ZONGULDAK
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gündemi elinde tutma yolunda bayağı çaba gösteriyor. Son girişimi olan‘Kürt sorunu’ için yöntem teklifi sonrasında ve Temmuz ayı ortasında yapılacak kurultay öncesinde, partisini kendi etrafında bütünleştirme çabalarını yoğunlaştırdı. Bülent Ecevit’in de seçim bölgesi olan Zonguldak’a gelmesinin bir sebebi herhalde bu.
Burası Mehmet Haberal’ı CHP’den milletvekili seçen kent. Son yerel seçimde belediyeyi de CHP’ye teslim etmişti Zonguldak... Maden işçilerinin yoğun olduğu, Batı Karadeniz bölgesinin belki de en talihsiz, en az gelişmiş kenti...
Sokaklarda dolaşır, esnafıyla sohbet ederken hemen herkesin tek ağızdan dile getirdiği arzu, Zonguldak’ın da kalkınan iller kervanı içerisinde yer alması... Taş kömürüyle tanınan Zonguldak, ekonomisi tek ürüne bağlı bir kent olmaktan kurtulmak istiyor...
Yerel seçimlerin (2009) hemen öncesinde buraya geldiğimde, Tayyip Erdoğan’ı dinlemek üzere Madenci Heykeli Meydanı’nı dolduran kalabalıkların‘değişim’ arzusunu sezmiştim. Meydanı silme doldurmuştu kalabalıklar, ama değişim arzusu hakim geldiği için belediye başkanlığını CHP’nin adayı kazandı.
Bir milletvekili tutuklu, belediyesi hükümetle dargın olduğundan başarılı işler çıkarmada zorlanan Zonguldak, dün, bu defa CHP lideri için aynı meydandaydı. Katılanlar heyecanlıydı, ancak sayıları meydanı dolduracak kadar değildi.
Kalabalığa yüksek bir noktadan bakarken en büyük ilgiyi ‘hak ve özgürlükler’ile ‘demokrasi’vurgusu yapıldığında gösterdiklerini fark ettim. Kentin dertlerini dile getirdiğinde bile esirgedikleri alkışı Türkiye’nin ‘demokrasi ayıplı’olduğunu söylediğinde Kılıçdaroğlu’na bolca verdiler...
CHP yönetimi, bir süredir, hem tabanından, hem de yakın çevrelerden cezaevlerindeki milletvekilleriyle yeterince ilgilenilmediği eleştirilerine muhatap. ‘Kürt sorunu’üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ak Parti heyetiyle görüşme sonrası bu eleştirilerin daha da arttığı anlaşılıyor.‘’Neden görüştünüz’’ eleştirisi değil,‘’Madem görüşüyorsunuz, neden cezaevlerindeki milletvekillerinin durumunu konuşmuyorsunuz’’ eleştirisi bu... Zonguldak mitingi, biraz da bu eleştirilere cevap teşkil ediyor...
Meclis’in hem anayasa yapma, hem de ülkenin kronikleşmiş sorunlarını çözme yolunda önemli görevler üstlendiği bir dönemde, tutukluluk halleri devam ettiği için sekiz milletvekilinin yasama faaliyetinden uzak kalması biraz garip kaçıyor. Yüksek yargı bazı BDP milletvekillerinin de dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyor; geçen gün buna yargının bir CHP milletvekili için de aynı yola başvurması eklendi.
Ak Parti kendisini ilgilendirmeyen bir olay diye yaklaşıyor soruna, yargı bağımsızlığı ilkesi sebebiyle bir yönüyle haklı da; ancak yasama organını eksikli kıldığı için Meclis’in sorunu bu... Dolayısıyla Ak Parti’nin de...
Zonguldak aslında saklı muhteşem koyları, hırçın denize tepeden bakan dağ kesitleri ve yemyeşil bitki örtüsüyle dünyanın en çok turist çeken güzergahlarından Adriyatik sahillerini andırıyor. Daha bakiri elbette. Oysa zaman zaman aldığı canlarla gündeme gelen tek bir uğraş alanı var: Kömür madeni... Bu kısır döngü kırılır, devlet ve yeni istikametler arayan turizm firmaları el atarsa Zonguldak’ın makus talihi değişebilir.
İzlediğim CHP mitingi bu gerçekleri hatırlattı bana.