1071’de Anadolu’nun kapısı bize açıldı. Büyük Komutan Alparslan’ın ordusu 26 Ağustos’ta Malazgirt’te kazandığı zaferle Anadolu’yu İslam beldesi ve bu millete yurt yaptı. Adımız Selçuklu’ydu.
1453’te büyük tarih yürüyüşünde İstanbul’un fethi ile imparatorluk tahkim edildi. Fatih Sultan Mehmet 7 tepeli şehre girdiğinde adımız Osmanlı’ydı.
1923’te geri çekilme sona erdi. Osmanlı’nın devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Anadolu’yu yeniden ana yurt yapmasından hemen önce 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başladı.
1923’te Anadolu’da yeniden başlayan tarihte adımız attık Türkiye Cumhuriyeti’ydi.
Kurulduk, zaferden zafere koştuk, genişledik büyüdük...
Yıkıldık, yenildikçe, yenildik, büzüştük, küçüldük.
Ama her seferinde yeniden kurulduk!
Kurumsallaştık... Nesilden nesile aktardık. Bugünlere geldik!
‘Anadolu ihtilali’ devam ediyor
2003, 3 Kasım’ındaki seçimlerinin ertesi günü gazete manşetlerinin bazıları şöyleydi: “Büyük tasfiye”, “Anadolu ihtilali”
O tarihten bugüne Ak Parti “hakim parti” olarak Türkiye’nin büyük değişiminde politik rol oynuyor. Bu dönemde Ak Parti kurmaylarının milletin tarih sahnesindeki büyük yürüyüşüne öncülük ettikleri muhakkak. Ve artık Ak Parti bir parti olarak değil bir hareket olarak menzile yürüyor.
Öncülükte en büyük pay hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın.
Onun öncülük ettiği siyasi kadro, her seferinde referans olarak derin tarihsel mirasa atıf yapmayı bildi...
Ve tarihi misyonun gereğinin yapılmasını her fırsatta dile getirdi.
İşte o tarihi mirası öteye, ileriye taşırken referans aralıkları da koydu.
Referans aralıkları 2023, 2071’di ilkin sonra 2053 de dahil oldu vizyona.
2023 vizyonunda, Dünyanın ekonomik olarak ilk 10 ülkesi arasında yer almak...
500 milyar dolar ihracat...
25 bin dolar kişi başına milli hasıla...
2 trilyon dolar gayri safi milli hasıla, gibi ekonomik hedeflerin yanı sıra...
Başkanlık Sistemi’ni de içine alan yeni anayasa gibi yapısal reformlar da var.
2071 vizyonu ise büyük bir millet olarak Anadolu’dan yeniden taşmanın getirdiği dünya vizyonuna; İslam birliğini sağlamış, dünyanın global aktörlerinden biri olarak Türkiye’ye işaret ediyor.
Peki ya 2053 vizyonu ne olmalı?
2053, İstanbul’un Fethi ve tahkim edilmiş imparatorluğun 600’üncü yıl dönümü olması hasebiyle bizden sonrakiler için büyük bir hedeftir.
İstanbul merkezli Osmanlı’nın Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’nın merkezi haline geldiğini biliyoruz. İstanbul’un merkeze oturduğu bir devletin Kafkasya’dan, Yemen’e uzanan hatta... Bosna’dan (Adriyatik’ten mi demeliydim?) Çin Seddi’ne uzanan aksta nasıl bir merkez olabileceğini tahmin edin.
1453 nasıl ki İstanbul’un fethi ile ceddimizi bir küresel aktör haline getirip tahkim etmişse...
2053 vizyonu da bizden sonrakileri küresel aktör haline getirir ve devleti tahkim eder.
Bu anlamda, İstanbul’un son dönemde sosyal ve ekonomik olarak yeniden öne çıkmasını önemsiyorum.
Ak Parti’nin 07.05.2013’teki Meclis Grup Toplantısı’nda dönemin Genel Başkanı ve Başbakanı bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakın neler söylemişti:
“Eylül ayındaki kongremizde 2071 hedefini ilan ettik. Biz o günü göremeyecek olsak da bugün doğan çocukların o günü görmesi için şimdiden yolu hazırlıyoruz. İstanbul’un 1453’deki fethinin 600. Yıldönümünü 2053’ü de AK Parti’nin hedefleri altına aldık...
Eğer Süleyman Şah olmasaydı Ertuğrul Gazi, Osman Gazi olmazdı. Eğer Osman Gazi İstanbul’un fethinden 150 yıl önce İstanbul’un hayalini görmeseydi Fatih Sultan Mehmet olmazdı, bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmazdı. Bizim neslimize böyle bir özgüven aşılanmadı. Ama biz bugünün gençlerine birer Fatih olma, Fatihler yetiştirecek anne babalar olma şuurunu veriyoruz...”
Ne diyelim, 1 Kasım seçimlerinden sonra milletin büyük yürüyüşü kaldığı yerden devam ediyor. Bu yürüyüşte kısa menzil 2023, orta menzil 2053 ve uzun menzil 2071’dir!
Ne diyordu Ertuğrul Bey “Gün gelecek, kılıcımın eriştiği her yer soyumuzun ve İslam ümmetinin vatanı olacak!”
Hedef de menzil de bellidir..!