Bugün normal şartlarda “Spor yapan çocukların okulda ve hayatta daha başarılı olduğu gerçeği” konusunu yazacaktım.
Ama Marwan’ın fotoğrafı düştü önüme yine.
Evet, biliyorum, fotoğraf yeni değil.
2014 yılında ülkesindeki çatışmalardan kaçarken kaybolan 4 yaşındaki Suriyeli Marwan, elindeki bir poşet eşyasıyla çölde tek başına yürürken bulundu.
Elindeki poşette savaşta ölen annesinin ve ablasının giysileri vardı.
Dört yaşındaki çocuk çölü geçmeye çalışıyordu.
Dört yaşındaki çocuk…
Dört yaşında…
Dört…
***
Elbette spor yapan çocukların okulda ve hayattaki başarı artışı da önemli bir konu. Elbette o da yazılmalı.
Ama af buyurun, yazamayacağım.
Farkında mısınız? Dünyada büyüklere bile ağır gelecek acıları el kadar çocuklar çekiyor artık.
Büyüklerin savaşında çocuklar ölüyor.
Marwan şimdi yaşıyor mu, bilinmez…
Ne acı değil mi? Dört yaşındaki çocuklara bile “vadesi ne zaman dolacak” gözüyle bakıldığı bir çağda yaşıyoruz.
Bir başka coğrafyada füze ile duvarın arasında sıkışıp ölen bir küçük çocuk korkudan füzeye sıkı sıkıya sarılmış görünüyor, bir başka fotoğrafta…
Çoğu henüz konuşma yaşına gelmemiş, gelmiş olanları dil bilmeyen, dil bilenleri konuşamayacak kadar şoka girmiş yüz binlerce çocuktan söz ediyoruz ezilen coğrafyalarda.
Oysa bir sözleşme olmalıydı.
Evet, 1948’de onaylanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi.
Hayır, 1948’de onaylanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi işlevsiz değil.
İnsanlık daha iyiye gitmiyor, bu bir gerçek.
Ama en azından çocukları bu kötü tablodan çıkarmak gerek.
Çocuğun olduğu yerde en haklı savaş bile durmalı, çocuklar tahliye edilmeli.
Çocuğun doymadığı her ülkeye, gelir dağılımından daha fazla pay alan ülkelerden alınan bir fondan pay ayrılmalı.
Aynı şekilde çocukların temiz su bulamadığı, bu yüzden kolera, dizanteri, hepatit A ve tifo gibi hastalıklara yakalandığı ülkeler için milli geliri daha yüksek ülkelerde bir vergi uygulanmalı.
Aynı yeryüzünde yaşıyoruz. Ayrı ülkelerde yaşıyor olsak da su kaynağımız ortak. Bu bir tahterevalli, dünyanın bir kısmı suyu fazla tükettiği ve kendisini tüketebilecek hakka sahip hissettiği için bir başka kısmında çocuklar ölüyor. (Her yıl beş yaş altı 361 bin çocuk sadece temiz su bulunamadığı için ölüyor.)
Özetle;
Dünya yaşamak için artık kötü ve zor bir yer. Ama bu zorluğu, her şeyden habersiz, savunmasız, sessiz ve çığlıksız çocuklara yaşatıyor olmak insanlık dışı.
İnsan çocuğunu sevmeye utanıyor. Gözlerimizi ve kalplerimizi kapatmak gerekiyor zira gönül rahatlığıyla sarılabilmek için.
Ve ne yazık ki günden güne artıyor gözlerini ve kalplerini kapatanların sayısı…
Dur demenin vakti gelmedi mi?