Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolması/kaybettirilmesine ilişkin sır perdesinin aralanması için, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu ve ilgili binalarında olay yeri incelemesinin yapılmasına bir an önce izin verilmesi gerekiyor. Sorumlu bir devlet iddiasında bulunan bir yapı, kendi üzerinde yoğunlaşan şüphe bulutlarını dağıtmak için bir an önce buna izin verir. Hatta kolaylaştırır. Oysa gelen haberler, Suudi Arabistan’ın buna yanaşmadığı ve hatta yanaşmayacağı şeklinde.
Suudi yönetiminin öneriyle Ankara ve Riyad arasında bir ortak komisyon kurulması kararlaştırıldı ve bu çerçevede temas trafiği gerçekleştirdi. İstanbul’da savcılığın yapacağı soruşturma ise ayrı bir kanaldan yürüyecek. Bütün dünyanın bildiğini Suudi yönetimi de biliyor. Cemal Kaşıkçı vakasını soruşturan güvenlik ve adli birimlerinin elinde fazlasıyla delil var. Ancak sorumlu bir devlet olmanın gereği olarak, yıllar süren bir diplomatik ilişkinin getirdiği çerçeveye uygun bir şekilde Suud tarafının önerisi kabul edildi ve ortak komisyona yeşil ışık yakıldı. Bu demek değil ki, üzerinde cinayet şüphesi olan bir tarafın zaman kazanma girişimlerine göz yumulacak.
Suudi medyasının sorumsuz yayınları ve Türkiye’nin güvenli bir ülke özelliğini sorgulamaya kalkma cüreti de Ankara’da dikkat çekiyor. Eldeki bütün veriler gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla ilgili resmi Suud makamlarını hatta ve hatta veliaht prens Muhammed bin Selman’ın en yakın koruma halkasını işaret ederken, aklımızla alay etmeye kalkan yorumlar Suudi yönetiminin işini zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Suudi Arabistan veliaht prensinin imaj yönetimi için profesyonel ve pahalı Batılı şirketlerle yaptığı anlaşmalar sayesinde oluşturduğu algı, Cemal Kaşıkçı olayla yerle yeksan oldu. Eğer Suudi yönetimi akıllı adımlar atmazsa yerle yeksan olacak olan sadece algı ile sınırlı kalmayacak. Bazen büyük bir yangını fark edilmeyen ya da önemsenmeyen küçük bir kıvılcım belirler.
Ses kayıtları, videolar, kemik testeresi, özel uçakla gelen adli tıp uzmanı vs vs…
Odanın ortasında büyük bir fil duruyor… Kaçacak yeri kalmadı.
Suudi Arabistan’ın vakit kaybetmeden Türk yetkililerin çağrılarına kulak vermesi ve bir an önce medyasında Türkiye’yi hedef gösteren yayınları durdurması gerekiyor.