Bizim meslek fazla iddiayı kaldırmaz. Sonuçta kumar oynamıyor, görüş açıklıyor, yorum yapıyoruz. Siyaset alanında iddiaya giren yazar ve yorumcu sonunda mahçup olmaya mahkumdur.
Siyasetçi iddialı yazınızı bulur, bazısı sizin okurunuz da olan kişiler önünde sizi rezil eder... O yapmazsa sizinle görülecek hesabı olan biri arşivden çıkardığı iddialı yazınızı gözlere sokar; hiç değilse birkaç zaman başınız önde dolaşırsınız...
Tayyip Beypolemik-sever bir siyaset adamı. On yıllık iktidarı süresince yaptıklarını anlatırken araya mutlaka bazı eski iddiaları da katıyor. Bunlardan biri de, gelmiş-geçmiş bütün ‘sağ’ iktidarlara muhalefetiyle tanınan bir yazarın vaktiyle dillendirdiği iddia...
“TL’den altı sıfırı kaldıracaklarını söylüyorlar, yapsınlar, Taksim Meydanı’nda anırırım”demiş yazar...
“Kaldırdık sıfırları, anırmadı” diyor Tayyip Bey...
Yazar da, Tayyip Bey bu konuyu ne zaman kürsüye taşısa cevap verme ihtiyacı hissediyor... Dediğişu: Evet, öyle bir yazı yazmış... TL’den sıfır atmanın mümkün olmadığını sanıyormuş... Ancak “Yaparlarsa anırırım” dememiş yazısında “Özür dilerim” demiş ve sıfırlar atılınca gereğini de yerine getirmiş...
“Anırırım”demiş olsaydı bile özür dilemesiyle yetinilmeli. Taksim Meydanı şu sıralar yazarın anırmasına da, gazete patronunun intiharına da müsait değil... İnşaat gürültüsünden ne anırma sesi duyulabilir, ne de intiharın farkına varılabilir...
O yazar “Anırırım” demiş olmasa bile bir başkasının iddiasını eşek sesi çıkarmaya kadar vardırdığını hatırlıyorum.
İsterseniz iddiayı kendi yazısından okuyalım: “TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ile yaptığım son görüşmede, 'Mehmet Emin Karamehmet 20 ay içinde bu borcun tamamını ödesin, ben de gelip sizin kapıda anırırım' dedim. Güldü. Biliyorum ki ödemeyecek. Önce Yapı Kredi'deki Turkcell, Turkcell Holding, Fintur ve Digiturk hisselerini alacak. Sonra eski anlaşmaya geri dönmek istiyorum diyecek. Burası ayan beyan ortada. Ve ben ne yazık ki bunu engelleyemeyeceğim. Çünkü sorumlular sorumsuzca davranıyor."
Mehmet Emin KaramehmetTMSF’ye borcunu ödedi. Son taksit ödendikten sonra, Karamehmet’in sahibi olduğu Akşam gazetesinin yayın yönetmeni, sütununa şu notudüştü: “Bir zamanlar bir köşe yazan 'Mehmet Emin Karamehmet devlete olan borçlarını öderse ben eşek gibi anıracağım' diye yazmıştı. Bu sözüne güvenilir, yiğit arkadaş mutlaka bu sözünü de tutacaktır. O eşek gibi anırdığında bu, yılın belki de son 10 yılın olayı olacaktır ve o arkadaş uzun yıllar boyunca anırmasıyla hatırlanacaktır. Haberin fotoğrafı olursa biz de bu anırma olayını manşet yaparız, söz veriyorum.”
“Borcunu ödesin anırırım” diyen yazar ile iddiasını hatırlatıp “İşte borç ödendi, anır bakalım” uyarısında bulunan yayın yönetmeni sonradan aynı gazete çatısı altında buluştu; şimdi biri sadece yazar, diğeri gazeteyi de yönetiyor... Gazetede karşılaştıkça, eski günlerin bu iddialı çıkışlarını birbirlerine hatırlatıyorlardır herhalde.
‘İddia’ deyince ve Taksim Meydanı söz konusu olunca ülkemizin en büyük gazete patronunun “Kendimi Taksim Meydanı’nda asarım” iddiasını da unutamam.
Yıl 1999’du. Tansu Çiller Erzurum’da “Dininiz ve Diyanetinizin koruyucusu benim” diyen bir konuşma yapmış, ardından bir gazete “Savcılık Çiller hakkında soruşturma açtı” haberini vermişti. Tansu Hanım, gazetenin Erzurum muhabirinin suç duyurusu yapması sonucu soruşturmanın açıldığını söyleyince kıyamet koptu. Medya patronu, ekrandan, “İspat etsinler, kendimi asarım” lâfını o zaman etti.
Çiller’in dediği doğruydu, ama çok şükür intihar eden olmadı. Aynı medya patronu rakibi gazetenin yayın yönetmeniyle ekran dalaşı yaparken yine “Taksim Meydanı’nda kendimi asarım” dedi...
Ee, sonra? Yayın yönetmeni sonradan iddialaştığı medya patronunun yanına gitti.
Büyükler boşuna “Büyük lokma ye, büyük lâf söyleme” dememişler...