Fenerbahçe'de seçimler bitince bazı şeyler unutuldu. Acun Ilıcalı, Aziz Yıldırım'a 10 milyon TL'lik bir dava açtı. Ilıcalı'nın avukatı, aynı zamanda TFF Uyuşmazlık Kurulunun Başkanı olan Av. Hakan Öncel. Başkan Ali Koç, sık sık "TFF'de kurullarda hiç adamımız yok" diyordu. Ancak görünen tablo pek de öyle değil. Hatırlarım, eski bir TFF tahkim kurulu başkanı Murat Balcı vardı. Göksel Gümüşdağ'ın avukatı olduğu için istifa etmek zorunda kalmıştı. Belli ki dün dünde kaldı. Bugün, TFF'nin bir kurulunun başkanı bir kulübün yöneticisinin avukatı olabiliyor demek ki!
Yıldırım ve Ilıcalı davalaşmasının Fenerbahçe'de sağlanan barışa bir faydası olmaz. Aziz Yıldırım ile Acun Ilıcalı'nın adliyede hesaplaşmasının kimseye yararı olmayacaktır. Başkan Ali Koç'un devreye girmesi ve işi tatlıya bağlaması gerekiyor. Sağlanan birlik ve beraberlik bozulmasın isteniyorsa, bu şart oğlu şart. Bu birlik ve beraberliğe bu camianın çok ihtiyacı var. Şampiyonluk yolunda tek eksik birlik ve bütünlüktü. O da sağlandı. Bundan sonrası, inanın çok kolay olacak. Herkes diline sahip çıkarsa hiç de zor değil. Aksi halde, önümüzdeki sezon Aziz Yıldırım ve Acun Ilıcalı arasındaki dava spekülasyonları ile başlar. Öğrendiğim kadarıyla önce Aziz Yıldırım bir ültimatom geçecek. Sonrasında Acun Ilıcalı davayı çekmezse, elindeki belgeler ile mahkemeye gidecek. Edindiğim bilgilere göre, bu belgeler de hiç yabana atılacak cinsten değil. Bu kavga bir an önce bitmezse, yeni sezon hayli tartışmalı başlayacağa benzer.
HESAP ÇOK ZOR DEĞİL
TFF'de seyahat konusu abartıldığı gibi değil. Üstelik, seyahate götürülenlerin masrafları sponsorlar tarafından karşılanıyor. TFF'nin kasasından çıkan bir para yok. Bu saatte yazılan çizilen her şey, TFF seçimlerine ilişkin olacak. Bu herkesin, hepimizin takımı. Sadece TFF'nin değil ki! Herkesin gidip, görme hakkı var doğal olarak. Ki çoğunluğu (gazeteci davetliler hariç) kulüpler ile ilintili isimler. Futbolun paydaşları da diyebiliriz. O yüzden yıllardır bu davetliler için TFF'de belirli bir bütçe ayırılıyor. 1.5 milyon euro da büyük bir bütçe değil. Avrupa şampiyonasına katılınca sponsorluktan kaç katı gelir elde edildiği de yakında açıklanır diye düşünüyorum. TFF'de 2 tane danışman varmış diye öğrendim. Bazı şeyler nasıl bir bakış açısıyla yazılıyor, söyleniyor; anlam vermek zor. Sanki "Avrupa şampiyonasına gitmeseydik iyiydi" diyecekler, dedirtecekler var. Kısaca, ortalama her maç için 100-120 civarı davetli kişi gidip geliyor. 657 kişi bir anda orada olmuyormuş anlayacağınız. Bunların içinde kulüp başkanları, kurullar, medya, antrenörler, eski futbolcular varmış. Hepsi bir anda aynı maçı da izlemiyormuş. Kısaca edindiğim bilgi bu doğrultuda. Doğru bilgi her zaman iyi gelir!
Servet Yardımcı'nın ilk açıkladığı isim Cemil Kazancı oldu. Fenerol kampanyasına yüksek bir bağış yapan, damadı şu an Fenerbahçe yönetiminde olan Cemil Kazancı aynı zamanda Ankara'ya da çok çok yakın. Bir diğer ismin şu an oğlu Fenerbahçe yönetim kurulunda olan Davut Dişli olacağı söyleniyor. O da Ankara'ya epey yakın. Her iki ismin de federasyon tecrübesi var. Bir diğer ismin Mustafa Çağlar olacağı konuşuluyor. O da Fenerbahçe üyesi. Deneyimli bir federasyon üyesi. Son olarak Ali Düşmez ismi geçiyor. Ali Düşmez de Fenerbahçe üyesi. Amatör Konfederasyon başkanı ve deneyimli bir federasyoncu daha. İsimler belli oldukça biz de sizlerle paylaşırız. Diğer kulüplerin bu listeye nasıl yaklaşacağı ise belli. Yaşayıp görelim.
GÖZÜMÜZ AY-YILDIZLILARDA
Gelelim millilerimizin ilk karşılaşması olan Gürcistan mücadelesine. Bayram nedeniyle herkesin ağzından çıkan aynı söz: "Milli maç, Avrupa şampiyonasının havası yok!" Hiç de öyle değil. Detaylarda boğuluyoruz hep. TFF seçimleri, millilerimizin vereceği mücadelenin önüne geçti. Biraz da suçu kendimizde aramamız lazım.
Avrupa Şampiyonası'nda favori takımların net üstünlüğünü izledik. Tüm takımlar hazır gelmişler ve sürprize de hiç izin vermiyorlar. Bu takımlar içinde Hırvatistan'ın bu kadar hazırlıksız olmasını sanırım kimse beklemiyordu. İngiltere yine uyuta uyuta sahadaydı. İspanya, Almanya ve Hollanda bildik güç gösterilerini yaptı.
Milli takımımıza gelince, forvet hattında sıkıntılarımız olduğu kesin. Tarihimizin belki de en zayıf forvet ve stoper hattıyla şampiyonada yer alacağız. Eski turnuvaları kafamızdan geçirdiğimizde, şu anki jenerasyonumuzun biraz daha zayıf olduğu söylenebilir. Ama biz Türkiye'yiz, ne zaman ne yapacağımız belli de olmaz. Renk katalım, gücümüzü gösterelim! Haydi gençler! Gürcistan ile oynayacağımız ilk maçın önemi büyük. Nasıl başlarsak öyle gider. Kazanırsak, bence devamı gelir. Başarılar Türkiyem!