İmamoğlu-Kaftancıoğlu gerilimi İBB Başkanının son açıklamasıyla onaylandı.
Malumunuz, söylenenlere göre CHP'nin fiili İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, karşı ittifakın ortak oyuyla İstanbul'a Başkan seçilen Ekrem İmamoğlu hakkında orada burada ve sıklıkla "aptal, şizofren, çok hırslı, müteahhit kafalı" diyor.
Bunu duyan İmamoğlu dayanamıyor, CHP İl Binasını basıyor.
Bir anlatıya göre Canan Hanım İmamoğlu gelmeden binayı terk ediyor, bir anlatıya göre ise Kaftancıoğlu'ndan Cumhurbaşkanlığı adaylığı için destek istiyor.
"Benimle misin yoksa Kılıçdaroğlu ile mi?" diye soruyor hatta. Cevap "partinin genel başkanı da yönetimi de belli. Adayın nasıl belirleneceği de belli. Sen git önce belediye başkanlığı yap. Bu işlerle uğraşma" oluyor.
Yaşananlar siyaset gündemine, medyaya ve sosyal medyaya yansıyınca altılı masanın üstüne titreyen siyaset ve medya çevreleri canhıraş bir reddiyeye girdi.
Lakin taraflar sessizliklerini koruyordu.
İmamoğlu ise daha fazla susmadı. Dün, yani yuvarlak masanın on aylık çalışmasının neticesini (hayır ortak adayın ilanı değil, olası anayasa taslağını) açıklayacağı gün kameraların karşısına geçti ve lideri Kılıçdaroğlu dahil altı partinin genel başkanından rol çalarak bir açıklama yaptı.
Açıklaması yuvarlak masanın büyük bir organizasyonla gündeme getirmeye çalıştığı anayasa önerisini bir manada çöp etti. Spotlar hep İmamoğlu'ndaydı. Haber kanalları ve sosyal medya gün boyu muhalefet partileri ile İmamoğlu-Kaftancıoğlu arasındaki atışmaları konuştu.
Konuştu çünkü bu gerilim içerde olanlara ve olacaklara dair önemli veriler taşıyor çünkü.
Çünkü İmamoğlu söylentideki ifadeleri "Canan Kaftancıoğlu nezaketli bir hanımefendidir. Bahsi geçen kelimeleri bir kadın olarak söylememiştir diye düşünüyorum" diyerek doğruladı.
Sadece zamanlamasına değil ifadeye de çalışıldığı anlaşılıyor.
Verilen cevabın Kaftancıoğlu'nun hakaretleri kadar ağır olduğunu düşünüyorum.
İmamoğlu Kaftancıoğlu'nu cinsiyetine indirgedi bir kere. "Nezaketli bir hanımefendidir" vurgusuyla aksine dair tüm çağrışımları çağırdı. Kullandığı dil "eril bir dildi". Kaftancıoğlu'nu "kadın olarak" parantezine alırken zihinlere Canan Hanımın sosyal medya hesaplarının küfür, hakaret, nefret söylemleriyle dolu olduğunu hatırlatmış oldu.
Ödeştiler sanki.
Gerçi İmamoğlu daha önce CHP İstanbul İl Teşkilatının yerel seçimlerdeki emeğini, çabasını, Kaftancıoğlu'nun İstanbul Adliyesi'nin güvenlik kamerasına yansıyan İl Seçim Kuruluyla gece yarısı mesaisini yok sayarak kendini "kahraman" ilan etmişti. İmamoğlu daha bir işin ucundan tutmadan seçim kampanyasını yürüten reklamcısı İBB Başkanı adına kitap çıkartmıştı. İki isim arasındaki gerilimin başı epey gerilerde yani.
AK Parti İstanbul Teşkilatının pazar günü NEF Stadyumunda düzenlediği başarılı organizasyondan çıkarken stadın hemen yanındaki CHP İstanbul İl Binasına bakmadan edemedim. AK Parti altı ay kalan seçimlerde sandık başında görev yapacak mensuplarını belirleyip hukuki eğitimini tamamlarken CHP liderliğindeki muhalefet daha Cumhurbaşkanı adayını bile belirleyebilmiş değil.
Stadyumu dolduran on binlerce AK Partili o gün o ayaza rağmen Erdoğan'ın ve AK Partinin 2023 seçimlerini kazanacağını büyük bir inançla haykırdı. Sanki zemin sarsıldı.
Hal bu ki CHP İstanbul'daki fay hattının diğer ucu Ankara merkeze uzanıyor ve hatta yuvarlak masadaki dengeleri/hesapları yerle yeksan edecek bir potansiyel taşıyor.