Siyasetin bütün aşamalarından geçmiş ve her kademede sabırla beklemişsiniz. Yasaklı, engelli yılları yaşamışsınız ve başbakanlığa kadar her kademede “öteki” muamelesi görmeye devam etmişsiniz. Başınızdan sayısız darbe girişimi, kumpas, kampanya geçmiş. Cezaevine girmişsiniz, yasaklanmışsınız, partileriniz ya kapatılmış ya da kapatılma tehdidine maruz kalmış. Aileniz, dostlarınız sizin yüzünüzden en ağır saldırılara uğramış.
Toplum sizi ödüllendirdikçe başınızdaki bela ve gaile artmaya devam etmiş.
Bütün bu saldırıların hepsi de gücünü ve meşruiyetini birkaç kelimelik bir rejim tanımı üzerinden almış: “Laik-Kemalist Cumhuriyet...”
Rejim böyle tanımlayınca kimliğinizin bütün unsurları ya düşman ya da tehlikedir. Dolayısıyla, varlığınız baştan ayağa ortadan kaldırılması gereken bir tehlike sembolüdür. Laik-Kemalist rejim tam da sizin gibi insanlar eğitim almasın, ekonomide söz sahibi olmasın, siyasette koltuk işgal etmesin, bakan-başbakan olmasın, cumhurbaşkanlığına hiç uğramasın diye kurgulanmıştır.
Ne var ki eski Türkiye rejiminin olmasını istemediği ne varsa Tayyip Erdoğan onu olmuştur.
Tayyip Erdoğanlar olmasın diye kurulan bir rejim günün birinde; 2014 yılının ağustos ayında kaderinden kaçamıyor ve yok etmek istediğine teslim oluyor, demokrasiyle yüzleşiyor. Mesele budur.
Mesele böyle olunca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Mustafa Kemal’den bugüne kadar cümle mevkidaşlarının hilafına, Köşk olarak Çankaya’yı tercih etmemesinde anlaşılmayacak bir taraf yoktur.
Herşey bir yana yeni Cumhurbaşkanı, kendisinden hazzetmeyen bir geleneğin sembollerine coşkulu bir sadakat göstermek zorunda değildir. Zihnini de o sembollerin yüceliğine, vazgeçilmezliğine esir edecek değildir.
Sistemin anıtlaşan kurallarını, alışkanlıklarını, yanlış geleneklerini ve tabularını yıkmayı başaran bir liderin sembollere yenik düşmesi beklenemez.
Gayet tabiidir ki Erdoğan, kendisini ve kendisinin temsil ettiği değerleri yok sayan, ötekileştiren, benimseme çabası göstermeyen bir geleneği hiçbir şey olmamış gibi içine sindirmeyecekti. Erdoğan eski sembollere heves eden bir lider değil. Eski devrin korkuları, güç işaretleri, binaları, kuralları, teamülleri Tayyip Erdoğan’ı ne hayran bırakıyor ne de korkutuyor.
Evet, Çankaya’nın Cumhuriyetle mütenasip bir hatırası vardır.
Evet, Çankaya genç bir ülkenin doğumunun vücud bulduğu mekanlardan birisidir.
Evet, Çankaya Köşkü tam olarak Cumhuriyet’i temsil eden bir yapıdır.
Ama Çankaya Köşkü’nde çalışmayacak olması yeni Cumhurbaşkanı’nın Cumhuriyet’e sadakatini de sorgulatmaz, bilakis Cumhuriyet’e yeni semboller kazandırma iradesini ve cesaretini gösterir.