve devrimcilik konularında da savrulduk, milliyetçi/ulusalcı tabanı küstürdük.
3- HDP’nin PKK yanlısı ve Kürtçü politikaları tükenince, sol-sosyalist kitle yeniden ve bu kez ‘örgütlü olarak’ CHP’ye dönüyor. Milliyetçi/ulusalcı kanadın zayıflığından yararlanarak yönetimde ağırlık kazanacaklar.
Bunu, partinin en üst karar organı olan 60 kişilik Parti Meclisi (PM) üyelerinin seçileceği Pazar günü göreceğiz.
***
Kurultayın sorusu şu: CHP ‘Mustafa Kemal’in askerleri’nin mi olacak, ‘faşizme karşı omuz omuza’ duranların mı?
Sol-sosyalist kanadın adayı İlhan Cihaner. ‘Gezi ruhu’na dayanıyor; sınıf temelli sol-sosyal demokrat politikalar ve ‘faşizmle mücadele’ vaat ediyor. Sorunu ‘neoliberalizm’ ve ‘siyasal İslam’ olarak tanımlıyor ve çözüm olarak ‘evrensel sol değerler’ ve ‘cumhuriyetin devrimci değerleri’nin birleştirilmesini öneriyor.
Ulusalcı kanadın adayı Ümit Kocasakal, iki kanat arasındaki ayırımı “HDP güzellemesi yapanlar Atatürk’ün partisinde siyaset yapamazlar. Ben Mustafa Kemal’in askeriyim” diye özetliyor.
Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun yeri çok net değil. O yüzden bir karşılığının olması beklenmiyor.
Muharrem İnce de ‘ulusalcı’ kanattan, ancak daha ‘muhafazakar’. Ancak en önemli özelliği bu değil; ‘en güçlü aday’ olması. Bu yönüyle Kocasakal, Eminağaoğlu ve Kılıçdaroğlu’na küskün oyların adresi olması bekleniyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ise dördüncü kez gireceği kurultayın favorisi. Ve büyük olasılıkla sol-sosyalist oyların da çoğunu alarak yeniden seçilecek. Zira son birkaç haftadır enteresan bir ifade kullanıyor: “18-19. Yüzyıl kavramlarıyla çözümler üretmeye çalışıyoruz. 21. Yüzyıl'da dünya sağ ve sol eksenler arasına hapsedilemez.”
Kurultaydan sonra CHP’de milliyetçilik, devletçilik, devrimcilik gibi kavramların yeniden tanımlanmasına tanık olabiliriz.
***
CHP’de bir değişim ihtiyacı olduğu ise açık.
Zira CHP oyları yüzde 25’i aşamıyor.
Optimar’ın son araştırmasına göre bugünlerde yüzde 22,6’lara düşmüş durumda.
Aynı araştırmada HDP de 7,8’e düşmesine rağmen oylar CHP’ye değil AK Parti’ye gitmiş görünüyor; zira AK Parti’nin görünümü yüzde 52,2. MHP ise gerilemeyi durdurmuş, yüzde 10,7’de. Merak edenler için İyi Parti de yüzde 4’lerde.
CHP’nin sola kayması, HDP’de gösterdiği etkiyi sağlar mı?
Sağlasa da yeterli olur mu?
Geleneksel devletçi, milliyetçi, ulusalcı ve bir anlamda ‘muhafazakar’ gövde bu ‘by-pass’ı kabul eder mi?
Sorular çok…
***
Bu arada;
CHP’de genel başkanlıktan daha heyecanlı ve kıran kırana başka bir yarış var. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir’de ‘garanti’ görülen ilçe belediye başkan adaylıkları için...
Yarışmacılar arasında, daha önce gür sesiyle öne çıkan ancak şu sıralar ‘yerele inmiş’ genel başkan yardımcıları da var.
Kocasakal’ın deyimiyle “HDP güzellemesi yapanlar” için boş koltuk gerekecek.