Galatasaray takımının, sezon başında lige, Şampiyonlar Ligi’ne ve kupaya yönelik hiçbir hazırlık yapmadığı anlaşılıyor. Takımda en az 5 kişi adale sakatlığından kadrodan çıktı. Bunlara son olarak da dünkü maçta son haftaların yıldızı Sinan eklendi. Galatasaray sahada 65 dakika ne yaptığını bilmeden amaçsız, beklentisiz dolaştı durdu. Sanki futbolcular, kafalarında ligi çoktan bitirmiş. Bir an önce Mayıs gelse de gitsek diyorlar.. Konyaspor’un da pek bir şeyi yok. Aykut Kocaman’ın takımı böylesine umursamaz bir Galatasaray’ı yakaladığında mutlaka gol bulacak. Ama onlar da Galatasaray’a ayak uydurdular ve sahada futbol yerine tepişme izledik.
Maçın ilk yarısında akıllarda kalacak tek bir pozisyon yok. Ne Galatasaray adına, ne Konya adına... Maçın ikinci yarısıyla birlikte Galatasaray’ın silkilenip kendine geleceğini rakibini zorlamaya başlayacağını düşünüyorduk. Galatasaray silkilmediyse de maçın 65. dakikasından sonra hareketlenmeye başladı. Ve bu arada biri yüzde yüz olmak üzere 3 gol pozisyonundan yararlanamadı. Hele Olcan’ın kafa vuruşu üst direkte patlayınca tüm umutlar sönmeye başladı. İnsan ister istemez düşünüyor, madem bu akınları yapıyor ve gol pozisyonlarına girebiliyorsunuz. Neden 65 dakika beklediniz?
Galatasaray’ın bu akşamki görüntüsü Süper Lig’de Sarı-Kırmızılılar’ın sezonu bitirdiğini gösterdi. Galatasaray’ın artık hedefi Türkiye Kupası’nı almak olmalı. Bu kadro ve bu futbolla Avrupa Ligi’nde herhangi bir başarının gelmeyeceği artık belli.
Galatasaray bu hale nasıl geldi? Neden Elmander, Drogba, Baros gibi forvetlerden sonra Umut’la başbaşa kaldı. Neden sağ sola milyonlarca euro savrulup, ama böylesine bir kadroyla devam etmek zorunda kalındı. Bütün bunların hesabını sezon sonunda sormak gerekir. Ve bundan sonra Galatasaraylılar’ın “Ben futboldan anlamıyorum” diyen bir başkana oy vermemesi şart. Gelirinin yüzde 90’ını futboldan gelen bir kulübün başkanı olmak isteyecek kişinin futboldan anlaması şart. Burda asılolan Galatasaray taraftarı oluyor. Sefayı futbolcu, cefayı taraftar çekiyor.