CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Abdullah Gül, CHP’nin adayı değildir. Abdullah Gül’ün CHP’nin adayı olması mümkün değildir, ihtimal dâhilinde değildir..."
Abdullah Gül’ün, Millet İttifakı’nın ortak adayı olması konusunu, aslında 15 gün önce Cumhuriyet gazetesine söyledikleri ile Kılıçdaroğlu yeniden gündeme getirdi. CHP lideri, “Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?" deyiverdi.
Özgür Özel’in dünkü ifadelerinden anlıyoruz ki, Kılıçdaroğlu bunu kasten yaptı.
Neden?
Abdullah Gül defterini kapatmak için.
Gül ismi ile ilgili bir tartışma başlattı. Gül’ün adaylığının CHP tabanında nasıl tepki doğurduğunu, Gül ve çevresine göstermek istedi. Yani “ben istiyorum ama görüyorsunuz taban çok tepkili. …” gerekçesini elde etti.
Gül aleyhinde CHP canibinden öyle ağır eleştiriler getirildi ki, öylesine yerden yere vurdular ki… Tam organize işler sahaya sürüldü.
Buna yol veren de bir bakıma Abdullah Gül oldu.
İsmi günlerdir ulu orta tartışılıyor, ağzını açıp tek kelime söylemedi.
Abdullah Gül adına gerçekten üzücü bir durum. Bu ülkede 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insanın, sanki adaylık için hâlâ umudu varmış gibi suskun kalması gerçekten üzücü.
Ne var bu dünya koltuklarında böyle. 7 yıl yapmışsınız işte.
Sayın Erdoğan, kendisinin adaylığını şöyle açıklamıştı: "Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül kardeşimizdir…"
“Kardeşimiz” dedi. Gül ise vefasızlığın günümüzdeki temsilcilerinden biri olmayı tercih etti.
Abdullah Gül’ü ve destek verdiği Ali Babacan’ı (Deva Partisi) umut olarak pompalayanlar, sadece Erdoğan nefreti ve düşmanlığı ile hareket ediyorlar.
Eleştirilerinin hiç birisinde ikna edici değiller. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu malum şahıslara bir selam gönderseydi, şimdi tuttuklarını, yerde yere vurmak için yarışacaklardı…
Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu isimleri sadece AK Parti’den oy tırtıklamak için dolaşıma sokuldular.
Bütün anketlerde toplam oy oranları yüzde 3’ü geçmiyor.
Yüzde 1 oyun bile değerli olduğu bir seçim sisteminde, Erdoğan kazanmasın diye meydana çıktılar. Ancak “Biden’ın adamları” şüphesi onların da üzerine yapışmış durumda…
Yazık, bir dönem milletin gönlünü açtığı adamlar, şimdi milletin karşısında Batı’nın yanında mevzileniyor… Bir de aklımızla alay ederek, bu konuşlanmayı, demokrasi, insan hakları, hukuk falan için yaptıklarına inanmamızı istiyorlar. Gerçekten yazık…
CHP’ye gelince. Tamam, Gül’ün üstünü çizdiniz.
Muharrem İnce yarın Sivas’tan başını kaldıracak. Ona da hazırladığınız numaralar vardır elbet.
Sıradaki kim?
Ekrem İmamoğlu’nu ne yapacaksınız?
Onun da milletimizin değerleri ile doku uyuşmazlığı var.
Özgür Özel dün, lafın arasında şunu da dedi:
“CHP’nin cumhurbaşkanı adayı CHP’lileri rahatsız edecek ve adaylığından memnuniyetsizlik duyacağı hiç kimse olmayacak.”
Hâlâ, “adayımız CHP’li olacak” diyemiyorlar.
Öyle bir aday ki CHP’lileri rahatsız etmeyecek, aynı zamanda İyi Parti ve HDP’nin de gönülden destekleyeceği bir aday olacak.
Acaba böyle nadide bir isim buldular da belli mi etmiyorlar?
Yoksa Biden’ın seçilmesini mi bekliyorlar?