Malum, içinde Çarşı’nın adı da geçen iddianame var gündemde. Bu iddianame bana Şike Davası iddianamesinin Beşiktaş’la ilgili bölümünü anımsattı hemen. İzlenimim aynı: Pek az hukuki delil, bolca kanaat. Beşiktaş anlamsız biçimde şike meselesine meze edilmiş, haksızlığa uğramıştı. Bu da pek farklı değil. Paralel yapının Ergenekon ve Balyoz davalarındaki etkisi, Türkiye’deki gerçek darbe girişimlerinin yargılanmasının haklılık ve meşruiyetine büyük zarar verdi. Konuyu sulandırdı. Çarşı ve darbe sözcüklerini bir araya getirmek de benzer bir sulandırma anlamına geliyor bence.
Bu iddianamenin Çarşı adı üzerinden haberleştirilmesini de sorumsuzca buluyorum. Çarşı’yı bir tüzel kişilik, bir dernek falan sananlar var galiba. Daha önce de yazdım: Çarşı her görüşten, her meşrepten insanın içinde yer aldığı esnek bir taraftar oluşumu. Temel derdi de Beşiktaş değerleri olan ve endüstriyel futbolun yıkıcı etkisine karşı Beşiktaş ruhunu savunan bir oluşum.
Çarşı’nın Twitter’da bir resmi hesabı ve Forza Beşiktaş adında bir internet sitesi ile forumu var. Çarşı’yı sadece oralarda dile getirilen tutum ve görüşler bağlar; yoksa bireysel tutum ve fiiller değil. Toplumsal olaylarda gayrihukuki yollara sapanlar, suça başvuranlar da elbette ki cezai takibata uğramalıdır, onu da belirteyim. Gelgelelim, Çarşı’nın toplumsal barış ve sosyal sorumluluk projeleri konusunda ne tür tutumlar geliştirdiğini merak edenler, söylediğim adreslere bakabilir. Çarşı hangi sosyal sorumluluk projelerine destek vermiş, ayrıntısıyla inceleyebilirler. Gerçekleştirdiği düzenli kan bağışı kampanyaları nedeniyle, Türk Kızılayı’ndan teşekkür belgesi almış bir taraftar grubundan söz ediyorum. Hele iş darbeyle birlikte anılmaya falan varınca, benim aklıma hemen Mısır’daki darbe sonrası Çarşı’nın Forza Beşiktaş’ın girişine koyduğu intro geliyor: “Çarşı 4D’ye Karşı” diye yazmışlardı orada, “Darbe. Diktatörlük. Doğa Katliamı. Deplasman Yasağı.” Altına da hem Türkçe hem Arapça “acil demokrasi” ibaresini yerleştirmişlerdi. Van Depremi’nden köy okullarına, lösemiden tekerlekli sandalye kampanyalarına, dayanışma ve toplumsal barış uğruna dört yana koşan, kendini vicdan üzerinden tanımlayan bir taraftar grubundanbaşka türlüsü de beklenmez. Yazının başında belirttiğim gibi, hemen her görüşten insanın temsil edildiği Çarşı’yı böyle bir ithama maruz bırakmak yön saptırmak, işi sulandırmaktır vesselam.