FETÖ tertiplerinin kurbanı Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin, CHP'ye tepki gösterip 2023 için Cumhur İttifakı'nı işaret ettiği açıklamalarına çok sert tepkiler geldi. Bu tepkiler öylesine büyüdü ki Sayın Çelebi, politik tercihini beyan edemez hale getirildi. Hatta belki de parti değiştirecekti fakat mahalle baskısı nedeniyle özgürce siyaset yapacağı partiye gidemedi bile. Sistematik olarak hedef alındığı Halk TV televizyon kanalına cevap hakkını kullanmak için bağlandı fakat orada bile konuşmasına izin vermediler, yayından aldılar. Bu tahammülsüzlük akıl alır gibi değil.
**
"Gitme" diyorlar yahu. "Gidemezsin" diyorlar. "Şartlar ne olursa olsun sen burada kal ve burada siyaset yapmaya devam et". Olacak iş mi? Sayın Çelebi'nin mevcut şartlarda CHP'de siyasete devam etme imkanı kalmadığını açıkladığı metni görmüş olmalısınız. "PKK'nın siyasi kanadı HDP varsa ben yokum" diyor. FETÖ terör örgütüyle olmaz diyor. "İçinde 'Atatürk' ve 'Türk Milleti' geçmeyen bir mutabakat metnine ben imza koymam" diyor. Anayasa'nın ilk dört maddesini değiştirmeyeceğini beyan etmeyen bir hareketin içinde olmam diyor. Siyasi partilerin tahakkümü altında bir Cumhurbaşkanı'na onay vermem diyor. Daha pek çok itirazı var. Bu kaygıları gidermek yerine kendisini ihanetle suçluyor CHP. İnanılır gibi değil. Sen Atatürk'e hakaret etti diye demediğini bırakmadığın Bekaroğlu'nu partiye alabilmek için kadın kontenjanından alan açıyorsun. Ama bir CHP'li başka bir partiye gittiğinde, en hafif tabirle 'ihanetle' suçluyorsun. Bu gerçek anlamda bir politik ikiyüzlülük.
**
Bakın bu politik ikiyüzlülüğü şöyle örneklendirelim. Ne diyor CHP; "...Siyasette görüş ve taraf değiştiremezsiniz. Böylesi politik değişimler ihanettir, bunu yapanlar haindir." Son karar buysa bir kaç küçük hatırlatma yapmamız lazım. Kılıçdaroğlu, "Türk siyasi tarihinin gelmiş geçmiş en çapsız bakanı" dediği Sayın Ahmet Davutoğlu ile birlikte yol yürüyor. Madımak faciasının baş faili olarak gösterdiği Temel Karamollaoğlu ile birlikte yol yürüyor. Ali Babacan için de benzer rezervleri vardı kuşkusuz. Ama şimdi hep birlikte hareket ediyorlar. Şimdi. Kendi yolundan vazgeçip CHP'nin peşine takılan eski sağ siyasetçiler de CHP'nin bu son söylemlerinden nasibini alıyor mu acaba? Yoksa bazı CHP'liler Çelebi'ye veryansın ederken aslında yeni yol arkadaşlarına gönderme mi yapıyordu, ne dersiniz?
**
Belki de daha da fazlası. Mesela MHP kökenli Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile ANAP kökenli İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na da laf çarpıştırıyor olabilirler mi?
**
Öyledir demiyorum ama sanki gideceklere mesaj verirken gelenlere de inceden bir ayar çekiliyor gibi gelmiyor mu size de? Ama sonucu değiştirmez. Yani CHP seçmeni, AK Parti seçmeni gibi seçici ve bilinçli değildir. Kimi aday gösterirlerse göstersinler gider oylarını verirler. Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vermediler mi? Yine verirler yani. Anlaşılan gidenlere kızılıyor da gelenlere laf edilmiyor çok fazla.