Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 21 yılda kazandırdıkları sayesinde Türkiye kendi zamanının ve bölgesinin en güçlü ve potansiyeli en yüksek ülkesi haline geldi. Artık iddiası küresel güç olmak üzerine. Bu nedenle de seçimlerin temel argümanı "Türkiye Yüzyılı".
Bu somut ve parlak başarı Erdoğan'ı rakiplerinin gözünde aşılmaz kılıyor.
Türkiye demokrasisini darbe-vesayet odaklarından temizlemesi, siyasete itibar kazandırması, toplumsal fay hatlarını buharlaştırması ve en önemlisi de hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırarak bunu tartışma konusu olmaktan çıkarması takdir gören büyük hizmetler.
Uzun ve meşakkatli bir yol, adım adım inançla kararlılıkla yüründü çünkü.
Bu yol sayesinde CHP'yi bile başörtülü aday göstermek zorunda bıraktı Erdoğan.
DÜNÜN YASAKÇISI, BUGÜNÜN TAŞIYICISI
CHP'nin zorbalığı açıkken, başörtülülere ilişkin tutumu cariyken yüzleri nasıl kızarmıyor, insan içine nasıl çıkıyorlar anlaşılır gibi değil.
Pişman olmadıkları, özeleştiri yapmadıkları konular üstelik bunlar.
Yanlarına ilişmiş başörtülü kadınlar, sakallı adamlar sayesinde -mış gibi yalanını tekrar edebiliyorlar. "Amaca giden yolda her araç, her yöntem mübah" mottosuyla kılıktan kılığa bürünüyorlar.
CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun dediği gibi tıpkı. Sırf dindar muhafazakâr kesimlerin oyunu alabilmek için takiyeye başvuruyor CHP. Herkesçe malumdur, bu bir FETÖ taktiğidir...
Yüksek Seçim Kuruluna teslim edilen milletvekili listelerinde de bu taktiğin izini sürmek hiç zor değil.
Taşıyıcı parti olarak CHP seçmeninin oylarıyla 72 dışarlıklı ismi Meclise taşıyacak CHP.
CHP BAGAJINDA MECLİSE
Deva Partisi'ne 25, Saadet Partisi'ne 24, Gelecek Partisi'ne 19, DP'ye ise 3, Mustafa Sarıgül'e 1 kişilik kontenjan ayırmış Kılıçdaroğlu. CHP'nin mevcut adaylarının 134'ü de liste dışında kalmış.
Diğer bir deyişle CHP'lilerin oturabileceği koltuklara CHP'li olmayan 72 kişiyi yerleştiriyor Kılıçdaroğlu.
Haliyle "geldi gelmekte olan".
CHP'de homurtular, itirazlar arşa yükseldi ama genel merkez başkanlık katına bir türlü ulaşamadı.
CHP medyasından gelen çatlak sesler, genel merkez koridorlarında yumruklu kavgalara, listeyi eleştiren gazetecilerin CHP kanallarından atılmasına yol açtı.
KILIÇDAROĞLU'NUN FAY HATLARI
Bu eklentilerin, seçimin ardından CHP gövdesinden ayrışacağı açık.
Kılıçdaroğlu için göstermelik, -şimdilik- kullanım değeri olan partiler bunlar. Masanın küçük ortakları için ise kendilerini Meclise taşıyacak "hamal" demek CHP.
İki taraf için de saygı duyulmayan bir zaruret hali.
Karşılıklı öfke ve iğrenme hali yakın zamanda biter mi bilinmez ama CHP teşkilatları ve medyasının iki gündür travma yaşadığı bir gerçek. Kusulan kin ve nefret öyle yoğun ki "yuvarlak masa koalisyonu" patlayıp çatlamadan şu son bir ayı geçirebilecek mi göreceğiz.
"İktidara geliyoruz, Kızıl Elma'ya dokunacağız" diyen Ali Babacan'ın kibirli burnunu yere indiren hakikat, partisinden isimleri CHP'nin bagajına ite kaka zorla sıkıştırmak oldu.
Erdoğan'ın partisine emaneten oturduğunu unutup, Erdoğan'ın oyunu sahiplenmeye kalkan Ahmet Davutoğlu'nun da durumu aynı. Boy ölçüsü ile ego ölçüsü tutmuyor birbirini.
İki gündür Sadullah Ergin şoku var CHP tabanında. Ama günün sonunda Y. Özdil'inden İ. Saymaz'a, U. Dündar'dan İ. Çiçek'e, CHP seçkinleri yine gidip Sadullah Ergin'e oy verecek. "Tuvalet terliği" muamelesi önü sonu.
Kılıçdaroğlu'nun ifadesiyle "tıpış tıpış söylenen yere oy verir" CHP seçmeni.
Bir diğer fay hattı CHP'de HDP-Yeşiller Sol ile girilen işbirliği. PKK vaatlerinin CHP önüne gelmesi, seçmeninin ayarlarını da sinirlerini de iyice bozdu.
MASADA ÇARŞI KARIŞIK
Bir yandan da büyük ortak küçülüyor son düzlükte.
Oyları eridi gitti İyi Parti'nin. Aytun Çıray'ın dediği gibi "barajın da altında".
Üstelik Meral Hanım MHP'den ayrıldığından beri en eserekli günlerini yaşıyor.
Bir yandan da CHP oyları koşar adım Muharrem İnce'ye kaçıyor.
"Muharrem İnce sorunu" giderek büyüyor Kemal Bey için.
Ama asıl sorun dayatma. Kılıçdaroğlu'nun masa ortaklarına, CHP teşkilatına ve 14 Mayıs'ta da muhalif seçmene kendini ve CHP listelerini dayatması hayli rahatsız ediyor vatandaşı.
Ama beceriksiz verimsiz siyasi tavrıyla CHP ve hık deyicisi medya, kendi seçmenini/izleyicisini öyle sıkışık ve sağlıksız bir yere hapsetti ki "tuvalet terliğinden" bile medet umuyor.