Çatıcılar Cumhurbaşkanlığı seçiminde uğradıkları hezimeti bir türlü kabul etmiyor.
Sürekli Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin kazandığı ezici zaferi küçültmeye, basitleştirmeye çalışıyorlar.
CHP seçim sonuçlarının kesinleştiği saatlerde kendini zafer kazanmış olarak ilan ediyordu. Şaka yapmıyorum, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yaptığı açıklamada "Bu seçimin kazananı CHP'dir" dedi.
Aynı dakikalarda Ekmeleddin İhsanoğlu kaybettiğini kabul edip oy verenlere teşekür ediyordu. Kılıçdaroğlu ise vatandaşın ahlaki erozyona uğradığı için kendi adaylarını seçmediğini ve Tayyip Erdoğan'a oy verdiğini söylüyordu. Kılıçdaroğlu ayrıca anket firmalarını suçluyordu, Tayyip Erdoğan'ı önde gösterdikleri için kendi seçmenlerinin sandığa gitmediğini söylüyordu.
Diğer Çatıcı parti de onlardan geri kalmıyordu. MHP Genel Başkanı Bahçeli sandığa gidip kendilerine oy vermeyenleri "Onur dürüstlük sandıkta kaldı, ahlaksız sandıktan çıktı" sözleriyle seçmene ahlaksız diyor ve ekliyordu:
"Sandığa gitmeyen seçmen bizim seçmendi bu faturanın sorumlusu onlardır. Anket firmalarının abarttığı gibi başarı kazanamadı Tayyip. Eğer anket firmalarının sonuçlarına göre bakarsak Tayyip Erdoğan başarılı değil."
Bahçeli'ye göre sandığa gelen de gelmeyen de suçlu, başarısız olan Tayyip Erdoğan. Kendilerinin ise bu sonuçtan hiçbir kayıpları yok.
Yani kendileri kaybetmedi, seçmen ahlaksızdı, Tayyip Erdoğan seçimi kazanmış olabilirdi ama bu bir başarı değildi.
Acayip bir durum, patolojik bir yaklaşım.
Hem kaybettiklerini, hem Tayyip Erdoğan'ın kazandığını kabul etmiyorlar, hem de oy veren seçmene hakaret ediyorlar.
CHP yenilgiden sonra gaz alma kurultayı yaparken, MHP'liler ona bile gerek duymadan tatil havasında koltuklarında oturuyorlar.
Çatıcı arkadaşlar başarısızlıklarını gizlemek için seçmene hakaret ederek vakit geçirirken, AK Parti iktidarı bir cumhurbaşkanı, bir başbakan ve bir de genel başkan seçti.
Hiç bir sıkıntıya yol açmayacak şekilde partilerinin tabanından tavanına kadar her kademede danışarak, önce cumhurbaşkanı adayını belirleyip seçimden zafer ile çıktılar. Başbakan Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olunca, boşalan başbakanlık ve Ak Parti Genel başkanlığı için yine parti kurullarında tartışarak, oylayarak Ahmet Davutoğlu'nu Başbakan ve Kurultay’a Parti Genel Başkanı Adayı olarak belirlediler.
AK Parti’nin neden 12 yıldır oyunu artırarak her seçimden başarı ile çıktığına gösterilecek en güzel örneklerden biri bu.
Çatıcılar hala kendi koltuklarına yapışıp vatandaşa hakaret etmeyi siyaset yapmak zannediyor.
Çatı partiler artık bu rezil duruma son vermeli.
Artık vatandaşa hakaret etmekten vazgeçip iktidarın yaptıklarına bakıp, biraz bu ülkeyi yöneten kadrolar ne yapıyor görüp bir şeyler öğrensinler.
Star üzerinden şov yapmayı bırak, Sözcü'ye bak
Paralel yapı ve onu medya taşeronları Ak Parti ve Tayyip Erdoğan'ı karalarken kendi iftiralarını, yalanlarını örtmek için sürekli Star Gazetesi ve onun gibi paralel yapının darbe girişimini haberleri ile deşifre erden medya guruplarına saldırıyorlar.
Hergün bir iftira atmazlarsa, her gün bir yalan haber yapmazlarsa kendilerini eksik hisseden bu arkadaşların yalanlarını ortaya çıkardığımızda ise başlıyorlar saldırmaya.
Her iftiranın önüne havuz medyası,yandaş medya gibi yakıştırmalar ekleyerek iftiralarını sıralıyorlar.
En son, iki yalan ve iftira var ki haber yapmak bile insanı üzüyor. İlki, Can Dündar'ın sosyal medya üzerinden yaymaya çalıştığı bir yalandı. Can Dündar, montajlanmış bir fotoğrafı gerçekmiş gibi takipçilerine servis etti.
Fotoğrafta, TRT Çocuk kanalında Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının yayınlandığı gösteriliyordu. Montaj görüntü ile TRT Çocuk ve Tayyip Erdoğan'a iftira atmaya çalışan Can Dündar'ın iftirası kısa sürede ortaya çıktı.
Ikinci yalan ise, tam bir komedi. Sözcü Gazetesi son günlerde bir PKK'lıya ait heykelin kaldırılması üzerine doğuda başlayan eylemleri "vatan bölünüyor" şeklinde verirken, "Atatürk heykeline yapılan saldırı" görüntüsü diye verdiği fotoğraf ile ise, tam bir skandala imza attı.
Sözcü gazetesi, birinci sayfadan yayınladığı "Çirkin misilleme" başlığıyla Atatürk heykelinin PKK'lılar tarafından yıkıldığını iddia etti.
Ancak o heykelin, Ukrayna'nın Kiev kentinde Myronivka Şehir Kütüphanesi'nin önünde bulunan Lenin heykeli olduğu ortaya çıktı.
Yalan ve iftira haber yaparken o kadar gözleri dönmüş ki. ne yapacaklarını şaşırmışlar.
İşte biz bu yalanlara benzeyen yüzlerce yalanı ortaya çıkardığımızda bu arkadaşlar hemen saldırıya geçip, "havuz medyası, yandaş medya" diye başlayan itirazları sıralıyorlar.
Paralel yapılanmanın en çok iftira atıp karaladığı Star Gazetesi'ne saldırılar, paralel yapının taşeron medyası üzerinden yapılıyordu.
Biz paralel yapının taşeronlarından gelen saldırılara alıştık.
Ama son yapılan saldırı bizi şaşırttı.
Star Gazetesi'ne son saldırı bir millet vekilinden geldi
Star Gazetesi, paralel yapıya yakın milletvekili İdris Bal'ın 17 Aralık darbe girişiminden 4 ay önce STK’larla görüşerek ‘Erdoğan sonrası’ için çalışma yürüttüğünü ve Bal’ın “Uluslararası güçler Erdoğan’ı uzaklaştıracak, gitmezse öldürülecek” dediğini ortaya çıkardı.
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, bu haber üzerine kameraların karşısına geçti. Gergin vekil, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Star'ın bu haberine cevap vermek yerine öfke kustu, gazeteyi parçaladı.
Peki haberin yalan olduğunu kanıtlaya bildi mi? Hayır.
Herhalde Sayın Bal verecek cevap bulamayınca gazeteyi yırtarak şov yapmayı tercih etti.
Sayın Bal ya haberin yalan olduğunu kanıtlayın, ya da Star Gazetesini yırtarsak şov yapmak yerine yalan haberlere imza atan sözcü üzerinden şov yapın. Onlar yalan haber ve şovu severler.
Star'a saldırarak şov yaparak prim yapamazsınız.
Sizin gibileri Sözcü paklar.