Batman serisinin son filmi Kara Şövalye Yükseliyor’un yönetmeni Christopher Nolan ile oyuncuları Christian Bale ve Anne Hathaway’den çok özel röportaj... Ünlü oyuncular dövüş sahnelerinin uzadığını, finalin Pittsburgh’ta başlayıp New York’a kadar sürdüğünü anlatıyor.
YAZ sezonunun hasılat rekortmeni Kara Şövalye Yükseliyor filminin yönetmen ve başrol oyuncularına Batman ve verdiği sosyal mesajı sorduk. Batman’in dünyada yaşanan trajediler karşısında ‘Ben ne yapabilirim?’ sorusuyla doğduğunu söyleyen yönetmen Christopher Nolan ile başrol oyuncuları Christian Bale ve Anne Hathaway ‘roller coaster’a benzettikleri roller için “Sizi alıp götürür ancka çıkışta normal hayatınıza dönüş yaparsınız.” diyor. Dövüş sahneleri için spora gittiğini anlatan Hathaway ise yüksek topuklarına rağmen zorlu dövüş sahnelerinde yer almasını ‘Kadın olmanın bir parçası’ olarak görüyor.
-Kara Şövalye büyük bir etki yaratmıştı. Nolan ile Kara Şövalye Yükselirken’i yazmaya başladığınızda daha iyi bir film bir yana, aynı ayarda bir film yaratmanın baskısını hissetiniz mi?
BATMAN KOSTÜMÜNDE NEFES ALAMADIM
Christopher Nolan: Hikayeye başlar başlamaz “Neden bunu yapıyoruz? Anlatacak bir hikayemiz var mı?” baskısını hissediyorsunuz. Gerçekten bir hikayemizin olduğunu anladığımızda Bruce Wayne’e ne olacağını, hikayesinin nereye gideceğini ve bizim bu hikayeyi nasıl bitireceğimizi görmek istediğimizde her şey yerli yerine oturmaya başladı. Sanırım o zaman baskıyı bir kenara bırakıp yapabileceğinizin en iyisini yapmaya başlıyorsunuz.
- 2005 yılında Batman Begins’te ilk kez Batman’i canlandırırken o kostümü giydiğiniz ilk gün aynada gördüğün Christian ile filmin son günü gördüğünüz Christian arasında ne fark vardı?
Christian Bale: İlk kez denemelerde kostümü giydim, Val Kilmer’in kostümüydü. Pek oturmadı üstüme. Gerçek kostümü giydiğimde ise “Ah Chris, cast’ı değiştirmek zorunda kalacaklar galiba” dedim. Çünkü tam anlamıyla klostrofobik bir durumdu, inanılmazdı. “Tamam derin nefes al” dedim kendi kendime. “Bana 20 dakika müsaade eder misiniz?” dedim. Etrafımdakiler “Nasıl bir his” diye soruyorlardı, bense nefes alamıyordum. Beni yalnız bıraktılar ve bu sırada filmi gerçekten yapmak istediğimi fark ettim. Gelecek 20 ay içinde giydiğim bu kostümü Bruce Wayne’in yaptığı gibi geliştirdik ve daha rahat bir hale soktuk. Panik atak geçmişti çünkü rahatça giyip çıkarabiliyordum.
FİLM BİTENE KADAR SPOR YAPTIM
- Bu filmde çok yönlü kadın karakterlerin nasıl yaratıldıklarını anlatır mısınız? Bütün kadınların ayrı bir hikayesi var gibi.
Christopher Nolan: Senaryo aşamasında devam filmi çekmenin bir zorunluluğu olarak yeni karakterler eklerken hikayenizi birçok yönde genişletmek durumundasınız. Bu filmde de kayda değer yeni kadın karakterler var. Hikayeyi sulandırmamak adına karakterlerin gerçek insanlar olmaması gerekir. Onların önemseyeceğiniz ve inanacağınız insanlar olmalarını istersiniz. Yani senaryo safhasında Jonah ve ben yeni karakterlerin yüzeysel olmamaları için çok uğraştık. Her birinin seyircinin ilgisini çekecek birer iç dünyaları olmasını istedik. Anne ve ben, Selina karakterinin hikayesi ile aslında nereli ve gerçekte nasıl biri olabileceği konularını çok uzun süre tartıştık. Yani, bu işin önemli bir kısmı Anne Hathaway ve Marion Cotillard gibi oyunculara sahip olarak başarıldı.
