Büyük usta Bertolucci, Ben ve Sen filminde iki sorunlu kardeşin birbirlerine sığınma öyküsünü anlatırken gençleri hala iyi anladığını kanıtlıyor.
Zaman geçiyor ama ergenlik bunalımı, büyüme sancıları aynı kalıyor... İtalyan sinemasının cüretkar ustası Bertolucci iki kardeşi bir bodrum katına kapatarak sorunlarının çözümüne hazırlayan Niccolo Ammaniti romanını sinemaya her zamanki ustalığıyla aktarıyor.
SORUNLU GENÇLİK YILLARI
Ben ve Sen, Bertolucci’yi günümüz izleyicisine ve genç kitlesine yaklaştırıyor. Terapiste gönderilen ama terapi görmektense onu atlatmayı tercih eden, annesine ve dünyanın sonuna takıntılı Lorenzo, okulla kayak kampına gitmek yerine apartmanın bodrum katında eski eşyaların arasında saklanır. Babasının önceki ilişkisinden olduğu için Lorenzo’nun annesinin ötelediği, uyuşturucu bağımlısı ablası da aynı yere sığınır. Önce tartışan, kavga eden, birbirlerini tehdit eden iki kardeş aynı çatı altında kalınca yavaş yavaş kaynaşır. Babasının yeni ailesinin simgesi olan, pabucunu dama atan küçük kardeşi “kullanmaya” niyetli Olivia eroini bırakmak için ona muhtaçtır. Ailenin kara koyununa tepkili yaklaşan Lorenzo ise onun çaresizliğini görünce önyargısı değişir. Olivia acı içinde yatarken sorumluluğunu almak ona güven verir. Kendisiyle bu denli meşgulken Olivia’nın nasıl bir hayatla boğuştuğunu görmek ve belki de ilk kez empati kurmak Lorenzo’yu etkiler. Filmin adında vurgulandığı gibi...
Üst orta sınıfın sorunlu çocukları klişesinin duyarlı bir versiyonuna imza atan Bertolucci yaşına rağmen gençleri anlayıp anlatmadaki başarısıyla izleyiciyi şaşırtıyor. Sinema tarihinin en büyük ustalarından biri olan ve politik sinemanın birden fazla başyapıtına imza atmış Bertolucci’nin kariyeriyle özdeşleşen bir film de Paris’te Son Tango. İki insan arasındaki ilişkinin boyutlarını her filminde irdeleyen büyük usta, filmografisinin son çeyreğinde gençlere odaklandı. Hayranları Ben ve Sen’i fazla domestik bulabilir ama duyarlı senaryo ve iyi sinematografi kameranın ardında eskisi kadar cüretkar olmayan ustanın varlığını ve kişiliğini hala gösteriyor. Domestik diyorum çünkü Bertolucci, Çalınan Güzellik ile Düşler, Tutkular ve Suçlar’da cinselliği, La Luna’da psikanalitik açıdan ensesti ön plana çıkaran sansasyonel yaklaşımını bir yana bırakmış. Aile olma duygusuna, birbirlerini ebeveynlerinden daha iyi anlayıp sahiplenebilen kardeşlere odaklanıyor, bu kez. Bazen çok şımartılan bazen kolayca gözden çıkarılan çocukların ihtiyaç duyduğu şefkat ve anlayışı, münasip bir dille empoze eden pedagojik bir yanı var filmin.
Bertolucci kapalı tek mekanda film yapmanın inceliklerini de sergiliyor. Öte yandan depoyu, gençlerin içine sıkıştıkları hayatın bir metaforu haline getiriyor. Atsan atılmaz satsan satılmaz eşyalar gibi kaderlerini kabullenmeyince kendi yuvalarını, yani birbirlerini buluyorlar.
FİLMİN KÜNYESİ
Orjinal adı: Io e Te Yönetmen: Bernardo Bertolucci Müzik: Franco Piersanti
Oyuncular: Jacopo Olmo Antinori, Tea Falco, Sonia Bergamasco