Aile...
Toplumun üzerinde yükseldiği temel taş...
"Kilit Taşı".
Kilit taşı, ne kadar sağlamsa bina da o kadar sağlamdır. Kilit taşına verilecek bir zarar diğer yapıtaşlarını da etkiler ve binanın çökmesine yol açar.
O yüzden kilit taşını yerleştirmek ve muhafaza etmek hayati bir öneme sahiptir.
Kuranı Kerim insanların iman açısından mümin, kâfir ve münafık diye özelliklerini verdikten sonra bir de fâsıktan söz eder.
Fâsık, Allah'ın ifadesiyle; Allah'la olan ahdini bozup O'nun, koparmayın dediği bütün ilişkileri koparan, böylece de yeryüzünde fesat çıkaran insandır.
"Yeryüzünde fesat çıkaran" dendiğinde on yılı aşkın mücadele verdiğim/iz sapkın LGBT lobileri hayasızlıkları ve pislikleriyle tam karşılığına oturuyor.
Son yıllarda LGBT aracılığıyla yapılan saldırılarla toplumun kilit taşı olan aile çok fazla yara aldı. Delik deşik edilen aile neredeyse "lanetli" ilan edilecek bir noktaya taşınmaya çalışılıyor!
Bu ise bir topluma verilebilecek en büyük zarardı ve hepimizin malumunca "aile" bu noktaya planlı ve bilinçli bir şekilde taşındı.
Küresel sermaye biliyor ki aile olmadan hiçbir şey olmaz. Ne ahlak ne maneviyat ne kültür ne de örf, adet ve gelenekler...
Bunun için de bütün silahlarını aileye yönelttiler ve onda tamiri zor yaralar açıyorlar!
Allah "çifte de teke de yemin olsun ki" buyurur.
Nedir çift ve tek? Çift aslında Allah'tan başka her şeydir, tek olan ise sadece Allah'tır.
Varlığın çift olması ne demektir? Kendi başına ayakta kalamaması, bir başkasına muhtaç olması demektir.
"Birey" kendi kendine yetemeyince kime muhtaç olacak? Sapkın LGBT lobilerine, modernizme, vs.
Dünya tarihinde bütün büyük medeniyetler, İslam'ın farklılıkları koruduğu gibi bir refleksle aksiyon almışlar ve kadını kadın olarak, erkeği erkek olarak saygınlaştırmışlar.
Halka açık yerlerde yaşanan cinsel içerikli görüntülerin de bu minval doğrultusunda kurgulandığından şüpheniz olmasın.
Amaç aileyi yok etmek...
Bunun için her yolu meşru sayıyorlar.
Sosyal medyayı, yazılı ve görsel basını, sokakları ve sapkın toplulukları.
Topyekûn saldırıyorlar.
Bizim de elimiz armut toplamıyor, "aileyi" hayasızların ifsat oyunlarına feda edecek değiliz.
Şimdi bu saldırılara cevap verme vakti...
Bu bağlamda ilk el atılması gereken yerin TV dizileri ve dijital mecralar olması gerektiğini, alçakça kurgulanmış programlarla çocuklarımızı çalmaya çalıştıklarını artık sağır sultan bile biliyor.
Sağır sultan bile duyduysa bir gün dili çözülecektir.
İki yıldır nakış örercesine rikkat ve dikkatle organize edilen ve gerçekleştirilen Büyük Aile Buluşmalarının bu yıl üçüncüsü yapılıyor.
Pazar günü Saraçhane'de yapılacak bu "büyük buluşma" ile şeytana askerlik yapan LGBT ve sapkın destekçilerine meydanın boş olmadığını bir kez daha göstermiş olacağız.
Pazar günü gerçekleştirilecek Büyük Aile Buluşması önemli. 15 Eylül sonrası Türkiye'nin birçok ilinde de bu buluşmalar devam edecek.
Geleneksek hale dönüşecek Büyük Aile Buluşmaları; hayasızların "onur yürüyüşü!" altında yıllarca yaptıkları pisliklere, karşı durmakla mükellef olduğumuz aile sorumluluğumuzdur.
Bu sebeple 15 Eylül Pazar günü Saraçhane'de Büyük Aile Buluşması'na, LGBT ve toplumsal cinsiyet sapkınlarına karşı bütün aileleri davet ediyoruz.
Eğer bir ülkede namuslu olanların sesi namussuz olanların sesi kadar gür çıkmıyorsa başımızı ellerimiz arasına almamız gerekir!
Hayasızların "onur yürüyüşünde!" çıkardıkları sapkın gürültüyü susturacak kadar bir karşılık veremeyeceksek kusura bakmayın ama hiç kimse şikayetçi olmasın...
"Dursun bu hayasızca akın!" diyoruz ve "iki eliniz kanda da olsa" ailelerinizle Saraçhane'ye davet ediyoruz.
Şimdilik tek övündüğümüz nokta, ailemizin hala batıya karşı en sağlam kalemiz ve en büyük gücümüz olmasıdır.
15 Eylül Pazar günü Saraçhane'de görüşmek üzere...