Dün medyaya yansıyan habere göre CHP nihayet yaşlılarımızı hatırlamış ve huzurevlerinde kalan kıymetlilerimizi Meclis gündemine taşımış.
Çabanın sahibi CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi. Adını ilk kez rezidansları yahut manikür skandallarıyla değil de toplumla alakalı bir haberde görmekten memnun oldum.
Haksızlık etmeyeyim, belki ben yanlış hatırlıyorum diye de internette küçük bir araştırma yaptım. Özellikle Sözcü’den Cumhuriyet’ten, T24’ten okudum.
Yanılmamışım.
Eşi sayesinde siyasete girmiş. Kocası Ataşehir’e belediye başkanı seçilince eş kontenjanından müdür olmuş.
Şaka yapmıyorum.
Belediyeye “Sağlık İşleri ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürü” olarak atanmış. Ayıplanınca istifa etmiş. Sonrasında masa başı tasarımı izlenimi veren bir dizi işe girmiş. CV’de şık duracak şeyler.
Edindiğim izlenim şu oldu. Gamze Akkuş İlgezdi’nin siyasi hayatı “dostlar bizi alışverişte görsün, mümkünse halkçı sansın”dan ibaret. Yani tenakuzlardan.
AK Parti’yi haklı olarak büyükşehirlerdeki yüksek yapılardan sorumlu tutup kendisi 28 katlı rezidansta 12, 49 katlı rezidansta 5, ailesi 54 lüks daire sahibi olmak gibi mesela.
Ya da kendi mal varlığı kamuoyunun önüne getirilmesin, kaynağı sorgulanmasın isterken 30’a 30 bir yardım kolisini sekiz partiliyle birlikte vermek ve boydan yandan profilden fotoğraflarla göstermek gibi tenakuzlar.
Neyse. Asıl mevzu şu.
İki dönemdir CHP’den milletvekili seçilen Gamze Akkuş İlgezdi partisi adına Meclis Başkanlığına bir araştırma önergesi sunmuş. Önergenin gerekçesinde de Kovid-19’un Dünya Sağlık Örgütüne göre en fazla 65 yaş üstünü etkilediğinden, Avrupa’daki huzurevlerinde ciddi sayıda ölümler yaşandığından bahsetmiş.
Fransa’da en az 11 bin, İngiltere’de en az 15 bin, İspanya’da en az 16 bin, İtalya’da en az 8 bin yaşlının, bakımevlerinde hayatını kaybetti, demiş. Lafı Türkiye’ye getirip “şu ana kadar huzurevlerinde 1020 vaka olduğunu, yüzde 60’ının taburcu olduğunu eklemiş.
Gerisini Oda Tv’den okuyalım:
“CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi koronavirüs tehdidi nedeniyle Türkiye’de huzurevlerinde barınan 27 bin 575 yaşlıyı bekleyen tehlikeyi Meclis gündemine taşıdı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un “huzurevleri ile ilgili Koronavirüs nedeniyle tüm önlemleri aldık” açıklamasına rağmen, artan vaka sayılarının alınan tedbirlerin yetersizliğini ortaya koyduğunu kaydetti.
İlgezdi, huzurevlerinde barınan yaşlıların pandemi sürecinde yaşam haklarının korunması için hükümetten, bir an önce etkin mücadele yol haritasını belirleyerek, bu konuda verdiği araştırma önergesine destek olunmasını da istedi.”
Gördüğünüz gibi yapılanlardan bihaber, sade suya tirit bir açıklama.
Ayrıca “barınan” ifadesi son derece yanlış ve çirkin. İnsanlardan, başımızın tacı ihtiyarlardan bahsederken “barınan” kullanılmaz, ayıptır.
Anlıyoruz ki Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) veri aktaracak kadar konuyla ilgili birkaç haber rapor okumuş Gamze Hanım.
Ama aynı rapor ve haberlerde geçen ve Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Dr. Irshad Ali Shaikh’in Türkiye huzurevleri ve bakım kuruluşlarında alınan önlemleri başarılı bulduğunu, bunları yayın haline getirip DSÖ içinde tavsiye edecekleri bilgisini neden özellikle elediğini anlamıyoruz.
Ya da DSÖ’nün bile hak teslim ettiği böyle bir konuda Türkiye aleyhine neden perdeleme yaptığını da anlamakta zorlanıyoruz.
Oysa TBMM’nin bir üyesi olarak ülkesiyle gurur duyabilir, ilgili Bakanlık başımızın tacı büyüklerimize iyi baktığı için tebrik ve teşekkür edebilir, “daha iyisinin yapılması için üzerimize ne düşüyor” diye sorabilir.
Ama bunları yapmıyor yeni CHP’nin en gözde ismi. Yaşlılarımızı nihayet hatırlamaları CHP adına iyi bir şey olmakla birlikte bu uyarıları yapmakta altı ay kadar gecikti Gamze Hanım.
Zira Bakanlık huzurevleriyle ilgili ilk önlemlerini ta Ocak ayında aldı.