CHP 30 Mart yerel seçim sürecini çok kötü yönetti. Bu süreç CHP’yi derinden sarsmaya devam ediyor. Kamuoyuna deklare ettiği aday belirleme kriterlerini unutan CHP yönetimi; yine parti içinde ki nüfuza ve lobilere göre eş dost tercihinde bulundu. Bu durum partide büyük bir kırılganlık oluşturdu.
CHP Genel merkezi, kendi açıkladığı yol haritasına sadık kalamadı. Başta İstanbul ve İzmir olmak üzere Türkiye genelinde CHP’nin deklare ettiği kendi aday belirleme kriterlerini yok hükmünde sayması ve adayların netleşmesi sonucu ortaya çıkan sancılı durum, CHP için yeni bir milat olabilir.
Konuya İzmir boyutunda bakarsak, CHP zaferini ilan edemese de, ekip şimdiden zaferini ilan etmiş görünüyor. Kocaoğlu ve ekibi birçok belediye başkanının üstünü çizerek tasfiye etti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven ve bu isimlerin desteği ile il başkanlığına seçilen Ali Engin bir ekip olarak ortak hareket eden ve İzmir’de CHP siyasetini dizayn eden isimler olarak görülmektedir. İzmir’de CHP siyasetinin yönünü çizen ekip bugünlerde tepkilerin odağındadır.
Kabul etmek gerekir, hizmet yetersizliği olsa da Kocaoğlu’nun bu siyasi dehasını takdir etmek gerekir. Genel Başkan ve yardımcıları dahil CHP üst yönetimine restiyle boyun eğdirdi. Mustafa Sarıgül’ün dayatması ve Aziz Kocaoğlu, istifa restiyle Kılıçdaroğlu’nun iradesini bloke ederken genel başkanlığını da tartışılar hale getirdiler.
Akşamüzeri MYK’dan başka, sabahın ilk ışıklarına kadar süren Parti Meclisi toplantısından bambaşka isimler çıktı. Öyle ki MYK’da adaylığı ilan edilen bazı isimler, akşam seçmenlere balkon konuşmaları bile yaparken, sabah gün ağardığında ortaya hiç umulmayan isimlerin çıkması partilileri şoke etmişti.
Mustafa Sarıgül ve Aziz Kocaoğlu’nun istifa restiyle kendi istedikleri adayları dayatması CHP Genel Merkezi’ni ve Kılıçdaroğlu’nu zora soktu. Kocaoğlu’nun Genel Başkana istifa restiyle şantaj yaptığı ve istediği listeyi kabul ettirdiği yönündeki görüşlerin ağırlık kazanması, partinin genel merkezine vurulmuş en ağır darbedir. Bu durum CHP örgütünün Genel merkeze olan güvenini ortadan kaldıracak ve yeni tartışmalara ivme kazandıracaktır.
Bu süreç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ekibinin CHP İzmir siyasetini dizayn eden tek belirleyici olduğu öne çıktı. İzmir’de Hakan Tartan, Cevat Durak, Ercan Tatı, Sıtkı Kürüm, Kamil Okyay Sındır ve Metin Solak gibi mevcut belediye başkanı olan güçlü isimler ile birlikte 14 belediye başkanı partiden tasfiye edildi. Ancak örgütte çok büyük sarsıntı oluşturdu.
Aslında tartışma sadece Kocoğlu’nun kendi kişisel tercihlerini dayatmasında değil, mademki Kocaoğlu, kimi isterse onu kendi ekibine seçecekti o zaman neden adaylara tanınırlık, anket ve performans gibi kriterler üzerinden değerlendirme yapılacağı söylenerek beklentiyi artırdınız. Partide asıl kızgınlık oluşturan ve tepki gösterilen durum da budur. Tepkilerin bu kadar ağır olmasının sebepleri tercihlerden daha çok, aday belirleme yöntemlerine ve İzmirliye yapılan dayatmalardan kaynaklıdır.
Bu gelişmeler başta İzmir olmak üzere, CHP tabanında yeni bölünmeleri getirebilir. Kişisel görüşüm Aziz Kocaoğlu’nun tavrı Sarıgül’den daha fazla tepki çekmiş ve İzmir’deki bu tasfiye hareketi CHP’de bölünmenin fitilini ateşlemiştir. Artık aday tercihleri değiştirilse dahi sarsıntı durmaz. Çünkü genel merkez iradesi büyük bir yara aldı. CHP örgütlerinin Genel Başkan ve yardımcılarına güvenleri temelden sarsılmıştır.