Türkiye'deki muhalefetin 'dış temasları', Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça artıyor.
Muhalefetin son birkaç aylık 'dış temaları' hakkında rakamlar şu şekilde:
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener kasım-aralık dönemindeki 1,5 aylık sürede eski ABD Büyükelçisi David M. Satterfield ile tam 4 kez bir araya gelmiş. Akşener'e görüşmelerde, Türk askerinin Libya'daki varlığına ilişkin sırların ortaya dökülmesini isteyen İYİ Parti'li Ahmet Kamil Erozan eşlik etmiş.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İngilizlerle bir ay içerisinde tam 3 kez buluşmuş. 7 Aralık 2021'de Büyükelçi Dominic Chilcott ile İBB'de bir görüşme gerçekleştirmiş. İmamoğlu, Balıkçı Kahraman'daki buluşmadan 3 gün önce ise (21 Ocak) İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo ile görüşmüş. Ardından da 24 Ocak akşamı İngiliz Büyükelçi'yle meşhur balık ziyafeti. (Kaynak: trhaber.com)
İYİ Parti'nin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo ile geçen hafta görüşmüş.
İstanbullu, İBB'nin beceriksizliği sebebiyle karla kaplanan yollarda mahsur kalırken İmamoğlu'nun sözcüsü Murat Ongun'un, Cenevre'de lüks bir kayak merkezinde tatilde olduğu ortaya çıkmıştı. Ekrem İmamoğlu'nun balık lokantasında İngiliz Büyükelçi ile yemekte olduğunu fâş eden Gazeteci Cengiz Alçayır Ongun'la alâkalı yeni bir bilgi paylaştı. Twitter hesabından Alçayır Ongun'un Cenevre'den Paris'e geçtiğini, neden orada olduğunu da en iyi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bildiğini yazdı.
Bunlar bir şekilde haberdar olabildiğimiz temaslar, bir de özel bürolarda ve evlerde yapılan görüşmeler var. Görüldüğü üzere, beceriksizlikleri ve umursamazlıkları sebebiyle halkın yolunu kapatanların ABD ve Avrupa ile trafikleri çok yoğun!
İşte bu noktada ABD Başkanı Joe Biden'ın seçilmeden önce Türkiye hakkındaki sözlerini hatırlamanın tam zamanı: "Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi, bir yol haritamızın olduğunu açıkça göstermemiz lazım. Düşündüğümüz şeyle ilgili sesimizi yükseltmemiz gerekiyor, bedel ödemeli... Yani çok endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi muhalefetle doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hâlâ var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçim süreci ile..."
İBB Başkanı İmamoğlu'nun neden, "Tepkiler beni ilgilendirmiyor. Yediğim yemek karla mücadele kadar önemli" demesinin de mânâsı anlaşılmış oluyor.
Bir Belediye Başkanı, şehrinin yolları karla kaplanmışken, halkı yollarda kalmışken, insanlar arabalarını bırakıp saatlerce yürüyerek evlerine gitmişken, yürürken donma tehlikesi geçirenler camilere sığınıp orada sabahlamışken "Tepkiler beni ilgilendirmiyor. Yediğim yemek karla mücadele kadar önemli" demesi normal mi?
Tabiî ki normal değil!
Başkanı olduğu şehrin halkına âdeta söver gibi, "Sizin bana tepki göstermeniz umurumda bile değil" demesinin neresi normal olabilir?
Bu tavır, bir dahaki Belediye Başkanlığı seçimini kaybetmesine sebep olacak bir tavırken normal olabilir mi?
Benim gibiler bu garipliği sorgularken birileri bu anormal durumu perdelemek için, yok "Özel hayat" yok "MOBESE görüntülerini kim servis etti" diyerek halkı oyalıyor.
Oysaki konuşulması gereken mevzu belli: Muhalefetin 'dış temasları' neden arttı ve bu görüşmelere niçin her şeyin üzerinde önem atfediliyor.
Muhalefet mugâlatayı bıraksın da bu sorumuza cevap versin; verebiliyorlarsa!..