Cuma günü bir tiyatro sahnelendi.. İki perde bir ara..
Birinci perde adalet sarayının bahçesinde oynandı.
Can Dündar’ın yargılandığı dava görülürken, kapının önünde silah sesleri duyuldu..
Elinde silahıyla Can Dündar’a yaklaşan bir kişi, “vatan hainisin sen” dedikten sonra yere iki el ateş etti.
Silahı gören Can Dündar, can havliyle NTV muhabirini kendine kalkan ederek arkasına saklandı..
Eşi Dilek Hanım ise kıvrak bir hareketle saldırganı tesirsiz hale getirdi..
Açık söyleyeyim Dilek Hanım delikanlı kadınmış..
Can Dündar’ın kendisine kalkan yaptığı meslektaşım Yağız Şenkal de öyle.
(!)
İki delikanlı saydık.
Yeter..
***
Tiyatronun ikinci perdesi ise içerideydi..
Bakın değerli dostlar mahkeme ne karar verirse versin benim için tablo nettir..
Can Dündar, bizzat Türkiye Cumhuriyeti devletini, uluslararası bir terör örgütüne silah yardımı yapmakla suçlayan şebekeye delil üretmiştir..
Bunu yaparken de en büyük desteği, CHP yöneticisi Enis Berberoğlu’ndan almıştır..
Hatırlayın, o Tır ihanetinin savcıları bile iddianamelerine DAEŞ yazmamışken,
Can Dündar, silahların adresini faş ediyordu..
Neden?
Çünkü dert, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı uluslararası mahkemede yargılatmak..
Bakın açık söyleyeyim..
Normal bir ülke olsaydık biz, o gazete basılamazdı..
Çıkamazdı..
Julian Assange, ABD’nin devlet sırlarını ortaya döken belgeleri sızdırdığı vakit önce vatan haini ardından terörist ilan edildi.. Bradley Manning, ABD ordusunun Irak ve Afganistan’da yol açtığı sivil ölümlere dair belgeler sızdırdı, 35 yıl hapis cezası aldı. Edward Snowden’ın, ABD’nin 122 devlet ve hükümet başkanını dinlediğini ortaya koyan belgelerini, CNN yayınlamayı reddetti..
Bunu da; “ulusal güvenlikle ilgili gizli bilgilerin ifşa edilmesine araç olmayı reddediyoruz” diyerek kamuoyuna duyurdu.. Guardian ise bu belgelerin çok küçük bir kısmını yayınladı. Ardından, İngiliz gizli servis elemanlarının gözetiminde matkaplarla, taş kesme makinalarıyla bilgisayarları imha edildi..
Bizim Assange’ımız Can Dündar ise, Milli güvenliği her türlü ihlal etmiş, Erdoğan DAEŞ’e yardım ediyor demiş, casusluk yapmış...
Cezası: MİT’in avukatlık masrafı olan 3.600 TL..
Artık kutlayabilir miyim?
Rahmetli annem hiç sevinemezdi anneler günü geldiğinde..
Her anneler gününde şehit analarını düşünürdü..
Evlâdını toprağa vermiş anneleri..
Ya da öksüz çocukları..
Genç yaşta annesini kaybetmiş aslanları..
Her anneler günü ayrı bir dert olurdu anneme..
‘Onların bir çiçek getireni var mı?’ diye sorardı huzurevinde kalanlar için..
‘Onlar gidebiliyor mu?’ diye dertlenirdi yetimhanedekiler için..
Sonra annem de öldü.
Artık şartlar eşit..
Ben de annesizim artık..
Şimdi kutlayabilir miyim anne?..