CHP’nin adını anmaya değer bulmadığımız ve “yok hükmünde” saydığımız genel başkanı kişiliğine ve karakterine uygun bir davranış sergiledi. Dokunulmazlıklar meselesinde parti olarak “evet” oyu kullanacaklarını açıklamış olmasına rağmen, kendisi başta olmak üzere CHP grubunun kahir ekseriyeti “hayır” oyu kullandı.
Kendisinin “hayır” oyu kullandığına bizzat tanıklık eden milletvekili arkadaşlarımız var.
CHP’nin “yok hükmündeki” başkanının bu tavrı beni hiç şaşırtmadı.
Karakterine son derece uygun bir davranıştı çünkü bu.
Hatırlayınız; malum şahıs, bir kaset komplosuyla karşı karşıya gelen genel başkanını ziyaret ettikten sonra, “Genel Başkan adayı olmayacağım!” diye açıklama yapmıştı. Peki yaptığı bu açıklamanın ertesi günü ne söyledi?
Çıktı “Ben adayım!” dedi.
Malum şahsın karakteri bu işte.
Bu arada CHP’nin aynı karaktere sahip milletvekillerinin dillerine doladıkları “Saray darbesiyle genel başkan değiştiriyorsunuz!” iddiasına da değinmeden geçmek olmaz.
Bir: Bizde genel başkanlar kaset darbesiyle ve tertibiyle değişmiyor çok şükür. Bir başka deyişle AK Parti’de, hamdolsun genel başkanlarımız kasetle gelip gitmiyor. Dahası, kaset kumpası ile genel başkanlık koltuğuna oturtulup, paralel çeteye diyet borcunu ödeyen genel başkanlarımız yok bizim. Ve asla olmayacak.
İki: Bizde genel başkanlar hür iradeleriyle koltuklarını bir başka kardeşine bırakıyor. Hilesiz, entrikasız ve kavgasız.
***
Dokunulmazlıklar meselesi bence yanlış bir mecraya taşındı.
Bu böyle olmamalıydı.
Yöntem yanlıştı.
İlk düğme yanlış iliklendi.
AK Parti münhasıran terör suçlarıyla ilgili fezlekelerin yargıya taşınması gerektiğine inanıyordu.
Ama CHP’nin malum başkanı AK Parti’nin yanaşmayacağını zannettiği bir öneride bulundu: “Fezlekelerin tümü yargıya taşınmalı!” Bu aslında HDP’ye kalkan olmak ve sözüm ona AK Parti’yi köşeye sıkıştırmak için yapılan bir siyasi hamleydi.
AK Parti Genel Başkanı bu resti gördü.
“Hodri meydan” dedi. “Fezlekelerin tümünü kaldırmaya varız.” İşte o noktada CHP’nin malum başkanının oyunu bozuldu.
Karakterine uygun bir biçimde çark etmeye başladı.
“Anayasaya aykırı bir teklif bu, ama buna rağmen destekleyeceğiz!” demeye başladı.
Akabinde, “Bizden fire çıkmayacak, AK Parti’den çıkacak!” biçiminde iler tutar yanı olmayan açıklamalarda bulundu.
Partisinden pek çok milletvekili, “Biz hayır oyu vereceğiz!” diye çıkıp açıklama yapınca CHP’nin gerçek yüzü ortaya çıktı.
Malum başkan, partisi içinden yükselen bu seslerin kendi oyun planını bozduğunu anlayıp devreye girdi. “Merak etmeyin, biz de hayır oyu vereceğiz, ama bunu kamuoyu karşısında deklare etmemiz yanlış olur!” siyasetine yaslanan bir ikiyüzlülük sergiledi.
Dokunulmazlıklar meselesinin görüşüldüğü meclis oturumda CHP’nin bu tavrı net bir biçimde görüldü.
Sonuç ortada.
HDP’nin o an mecliste 52 milletvekili bulunuyordu. Maddelerin görüşülmesi için yapılan ilk tur oylamada çıkan ret oylarının sayısı ise, 155 oldu.
Boş oyların sayısı ise: 25...
Maddelerin oylanmasında tablo bir parça değişti. Birinci maddenin oylamasında “evet” oyları 348’den 350’ye, ikinci madde oylamasında 357’ye çıktı. Ret oyları ise ilkinde 148’e indi, ikincisinde 149’a çıktı. Boş oyların sayısı son oylama itibariyle 17’ye, çekimser oylar ise 6’ya indi.
HDP’nin oyları doğurmadığına göre ortaya çıkan tablo, CHP’nin HDP’ye kalkan olduğunu gösteriyor.
Genel kuruldaki hava bunu gösteriyordu.
İlginçtir, “evet” oyu vereceklerini açıklayan CHP’liler, 367 oy çıkmayınca nasıl da sevinç gösterisinde bulundular tıpkı HDP’liler gibi... Meclis’te CHP-HDP ittifakı kuruldu.
CHDP olarak birlikte hareket ettiler.
***
Cuma günü ikinci tur oylamalar yapılacak. Sonucu, boş ve çekimser oylar (23) belirleyecek. CHP’nin içindeki ulusalcı, MHP’nin içindeki Bahçeli muhalifi bazı vekiller ikinci turda tutumlarını değiştirirlerse Cuma günü bu iş biter. Fireleri AK Parti’ye yükleyenler bilsinler ki, AK Parti’de attığı imzanın ve verdiği sözün arkasında durmayacak tek bir haysiyetsiz çıkmaz.