Her ülkenin İhracat-İthalat Bankası (Eximbank) var ve bu bankalar ihracatçıyı destekler. Güney Kore ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşması yürürlüğe girdi... Kore Eximbank heyet yollayıp Türkiye’yi turlamış. Maksat: Türkiye’de bizim şirketler ne iş yapabilir ve biz hangi sektörlerde onları destekleyelim... Şu aşamada altyapı yatırımlarına ilgi duydukları anlaşılıyor. Kore ile iş yapacak, ortaklık yapacak şirketlere de kredi verecekler. Türkiye’deki kamu-özel sektör yatırımlarına Kore şirketleri girerse, projeleri Kore Eximbank’ı destekleyecek. Kore şirketleri inşaat ve taahhüt işlerinde iddialılar. Geçen yıl 65 milyar dolarlık iş yaptılar. Bunun üçte ikisi Ortadoğu’da.
İhracata destek deyince, her ülke de ihracatçısını desteklemiyor. Aslında desteklememek marifet değil. Ülkenin iç ataleti, banka sisteminin küfü bazen takoz oluyor. Bir de böylesi var: İngiliz şirket Türkiye’de güneş enerjisi sistemi kurma işini kazanıyor. Ancak İngiliz bankalar bu projeye kredi vermeyi reddediyor. Şirket İngiltere’den umudu kesip başka yerden kredi arıyor. Alman devlet bankası KfW kredi vermeyi kabul ediyor. Ama bir şartla: İşe Alman taahhüt şirketi girerse ve Alman malzemesi kullanılırsa... İngiliz şirket çaresiz... Onlar da -bu nasıl dünya, İngiliz hükümeti hesapta ihracat diye yırtınıyor. İşte ihracat... Hani destek- diye şikayet etmekteler...
Türkiye her durumda büyüyen ekonomi. Dünyada iş almak, ihracat yapmak için büyük bir yarış var. Büyüyen-küçülen her ülke ihracat derdinde. Bu açıdan Türkiye önemli pazar... Kredide, projede ve mal alımında Türkiye -elini öpene- iş yaptıracak noktada... Türkiye’nin ekonomik büyümesi bir dinamizm meselesidir. Dünyada hâlâ para bol. FED’in aylık alımları azaltmasının, parasal genişlemeyi durdurmasının Türkiye’ye etkisi de abartıdır. FED’in ABD bankalarına 85 milyar dolar vermesinin Türkiye ekonomisini döndürdüğüne inanıyorsak, Noel Baba’nın da gerçek olduğuna inanmak gerekir. O zaman arkadan da Pamuk Prenses ve 7 Cüceler geliyor.... Dünyada para bol... FED yavaşlarsa, Japon Merkez Bankası var, onlar basıyor. Asıl kırılgan olan Avrupa ve o etkideki dünya ekonomisi. Hele FED şu sıfır faizi ne zaman ve nasıl terk edeceği noktasına gelsin, o zaman duruma bakarız.
Dış destekli büyüme
Dünya Bankası’nın faydalı işler yapan kolu var: IFC... Özel sektör şirketlerine yatırım yapar. Şirkete sermaye koyar, az biraz hisse alır, yönetim kuruluna üye sokar ve şirketin büyümesi için çaba harcar. Şirketin bilgi düzeyini yükseltir, verimliliği, şeffaflığı artırır, satışın artması, yeni pazarlar bulunması için destek verir. Ve 5-6 yıl kadar bu birlikteliği götürüp sonunda ya şirketin borsaya açılmasını sağlar ya da mevcut ortaklara payı satar. Ama giderken, aldığından daha iyi bir şirketi geride bırakır.
IFC 2012-2013’te Brezilya’ya 2 milyar dolar kredi ayırmış. Brezilya özel sektörüne bu parayı paylaştıracak.. Geçen yıl da Brezilya’ya 2 milyar verilmiş. Ve IFC Brezilya’ya verilen paranın Çin, Türkiye, Hindistan’dan daha yüksek olduğunu söylüyor. IFC’de para var... Burada asıl sorun, parayı koyacak şirketi bulmakta. Yerel şirketin de hem IFC kredisi almaya hazır bir yapıda olması ya da yapıyı IFC’nin istediği gibi değiştirmeye niyetli olması gerekiyor. Yani: Türkiye’deki IFC sermayesini artırmakta yarar var. Yolu da şirketlerin bu sermayeyi istemesi ve gerekli esnekliği göstermesinden geçiyor. IFC’nin gelmesi, takıma yabancı oyuncu ve antrenör gelmesi gibi bir durum. Uyumlu oyun gerektiriyor. twitter.com/selimatalayny
Tanker trafiğinde artış
Kuzey Irak’tan Türkiye’ye tankerle-kamyonlarla da petrol geliyor. Bu miktar ayda 40 bin varil civarıydı. Kuzey Irak yönetimi miktarı haziranda 60 bin varile çıkarmak niyetinde. Verilen petrol artarsa, bölgede tanker-kamyon trafiğinde de artış olacak demek... Hareket berekettir.