Koalisyon için ilk görüşme dün yapıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘koalisyon müzakere heyeti’ ile birlikte dün CHP’yi ziyaret etti.
Bugün de MHP’yi ziyaret edecek, ardından HDP’yi...
Koalisyon görüşmesi ‘uzlaşı arayışı’ demek.
Tek bir ön şartın sağlanması gerekiyor: Güven...
İlkelerde anlaşmanın ön şartı da bu.
Koalisyon için ilk tur görüşmeler işte bu ‘güven’ arayışı adına yapılıyor.
Daha ‘teknik’ konular heyetler arasında görüşülecek; ‘politikalar’da liderler devreye girecek. Koalisyon hükümetinin kurulup kurulmayacağına dair daha net işaretler ikinci turda ortaya çıkacak.
***
İlk görüşmede siyasetçiler olumlu tablo sergilerken siyaset kulislerinin ‘uzlaşma’ niyetine ne kadar uzak olduğu da ortaya çıktı.
AK Parti ve CHP heyetlerinin liderler + 4 kişiden oluşacağı açıklanmışken iki heyete de ‘5. kişi’nin eklenmesi kulislerde heyecan yarattı.
Heyecana neden olan AK Parti heyetine bir kişinin eklenmesi değil, bu kişinin Mücahit Arslan, resmi adıyla Ali İhsan Arslan olmasıydı.
Arslan, 7 Haziran’da Ankara Milletvekili seçilmesi nedeniyle heyetteydi.
Ancak Başbakanlığı döneminde ve Cumhurbaşkanlığı’na seçildikten sonra Tayyip Erdoğan’ın ‘özel danışmanı’ydı.
İşte uzlaşma fikrine ‘kulislerin’ hazır olmadığını gösteren de bu sahnenin yorumu oldu:
“Heyette Erdoğan adına mı bulunuyordu?”
Bu yorumun arkasında CHP’nin “Erdoğan koalisyon görüşmelerine ve AK Parti’ye müdahale ediyor” açıklamaları var.
Ancak bazen berbat bir gerçek muhteşem senaryoları çöpe atabiliyor!
‘+1’i CHP istemişti.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, görüşmelerin notlarını tutması için başdanışmanı Rasim Bölücek’in de katılmasını isteyince durum AK Parti’ye bildirilmiş ve “Siz de bir kişi ekleyin” denilmişti.
Mücahit Arslan da ‘CHP çalışma heyeti’ndeydi ve görüşme heyetine eklendi.
Allah’tan bu ‘muhteşem senaryo’ çok dallanıp budaklanmadan gerçek ortaya çıktı.
Mücahit Arslan’ın koalisyon görüşme heyetinde bulunmasının ‘ayrı bir anlamı’ yok mu?
Var...
Esasen heyetteki herkes Erdoğan’ı gayet iyi tanır, uzun yıllar birlikte çalışmışlıkları, yol yürümüşlükleri var.
Ancak Arslan, CHP tarafına “Erdoğan’ın en yakını” göründüğü için, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı ve Erdoğan hakkındaki endişelerini giderme yönünde ‘pozitif etki’ yaratabilir.
Küçük bir not daha;
CHP, görüşme heyetinde bulunmamasının yararlı olacağını düşündüğü bir-iki ismi AK Parti’ye iletti, o isimler heyette yer almadı.
Yani ‘güven arttırıcı önlemler’ bahsinde atılan adımlar var...
O yüzden Mücahit Arslan da senaryoların aksine güven arttırıcı bir etki yapmıştır.
***
Aslında iki partinin görüşme heyetindeki isimlere bakıldığında daha farklı bir nokta dikkat çekiyor: Heyetteki isimlerin yarısından fazlası ‘ekonomist’...
AK Parti heyetindeki Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş iktisat profesörü;
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz DPT uzmanlığından geliyor...
CHP heyetindeki Faik Öztrak eski Hazine Masteşarı; Akif Hamzaçebi eski Gelirler Genel Müdürü; Selin Sayek Böke ise IMF’de de çalışmış bir ekonomist.
CHP heyeti, seçim öncesi emekliye ikramiye, asgari ücrete zam konularını çalışan heyet.
Bu da ‘güven tesisi’nden sonra ‘teknik konuların’ öncelikli çalışılacağına işaret ediyor.
Sonra da ‘politikalar’...
Heyetler arası çalışmaları AK Parti’den Ömer Çelik, CHP’den Haluk Koç yürütecek.
Yani üzüm yemeyi hedefleyen her müzakere gibi ‘pozitif gündemle’ başlanmış.
O yüzden ilk ziyareti iyi başladı diye değerlendirebiliriz.
Bu sadece CHP’ye yönelik bir şey değil.
Bugün MHP ile görüşmenin de ‘iyi devam edeceğini’ bekleyebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temennim, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların hassasiyetine uygun şekilde yeni hükümetin bir an önce kurulmasıdır. Türkiye’nin geçmişini tartışan değil, mevcut sorunların çözümü ve geleceğin inşası konusunda irade ortaya koyacak bir koalisyon hükümetine ihtiyaç vardır” demişti.
Olumlu başladı, bakalım o ‘irade’ gösterilebilecek mi?