Politika belirlenirken her sorun ayrı ayrı ele alınır ve çözüm üretilir. Bazen bulunan çözüm hedefe ulaşamaz. Birçok kere yaptım dediğiniz şey ters sonuçlar verir. Buradaki yanlışlık her olayın ayrı değerlendirilmesi ve buna çözüm aranmasıdır. Bir ülkedeki gelişmeler tamamen birbirinden ayrı olmaz ve bazen bir soruna çözüm uygularken başka olduğu düşünülen başka bir sorun büyür.
Bu durum çözümü bir bütün olarak ele almadan yanlış yapılabileceğidir. Olaya yanlış teşhis koymak da yanlış tedbirler alınmasına neden olur ve problem çözülecek yerde büyütülür. Mesela günümüzde siyasette İslam içindeki mezhep farklılıkları bir çatışma nedeni haline geldi. Gerçekte birileri tarafından bir politika uygulanmakta ve din bir araç olarak kullanılmaktadır. Öyle ki uygulayıcılar, kendi politikalarını dinin bir gereği olarak sunarlar ve bir araç olarak kullanıldığı düşünülmez. Bu metotta sadece din kullanılmaz, millete bağlılık duygusunun istismarı da çatışmaya uygun bir araçtır. Geçmişte ülkemizde de bu araç çok kullanılmış ve zararlı sonuçlar yaratan eylemler vuku bulmuştur.
***
Bir ülkenin kendisini yönetmesi için dışarıdan müdahale amacıyla kurulmuş yapıların etkisizleştirilmesi gerekir. Bu güçler ülkeleri çok iyi yönettiklerini ve başka bir gücün egemenliğinin zararlı olduğunu söylerler. Bunların etkisizleştirilmesi işlemi yasalara ve dünyada egemen olan görüşe karşı çıkarak yapılmamalıdır. Bunların en önemli aracı halkın karşı çıkması istenmeyen inanç ve düşüncelerdir. Mesela ülkemizde devletin kuruluşundaki görüşler kutsal sayılır ve onların istediği biçimde yorumlanır. Geçmişteki olaylar o günün şartlarında gerçekleşmiştir ve halkın yapılanları savunması için bazı değişiklikler yapılmış olabilir.
Etkin siyaset, geleceği bilerek yapılan ve önemli etkenlerin rolünü hesaba katmakla mümkündür. Mesela ekonomi siyasette en çok kullanılan bir araçtır. Bu konudaki gelişmeleri önceden tahmin edip tedbir almak başarısızlığı engeller. Mesela son zamanlarda Ortadoğu’ da yaşanan çatışmalar petrolün kontrolünü sağlamak amacına yöneliktir. Ancak bu konuda sağlanan başarı çok anlamsız hale gelebilir. Son günlerde yeni bir enerji kaynağı konusunda araştırmalar yapıldığı ve bu konuda başarı sağlanacağı yazılıyor.
Bir süre önce yazdığım bir yazıya bir mizah bölümü ekledim ve “ Yakın zamanda İngiltere Kraliçesi ülkemize gelecek ve Osmanlı’dan ele geçirdiği toprakları teşekkür ederek iade ettiğini söyleyecektir. Bu olumlu saydığı davranışa bir de görev yükleyecek ve eski vatandaşlarımızın en önemli gelir kaynağını kaybettiklerini ve bundan sonra ihtiyaçlarını bizim karşılamamız gerektiğini söyleyecektir” diye yazmıştım. Maksadım enerji kaynaklarına bağımlı gelir elde eden ülkelerde petrol tükendiğinde gelecekte ne olacağı hakkındaki tahminimi ifade etmekti. Yani insanlığın doğadaki bir maddeye mahkum olmasının, o maddenin bitmesi ile kendi sonunun geleceği anlamına gelir diye düşünmemdi. İnsanlar günümüzdeki uygarlık düzeyinde enerjisiz yaşayamazlar. Mevcut teknolojinin çoğu enerji için petrol kullanıyor petrolün tükenmesi durumunda yeni enerji kaynakları devreye girecektir şüphesiz. Ancak bu gün petrol kaynak ve sevk yollarını kontrol etmeyi başaran ülkeler diğer ülkelerle rekabette öne geçecektir.
Ortadoğu’da bu rekabet halindeki güçler, bölge ülkelerinde kimi zaman din kimi zaman soy farklılıklarını kullanarak halk içinde çatışmalar çıkarıp yönetimleri zora sokmuşlar kendi istedikleri çıkarlarına uyan yönetimleri iş başına getirmeye çalışmaktadırlar. Çatışma çıkarılmaya çalışılan ülkelerin yöneticileri evrensel hukuk kuralları içinde yapılan dış müdahaleleri önceden görüp muhtemel tehlikeleri bertaraf edecek politikalarla halklarını yönetmek zorundadırlar.