Bakmayın, “Atatürk’ü anlamak hepimizin görevi” diye ortaya laf yuvarlamasına, Kemal Kılıçdaroğlu Atatürk’ü anlamaya çalışacak ve anlayacak en son kişidir.
Çünkü Atatürkçü değildir...
Nedir?
Millî/ulusalcı çizgiden koparılmış yeni bir Atatürk inşa etmeye çalışan “görevli” bir siyasetçidir.
Bir zamanlar, “yurtsever” bir CHP’li aramış ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda işi iyice “sömürüye” döktüğünü anlatmıştı.
Nasıl bir sömürü?
Bir “Soros muhibbi” olarak bazı (“ulusal”) değerler konusunda “liberal” (yani “geniş”) bir tutum takınması gerekirken, birden “Atatürk ve Türkiye sevdalısı” kesilmiş... Böyle bir sömürü...
Bunu açmasını söyledim.
Şöyle dedi: “Kemal Bey aslında Atatürkçü filan değildir. Türkiye yanlısı da değildir. Konumu icabı Atatürkçü görünmek zorundadır.”
Bunu da açmasını söyledim.
Kılıçdaroğlu, bir tarihte, tarihçi Kadir Mısıroğlu’na “geçmiş olsun” ziyaretine giden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ı istifaya davet etmişti.
Bu ziyaret “Atatürk’e hakaret”miş... Aynı zamanda “Tarihimize ve şehitlerimize ihanet”miş.
Sözlerini şöyle bağladı yurtsever CHP’li: “Kılıçdaroğlu, Atatürk, Türkiye ve şehitlerimiz konusunda pozisyon alma hakkına, hatta ehliyetine sahip biri değildir ama konumu icabı öyle görünmek zorundadır.”
Kılıçdaroğlu, Diyanet İşleri Başkanı’nı istifaya davet ediyor ama arşivler Atatürk’ü aşağılayan, Türkiye’ye karşı düşmanın safında savaşacağını açıkça ilan eden CHP’lilerin skandal açıklamalarıyla dolu.
Kemal Bey bırakın Cumhuriyet değerleriyle alay eden CHP’lilere ses çıkarmayı, bilakis onları baş tacı yapmış ve hepsine birer milletvekilliği armağan etmiştir.
İşte o ihanet arşivi:
Sera Kadıgil, “Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, ‘şehitler ölmez vatan bölünmez’den tiksindiğim kadar” paylaşımı ve ezana hakaret eden açıklamalarıyla adını duyurdu. “Bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım” sözleriyle safını net bir şekilde ortaya koydu. Kılıçdaroğlu tarafından önce parti meclisine alındı, ardından milletvekili yapıldı.
Eren Erdem, 2011 yılında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye'ye karşı, İran safında olurum” dedi. 2014 yılında CHP’den milletvekili seçildi, Kılıçdaroğlu’nun prensleri arasına girdi.
İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “Mustafa Kemal’in askeri” olmayı içine sindiremedi. CHP’lilerin Atatürk’e sadakatlerini göstermek için kullandıkları “askeriyiz” ifadesinin yanlış olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu’nun partide en güvendiği isimlerden biri olarak görevine devam ediyor.
Mustafa Kemal’e “kefere” diyen Mehmet Bekaroğlu, Kılıçdaroğlu’nun davetiyle CHP’ye katıldı. Yine Kılıçdaroğlu’nun kontenjanından parti yönetimine girdi, genel başkan yardımcılığına kadar yükseldi. CHP milletvekili olarak görevine devam ediyor.
Aylin Nazlıaka, “Necati Yılmaz, odasındaki Atatürk posterini indirdi” açıklamasıyla, CHP Genel Merkezi'nde yaşanan skandalı ifşa etti. Kılıçdaroğlu, Nazlıaka'yı partiden atarken, Yılmaz'a dokunmadı.
Kılıçdaroğlu’nun milletvekili yaptığı isimlerden, hemşerisi Hüseyin Aygün, Atatürk’ü “soykırım” yapmakla suçladı. “Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır” dediği halde, Kılıçdaroğlu ağzını bile açmadı.
Şimdi siz söyleyin.
Bu CHP Atatürkçü bir parti midir?