“11 Eylül 2001 terör saldırısından yaklaşık 10 gün sonra Pentagon’daydım. Koridorda ilerlerken Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz’i gördüm. Merdivenlerden Kurmay Başkanlığı’na indim, çoğu benimle birlikte çalışmış mesai arkadaşlarımın bir kısmına merhaba demek istiyordum, generallerden biri beni içeri davet etti ve “Irak’a karşı savaşa girmek için karar aldık” dedi.
Bunun üzerine, “Pekala, Saddam ile el-Kaide arasında bir bağ buldular mı” diye sordum, “Hayır, böyle yeni bir bilgi yok, sadece Irak’la savaşma kararı aldılar. Anladığım kadarıyla teröristlere karşı şu anda ne yapacağımızı bilemiyoruz ama güçlü ordumuzla devletleri yıkabileceğimizi göstereceğiz. Eğer elindki tek aracın çekiç ise, bütün sorunları çakılacak çivi gibi görürsün” diye cevapladı.
Birkaç hafta sonra bir kez daha Pentagon’daydım, o sırada Afganistan’ı bombalamaya başlamıştık, aynı generale Irak konusundaki kararın geçerli olup olmadığını sordum. Bana, “Durum tahmin ettiğinden daha vahim hale geldi” diyerek masasının üzerindeki bir dosyaya uzandı, bana verdi.
” Bu dosyada, önümüzdeki beş yıl içinde tam 7 devletin yok edilmesine dönük kararın metni var. Irak’tan başlayacağız, sonra Suriye, Lübnan, Libya, Somali, Sudan olarak devam edip İran’da sonlandıracağız”dedi.”
Wesley Clark Amerikan ordusuna 1960-2000 yılları arasında hizmet etmiş çok önemli bir asker. Vietnam Savaşı ile başlayan meslek yaşamı, Avrupa’daki Amerikan askerleri komutanlığına, Bosna-Hersek ve Kosova Savaşları’nda en üst düzey komutanlığa kadar devam etmiş.
2016 yılındaki bu anısı (1) zaten her şeyi anlatmaya yetiyor.
Neo-con/Siyonist lobinin Beyazsaray’ı işgal ettiği, George W.Bush’un yardımcısı Dick Cheney’in bugün Müslüman coğrafyanın yaşadığı kanlı sürecin kapağını araladığı olağanüstü günlerden söz ediyor Clark…
Dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’in “Evet, Saddam Hüseyin’in elinde kimyasal silah olmadığını biliyorduk, Saddam’ın el-Kaide ile hiçbir bağlantısını da yakalayamamıştık, ama, dünyayı buna ikna ettik ve savaşı başlattık” itirafı tarihin bir noktasında varlığını koruyor.
Bugün, Türk ve Rus askerleri, bu planın durduğunu garantilemek için birlikte devriyedeler, bakın, ABD askerleri bir türlü gidemiyorlar.
Son altı yılda devletimizi ipten aldık…
Amerikan emperyalizminin dış saldırı unsuru PKK ve içerden kuşatmakla görevli FETÖ üzerinden tasarladığı planın İran’la birlikte Türkiye’yi de kapsadığını biraz geç fark ettik.
Erdoğan’ın 2009 Davos’ta dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e söylediği
“one minute” aslında 100 yıllık bir saldırı planına “bi’dakka, burada biz varız, bunu yaptırmayız” mesajıydı.
Emperyalist-siyonist ittifakın 17-25 Aralık 2013 günü başlayan ve 15 Temmuz 2016 işgal amaçlı darbe saldırısıyla zirve yapan saldırısı, Wesley Clark’ın aktardığı o anının devamıdır.
Erdoğan’ın şimdiden tarihi kimlik taşıyan kararlı duruşu, Bahçeli’nin Cumhur İttifakı zemininde sağladığı çok anlamlı ve yerinde destek, milletin emperyalist saldırı karşısındaki kararlılığı tahminlerin ötesinde büyük bir oyunu bozdu.
Önce devletimizi açık söylemek gerekirse, ipten aldık, sonra infaz için kapımıza dayanmış tüm güçleri tek tek püskürtmeye başladık.
ABD Temsilciler Meclisi Türkiye Dostluk Grubu’nun lider ismi, Tenesse’nin ilk Yahudi asıllı milletvekili Steve Cohen’in ilk kes sözde Ermeni soykırımı tasarısına “evet” oyu kullanmasını, "Ermeni tasarısına hep karşı çıktım ama bu hafta tasarı lehine oy kullandım. Çünkü, Türkiye ABD'ye saygı duymuyor gibi duruyordu" sözleriyle açıklaması bile yeterlidir.
Onlar kontrol edilebilir bir Türkiye’nin devamını istiyordu, şimdi Kuvvayı Milliye’ye sataşmış olmanın yüz yıllık travmasını yaşıyorlar.
(1) https://genius.com/General-wesley-clark-seven-countries-in-five-years-annotated