Azerbaycan’ın kendi topraklarını işgalden kurtarmak için sürdürdüğü 44 günlük destansı mücadele süreci, sözde demokratik dünyayı da, dostu düşmanı da, dost gibi gözükenleri de net ortaya koymuş oldu.
Dünyanın iki yüzlü, sadece kendi çıkarları için çalışan hukuk anlayışının da, dünya tarih sayfalarına not edilmesini sağladı!
44 gün boyunca; Azerbaycan’a komşu, hem de sözde İslam kardeşliği göstermesi gereken İran için de, iyi bir sınav süreci olmadı.
Neredeyse utanmasa, Ermenistan’ı fiili savunmaya geçecekti.
Zafer töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, halkın gönlünde taht kurmuş bir kaç milli şairin şiirlerine müracaat etmesi bile, suskun İran’ın aslan kesilmesine neden oldu.
Hep sakinliği ile bilinen, çözümsüzlüğü çözmeye çalışan, sesi İsrail’e ve Amerika’ya yüksekten çıkmayan Cevat Zarif, neredeyse Türkiye Cumhurbaşkanına saldırıya geçti.
Çünkü sancı büyük.
Uzun uzun anlatmayacağım. 44 günlük sürecin başında İran, Ermenistan’ı dolaylı yoldan destekledi. Evet, dilucu ile “Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını” söyledi. Lakin sınırlarından hangi şirketlerinin Ermenistan’a destek verdiğini de hafızalar kaydetti.
Yeni süreç başlıyor. Ve Türkiye ile Azerbaycan’ın ortak aklı, yeni duruma yeni platformun gerektiği teklifini ileriye sürdü. Ve 6’lı platform olarak teklifi, makbul teklif olarak görüldü. Lakin şimdi İran, başından beri engel olmak istediği sürecin masasına oturma kararı alıyor.
Cevat Zarif, Türkiye ve Azerbaycan’ın teklifi olan 6’lı platform, yani çevredeki 6 ülkenin ortak proje ve payda anlayışına ortak olmak için, Azerbaycan, Rusya, Ermenistan, Türkiye ve Gürcistan ziyaretlerine başvuruyor.
Azerbaycan’a gelince; Karabağ’daki yeni inşa sürecine, İran şirketlerinin de dahil edilmesini rica ediyor. Malum, Azerbaycan Karabağ’daki inşa süreci için önceliği Türkiye şirketlerine tanıdığını ilan etti.
Cevat Zarif, işte bu öncelikli sürecin tarafı olmak istiyor!
Ziyaret sırasında Ermenistan’a da giden Cevat Zarif, Erivan’dan kaba itirafta bulunuyor. “Herkesin toprak bütünlüğünden yana olduğunu” dile getiriyor. Güzel. Daha sonra ise “Ermenistan’ın toprak bütünlüğü, İran’ın kırmızı hattıdır” beyanını veriyor.
30 yıldır işgal edilmiş Azerbaycan toprakları için bir defa bile “Azerbaycan toprak bütünlüğü İran’ın kırmızı hattıdır” demeyen İran, şimdi bu yeni süreçte nasıl bir öncelik tanınmasını istiyor acaba?
İran, Azerbaycan içerisinde mezhep üzerinden yıllardır işliyor. İşin acı tarafı o ki, bu çalışmaların tarafı olan Azerbaycan içindeki İran militanları, Cevat Zarif’in Ermenistan’dan verdiği beyana tepki bile göstermiyor.
İran ilan ediyor. Lakin Türkiye için “Azerbaycan’ın kırmızı çizgi” olmasını da istemiyor. Gerçi onun ne isteyip istemediği kimsenin de umurunda değil!
Esasında bu “malumun ilanı oldu” ve taşların yerine oturması, belirsizlikten daha iyidir. Anlaşılmalıdır İran’la aynı masada elbette oturulmalıdır. Hatta İran’ın istikrarı, bölgesel istikrar açısından da önem arz ediyor. İran komşudur ve ahalisinin hatırı sayılır oranda terkibi Türklerden oluşmaktadır. Komşu ve ahalisinin kahir ekseriyetinin Türk olması bile Zarif’in ve İran politikasının gerçek çıkarlarını örtbas edemiyor. Yeni süreç, bu geliştirilmekte olan yeni platformun, bölge için istikrar oluşturma imkanlarını kendinde barındıracak. Lakin tek şey unutulmamalıdır! Bu süreç, gücün ve hukukun ittifakı ile pekişti. Ve Türkiye-Azerbaycan, bu sürecin esas ana temelidir. Dolayısı ile ana temeli sağlam tutmak, bugüne kadar bu denli önemli olmamıştı. Her şey yeni başlıyor! Ve ilelebet payidar olması için, Ankara-Bakü hattının tek vücuda dönüşmesi gerekmektedir.