Barolar Birliği başkanı Metin Feyzioğlu cumhurbaşkanı adaylığı düşünüyorsa, “Bunun üzerinde biraz daha düşünsün” derim. CHP ile MHP arasında sağlanacak mutabakatla belirleneceğe benzeyen cumhurbaşkanı adayının belirgin özelliği ‘ortak’ değil ‘çatı’ ile irtibatlı olacak gibi...
MHP liderinin seslendirdiği özellikleri baskın olacak bir aday yani...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Ortak aday ile halkın karşısına çıkalım” teklifini yaptığında, MHP lideri Devlet Bahçeli derhal “Olmaz” tepkisini vermişti. Arada ne yaşandıysa yaşandı, MHP lideri “Çatı adayı olabilir” deyince, CHP lideri derhal “Varız” cevabını verdi.
‘Ortak aday’ ile ‘çatı adayı’ arasındaki en önemli fark, özellikleri... Devlet Bahçeli ‘çatı adayı’ için şu özellikleri saydı: Milliyetçi olacak... Muhafazakâr olacak... Manevi yönü bulunacak (yani ‘dindar’ olacak)... Bir özelliği de, ‘Cumhuriyet’in değerlerini içine sindirmiş’ lâik ve demokrat biri olması...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Varız” dediği işte böyle bir aday...
Yeni cumhurbaşkanını halk seçeceği için adayın herkese hoş gelecek özellikleri bulunması gerekiyor; bu sebeple CHP’nin ve MHP’nin ayrı ayrı adaylar çıkarması durumunda kendi partilerinin özelliklerini taşıyan adaylarla halktan alabilecekleri oylar belli: Taş çatlasa CHP’li aday yüzde 30, MHP’li aday da yüzde 20 alabilir...
Devlet Bahçeli’nin saydığı özellikler ise toplum yapısının en az yüzde 70’ine tekabül ediyor...
Bir ufak sorun var; o da şu: ‘Çatı aday’ için aranan özellikler, programında ve kuruluş beyannamesinde kendisini tanımlarken Ak Parti’nin kullandığı sıfatlarla örtüşüyor...
Abdullah Gül veya Tayyip Erdoğan gibi birini çağrıştırıyor ‘çatı aday’ tanımı... Nitekim, muhalefet partilerinden bazı isimlerle muhalif bazı kalemler, Ak Parti’nin adayı Tayyip Erdoğan olacaksa, onay verdiği taktirde Abdullah Gül’ü aday gösterebilecekleri mesajını verip duruyorlar...
Olmayacak duaya “Âmin” dercesine...
Herhalde Ak Parti’nin sevinmesi gereken bir durum bu.
Galiba durum her iki partinin kendileriyle ilgili değerlendirme yapmalarını da zorluyor: Halkın hoşuna gidecek aday için öngördükleri vasıfların bir çoğu kendilerinde yok; varolanlar da eksikler yüzünden yeterince halktan revaç görmüyor... Bu sebeple, ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler, seçimlerde oylarını artıramıyorlar...
Cumhurbaşkanlığı seçiminin zorladığı atmosfer, halkın değerleriyle tanışmayı getirdi her iki partiye; umarım, şu günlerde elde ettikleri yeni bilinçle partilerini gözden geçirmeyi de düşünürler...
Üzülmesinler diye hatırlatıyorum: Ak Parti’nin kurucu kadroları da şimdi CHP ve MHP’nin içine düştüğü bir açmazın mahkûmuydular; bugünkü durumlarına gelebilmek için vaktiyle kendilerini hapsettikleri dar alanın dışına çıkma cesaretini göstermeleri gerekmişti. (Tayyip Erdoğan’ın ‘gömlek çıkarma’ metaforuyla anlattığı budur...)
Kamuoyu yoklamaları, sıkça yapılan değerler araştırmaları, bizim toplumumuzun en az yüzde 70’inin paylaştığı ortak özelliklerin MHP ve CHP arasındaki ‘çatı aday’ mutabakatında yer alanlar olduğuna işaret ediyor zaten. O araştırmalarda bulunan değerlerin bütününe sahip çıkarak kurulmuştu Ak Parti...
Şimdi sıra CHP ile MHP’de...