- Anne Hathaway sürekli dövüşen bir karakteri canlandırmadan önce nasıl bir hazırlık yaptı? O giysiler ve yüksek topuklar içinde bu türden zorlu dövüş sahneleri çekmek zor olmadı mı?
Anne Hathaway: Rolü aldığımda Chris (Christopher Nolan) beni ofise çağırıp “Çok fazla dövüş sahnesi olacak. Inception filmini çekerken Joe aylarca spora gitti, bayağı forma girmişti, çok takdir ettim” dedi. Söylemek istediğini anlamıştım ve film bitene kadar spora gittim. Tam bir değişimdi. Daha önce böyle bir şey yapmamıştım. Dövüşmeyi öğrendim. Günlerce dövüşebilmek için güçlü olmam gerekiyordu. Yüksek topuklarla nasıl yaptığıma gelince. Yapıyorsunuz, kadın olmanın bir parçası bu. The Devil Wears Prada filmi bunun için güzel bir alıştırma sayılırdı aslında. O filmde yüksek topuklularla Manhattan’da bir aşağı bir yukarı koşturuyordum, Gotham’da da bunu yaptım. Selina karakteri mükemmeldi, onun üzerine yoğunlaşmayı sevdim. Sanki bu işe giderken giymek zorunda olduğu bir üniforma gibiydi.
‘NE YAPABİLİRİM’ SORUSUYLA BAŞLADI
- Filmin günümüzle bağlantısı nedir sizce?
Christian Bale: Chris’in (Christopher Nolan) güncel filmler yapabilme yeteneğini garip ve esrarengiz bulmuşumdur. New York’ta filmi çekerken birkaç blok ötemizde Wall Street işgal’i vardı. Senaryoyu yazarken bunun olabileceğini bilme ihtimali yoktu ancak bilmişti. Ve benim anladığım Bob Kane bu karakteri 1939 İngiltere’sinden yola çıkarak yarattı. Tam da II. Dünya Savaşı’nın başladığı sırada. İnsanların bu korkunç trajedi karşısında hissettikleri işe yaramazlık duygusuna “Ben ne yapabilirim” sorusuna cevap gibiydi. Başlangıçta konu buydu, Batman böyle başladı. Sonradan Adam West’inki gibi harika parodileri de yapıldı ama başlangıcı buydu.
- Batman ve Bane’in dövüş sahnelerinin provası kaç gün sürdü?
Christian Bale: Zaman kavramı konusunda berbatım. Ama uzun sürdü. Final dövüş sahnesi Pittsburgh’da başlayıp New York’ta bitti. Birbirimizi yumrukladığımız uzun bir yol katettik. Herkes birbirini yumrukluyordu. Birbirini durmadan yumruklayan bir sürü insan gördük. Ben ve Tom gerçekten de kendimizi canlandırdık. Tom fenomenleşmiş aktör ve iddialı rakip. Batman’ın ilk rakibi olarak daha önce görmediğimiz biçimde onu kamçılayabilecek birisi. Fakat dövüş sahneleriyle ilgili asıl hoşuma giden şey sadece yere serme şeklindeki dövüşler olmamaları. Her dövüşte her karakter hakkında yeni şeyler öğreniyorsunuz. Bu iyi bir dövüşün işaretidir.
ROLLER?COASTER?GİBİ
-Hikayenin temaları hakkında konuşabilir miyiz, özellikle de ekonomik krizin ışığında hikayenin bir değerlendirmesini yapabilir misiniz?
Christopher Nolan: Dürüst olmak gerekirse, senaryo aşamasında özel mesajlar, özel temalar içine çekilmekten kaçınmaya çalıştık. Gerçekten bu filmler eğlenmek için. Baktığınızda inandığımız toplumu tehdit eden şey nedir ve kötü güçlerin başa geçmesi korkusuyla aslında kendimizi ne kadar ürkütebiliriz? Bu konularda samimi olmaya çalıştık, insanların gerçek hayatla film arasında kurdukları bağlantıları, Bane gibi kötülerin dünyamıza yapabilecekleri konusundaki senaryoları hepimiz kendi kafamızda kurgulamışızdır.
Christian Bale: Bu filmler aynı bir roller coaster (Lunaparkta yukseklere çıkıp aniden inen tren) gibidir, sizi alıp götürür ama çıkışta normal hayatınıza dönüş yaparsınız. Sizin tercihiniz dahilinde bir eğlence sunar. Ama eğer isterseniz, bundan çok fazlasını da bulabilirsiniz filmde. Bu kavramlar izleyicinin başına kakılmıyor ama görmek isterseniz oradalar.