Ukrayna meselesinin Doğu-Batı arasında savaşa yol açmasını beklemiyoruz. NATO çoktandır savaşma-seviş parolası ve -ne yapalım, görev alanıma girmiyor- bahanesiyle durumları idare eden bir fikir kulübü havasında. Ukrayna zaten NATO görev alanında değil.
Bu krizde genel savaş olmaz ama Ukrayna içinde çatışma çıkabilir. Kiev’in yeni rejimi çatışmada yarar görebilir. Orada -Biz çatışmayı başlatalım, arkadan Batı desteği gelir- diye düşünürlerse, yanlış yaparlar. Ayrıca Kiev’in orduya ne kadar hakim olduğu da kuşkulu... Ukrayna’nın Afganistan benzeri işgali? dersek, o da gereksiz. Ukrayna’nın yarısında yollara gül serperek Rus ordusunu karşılayacak nüfus var. Ve de Rusya Karadeniz’deki en önemli üs-limanından Kırım’dan vaz geçmez. Zaten anlaşmalara bağlı hareket alanı var.
Bu ortamda piyasalara bakarsak: Ukrayna meselesi çatışma boyutuna gelmese de süren gerilim olarak dünya ekonomisine zarar yazar. Dünya büyümesi rüzgardan kardan etkilenirken kriz havası, zaten sürünen genel ekonomik büyümeyi törpüler.
Pazartesi itibarıyla dünyada borsalar sattı, altın yükseldi, dolar talepliydi, ABD Hazine tahvillerine para girdi. Bunlar -güvenli liman- sayılır, gerilim anında boşta olan nakit para buralara girer. Ve bu geçici durumdur. Örneğin altının eski zirvelerine dönmesi bu senaryolarda zor. 1.350 dolardan belki 1.400 e çıkar, ancak çok ağır kriz gerekir. Dolarda yükseliş- diyoruz ama dolar sepet endeksi DXY, 80 puanın çevresinde ayrılmıyor. Hatta cuma günü 79’a inmişti. 79-80 puan, doların 2013 başından beri bir yere yükselmediğini gösteriyor. Dolar FED yüzünden yükselmiyor. 2014’te de aynı durum sürer.
Euro’da ise sorun, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirmeme -likiditeyi bollaştırmama siyaseti yüzünden- Almanya istemediği için AMB adım atmıyor, Euro da yükseliyor. Bu hafta perşembe AMB yeni likidite adımı atar mı, bakılacak. Avrupa’nın asıl sorunu enflasyon olmaması. Enflasyon yok- diye teyid gelirse, deflasyon korkusu başlayacak. Korkusu olduğunda da zaten deflasyonun kendisi başlamış demektir.
Ukrayna meselesinin Rusya’yı iflas ettirmesi diye bir durum yok. Ruble düşer, Moskova Borsası düşer, ama yükselen petrol fiyatı Rusya’ya yarar. Krizle birlikte petrol ve gaz fiyatları yükselecektir. Zaten petrol gaz, öncelikli olarak Avrupa’yı ilgilendiriyor. Yani Avrupa bu krizde parasını verse bile gaz bulamayabilir. Artan enerji fiyatı da Avrupa büyümesini sakatlar.
Ukrayna aslında Avrupa için gaz demek. Avrupa, tükettiği gazın yüzde 32’siini, petrolün de yüzde 35’ini Rusya’dan alıyor. Alınan gazın üçte ikisi Ukrayna üzerinden geçiyor. Ukrayna’daki itişme bu akışı durdurursa önce Ukrayna donar, ardından da Avrupa... 2006 ve 2009’da Rusya gecikmiş gaz alacaklarının tahsilatı için Kiev ile itişip gazı kesmişti. Gaz Avrupa için de kesilmiş oldu ve kışın ortasında herkes feryada başladı. Üstelik o kesilme sırasında borular sağlamdı. Şimdi boruların güvenliği de yok.
AB içine bakınca, Almanya’nın tükettiği gazın üçte biri Rusya’dan. İtalya ve Fransa gazının da dörtte biri Rusya’dan. Yani bu üç ülke şu an Ukrayna konusunda hem rahatsızlar, hem de sorunu çözmek için gerekli beyin fırtınası sırasında çay kaynatmak için ocağa koydukları suyu Ukrayna üzerinden gelen Rus gazıyla kaynatıyorlar. AB devlet ve hükümet yetkililerinin sabah evden çıkmadan Rus gazıyla ısıtılmış sıcak suyla duş almaları da bir başka gerçek.
Bu arada Ukrayna’nın yüzde 60 gazını Rusya veriyor. Bu gerilim sürerse gaz akışı riskte demektir. Ukrayna’da 15 nükleer reaktör olması ve bu reaktörlere yakıtı da Rusya’nın sağlaması, olayları daha enteresan hale getiriyor. Bu akışları kesmek Rusya’ya kısa dönem ekonomik zarar yazsa da siyasi kazanım getirecek hareketler. Putin hesapsız iş yapmıyor. Örneğin Rusya destekli Şam’a kimse dokunamazken, Ukrayna’da muhatap, Rusya’nın kendisi. Rusya ile sınırlı-sorumlu çatışma olmayacağını her kurmay bilir.
ABD’ye gelince. Başkan Obama ‘Afganistan’dan çekiliyoruz, başka savaşlara gerek yok’ deyip Suriye dahil küresel askeri herekatlara kapıyı kapatmıştı. Bundan en çok Kuzey’in baskısı altındaki Güney Kore ve Çin baskısındaki Japonya rahatsız oldu. Ancak ABD -müttefikleri yarı yolda bırakmayız- diyor.
ABD iç muhalefeti ise hem -Obama Ukrayna’yı sattı, itibarımızı düşürdü- demeye hazır, hem de -Ne işimiz, ne çıkarımız var Ukrayna’da- demeye... Gerilimi düşürmek bu noktada Almanya-Fransa gibi hem Rusya’nın doğal gazına hem de ABD’nin sözel gazına yakın ülkelere düşüyor.
twitter.com/selimatalayny