ABD Başkanı Trump, “Petrol için Suriye’den çekilmeyeceğiz. ABD'nin, bölgedeki askeri varlığı için yaptığı harcamaları petrol gelirleriyle telafi edeceğiz” diyor.
Onlar petrol için oradalar, biz ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle “inşa ve ihya” için oradayız. Hastaneler, okullar, evler, ibadethaneler yapmak için oradayız. Sıcak ekmek, yemek, ilaç vermek için oradayız.
ABD silah şirketleriyle, petrol şirketleriyle, terör örgütleriyle, biz ise doktorlarımızla, insani kuruluşlarımızla oradayız.
Amerika, İngiltere, Fransa, İsrail kaç muhtaç Suriyeliye ekmek vermiş, ilaç vermiş?
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener, Sayın Karamollaoğlu hadi ikiyüzlü Batılı liderler görmüyor, bu insanlığı bari siz görün…
Bakınız, Suriye sahnesinde; Türkiye, İran, İsrail, ABD, İngiltere ve Fransa var. Bazı Arap ülkeleri var. DEAŞ ile PKK/YPG ise ABD’nin (daha geniş manada Haçlı zihniyetini günümüzde sürdüren Batı ülkelerinin) kurduğu, yönettiği terör örgütleridir.
Sınırlarının güvenliğini sağlama ve terör belasına karşı mücadelesi ile sadece Türkiye, Suriye’de haklı bir konumdadır.
Ne acıdır ki, küresel koroya dâhil olan Kılıçdaroğlu CHP’si, ülkemize değil Suriye’ye hak vermekte, ABD ve diğerlerine ise laf söylememektedir. Kılıçdaroğlu, milli vicdana artık yüktür. Diyor ki:
1. “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” (ABD’nin, İsrail’in, İngiltere ve Fransa’nın ne işi var, demiyor.)
2. “Türkiye, Suriye’deki terör örgütlerine tırlar dolusu silah verdi.” (FETÖ tezgâhı MİT tırlarının durdurulması kumpasını kanıt olarak sunuyor. Alman ajanlığı yapan Can Dündar’ın Cumhuriyet gazetesindeki FETÖ kaynaklı manşetlerini delil diye gösteriyor. Ayrıca ABD’nin PKK/YPG’ye 30 bir tır silah verdiğini ağzına bile almıyor.)
CHP, Türkiye’yi içten vuruyor. Öyle ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Salı günü Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşürken, Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Türkiye’yi dünyaya jurnalliyordu…
Politik menfaatler ve Erdoğan düşmanlığı ile Türkiye’ye karşı cephenin yanında konuşlanan bu zihniyetin, milli menfaatlerimize ağır bir bedeli var: Türkiye’nin haklılığı gölgeleniyor.
Türkiye haklı davasını ve duruşunu anlatmaya çabalarken başta HDP ve CHP, maalesef İP ve SP de, “Türkiye yalnızlaştırıldı” algısına malzeme taşıyor.
Hem vermeleri gereken desteği vermiyorlar, hem de “AK Parti, yanlış politikalarıyla ülkemizi yalnızlaştırdı” diye bas bas bağırıyorlar…
Yani Türkiye’yi, ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya, Arap ligi ve İran desteklemeyince Türkiye yalnızlaşmış mı oluyor?
Tam tersine sinsi düşmanlar, zamirlerindeki ortaya çıkarıyor.
Gerçek dostlar da böylece belli oluyor: Türk Konseyi’nin (Türk Dili Konuşan Ülkeler İş Birliği Konseyi) üyeleri; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan Bakü’deki Zirve’de harekâtımızı destekleyen bildiriyi imzaladılar.
Şimdi sormanın sırası. MHP, bu desteği çok önemsediğini hemen açıklarken; Neden, Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu, Türkiye’nin yalnızlığa itildiğini zil çalıp oynama havasında söylerken, Türk kardeşlerimizin harekâta verdiği desteği önemsemediler? Neden bu desteğe dikkat çekmediler?
Muhalefet partilerinin Türkiye’nin haklılığını gölgeleme çabaları elbette tarihe not edilmiştir.
Milletin gördüğünü, gözleri Erdoğan düşmanlığından kör olanların görmemesi, hakikati değiştirmez.
Türkiye, güvenliği ve terörle mücadele için Suriye’de…
Batılı ülkeler sınırları olmadığı halde sırf menfaatleri için Suriye’de…