Geçenlerde, bir dost sohbetinde, olan bitenden en az benim kadar rahatsızlık duyduğunu bildiğim, gönlü uzun yıllardan beri Hocaefendi’de oyu her zaman AKP’de bir arkadaşıma, benim de kulak hizamda, “Hadi artık CHP’li de olursun” diye takıldılar...
Verdiği tepkiyi buraya aktarmasam daha iyi olacak...
Hizmet Hareketi’nin ileri gelenleri kendilerinden ‘Câmia’ diye söz edilmesini istiyorlar; ‘Cemaat’ sözcüğü ile ‘örgüt’ akla geliyor ve onlar da kendilerinin bir ‘örgüt’ gibi görülüp gösterilmesini doğru bulmuyorlar... Hatta bu son çatışma ortamının ‘dershane’ konusundan çıkmasına rağmen Câmia’yı ‘örgütleştirip’ yasa-dışılığa itme niyetine isyandan kaynaklandığını ileri süren de var...
İki tarafı dinledikçe, ‘gerçekler’ ile fısıltı gazetesi eseri ‘vehimler’ in yer değiştirdiğini anlıyorum...
Neyse...
Câmia’nın geçmişte DSP ile ‘seviyeli bir ilişkisi’ olduğu biliniyor... Hocaefendi ile DSP lideri Bülent Ecevit karşı karşıya gelerek felsefi konular etrafında sohbet de etmişlerdi. DSP’nin hükümette olduğu dönemlerde, birkaç pürüzlü nokta o ilişkinin doğurduğu sempati ortamında zorlanmadan çözülebilmişti. Konular Ecevit’e kadar götürülmeden, Hüsamettin Özkan ile görüşülerek, çözüme kavuşturulmuştu...
Geçmişte yaşanan DSP ile ‘seviyeli ilişki’, işbirliğinden daha ileri bir noktayı öngören beklentilere yol açmışa benziyor CHP’de... Gazetelerde, siyasi yorumlarda Câmia’nın CHP ile ‘ittifak’ yapabileceğinden söz açanlar çıkabiliyor...
Radikal’de yazan bir CHP’li akademisyen, beklentisi zirvede olanlar arasında başı çekiyor... Yazılarına sinen beklentiyi takipçilerine gönderdiği ‘Tweet’ler ile de besliyor aynı yazar... Yalnız değil, başkaları da var aynı öngörüyü seslendiren; ancak yazarın Mustafa Sarıgül’ün çevresinden bir isim olması, ihtimal hesabının ‘bilgi’ sahibi biri tarafından teyidi gibi görülüyor...
Dün, bir dostum, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a gelişinde havaalanında kalabalıklarca karşılanmasını ‘ittifak’ ile irtibatladı. Daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir kalabalıkla karşılanmış Kemal Bey; İstanbul il binasının açılış töreninde daha önce pek rastlanmayan tipte insanlar da yer almış...
Töreni sunan, “Bugün bizim için farklı, her gün çok değişik şeyler oluyor” deyip duruyormuş...
Beklentisi zirvede CHP’li Radikal yazarı akademisyenin şu Tweet’ini de gönderdi dostum: “Havaalanı yolu CHP araçlarıyla tamamen kapanmış durumda. Ben böyle bir şey görmedim. Olağanüstü bir kalabalık.”
“Vermek istedikleri, CHP’ye yeni katılımlar olduğu ve bunun Ak Parti’ye küsen Cemaat mensupları olduğu izlenimi” dedi dostum...
O da benim gibi ‘işbirliği’ ve ‘ittifak’ beklentisinin gerçekçi olmadığına inananlardan...
Konu ne zaman açılsa, Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben bunu bilmem” gibi kaçamak cevaplar veriyor...
Galiba CHP içerisindeki ‘ulusalcı’ diye anılan kesim benim ve dostum gibi düşünmüyor; ‘ittifak’ arayışını ciddiye alıyorlar. Oradaki havayı öğrenmek için aradığım CHP’ye yakın bir meslektaş, “Büyük gürültü kopuyor” diye özetledi CHP içindeki durumu.
Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi Mustafa Sarıgül’ün adaylığıyla birlikte Câmia’dan destek beklentisi içine girmiş; ‘ulusalcı’ kesim ise “Onlarla iktidara geleceksek, bir 100 yıl daha muhalefette kalalım” düşüncesinde imişler...
Uyarılmam üzerine CHP’li bir gazetenin canlı yayınladığı il başkanlığı açılış törenine kulak verdim. CHP’yi tanıtmak için seçilen şarkılar ve sloganlar çok daha farklı ulaştı kulağıma... ‘Geliyoruz, geleceğiz yakındır’ gibi 1960’larda Aşık Nesimi’nin TİP için bestelediği şarkılardan bir demet çaldılar... Takdimci de, törene katılan kalabalıklardan, ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diye söz etti...
Henüz Câmia mensuplarına cazip gelecek bir dönüşüm geçirmemiş CHP söylemi...
Sanıldığı gibi, Câmia’dan birileri, merak güdüsüyle katılmış olsa, kendini orada çok yabancı hissetmiştir...
“Yoğun ilgi yüzünden” dedi takdimci, “Genel başkanımız bir türlü meydana ulaşamıyor...”
Bu kadar karışık ortamda kaybolmuş olabilir... (BİTTİ)