Türkiye, son 10 yılda her alanda ciddi değişimler yaşadı. Birçok alanda olduğu gibi idari ve yönetimsel anlamda da yeni kavramlar ve olgularla tanışmaya başladık. 99 yıllık Özel İdareler devri sona erdi. ‘Bütünşehir’ kavramıyla tanıştık. Yeni yasayla, İzmir’in de aralarında bulunduğu 27 ilin belediyesi ‘Bütünşehir’ kapsamına alındı. Bu belediyelerin sınırları, ilin mülki sınırlarına kadar genişletildi.
Kamuoyunda ‘Bütünşehir Yasası’ olarak bilinen yasanın kabul edilmesiyle birlikte neler değişecek? 1983 yılında ortaya çıkan ‘Büyükşehir’ yasası, 30 yıl aradan sonra yerini ‘Bütünşehir’e bıraktı. Bütünşehir yasasıyla birlikte İzmir’in 9 ilçesi, 23 beldesi ve 400’e yakın köyü hizmet alanına dahil edilerek kent merkezi sınırları olarak kabul edildi. Hatırlanacağı üzere, 2004 yılında büyükşehir belediye sınırları 50 km yarıçapta genişletilmişti. 2009 yerel seçimlerinden önce bazı ilçe ve belde belediyeler de kapatılmıştı.
Yürürlükte bulunan Büyükşehir Belediye Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta değişiklik yapılmasına ilişkin olarak ‘Bütünşehir’ yasası olarak bilinen kanunun ne gibi etkileri olacağı kamuoyunda önyargısız bir şekilde tartışılmadı. 2014 Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler öncesinde yerel yönetim sistemini kökten değiştirecek olan bu tasarı var olan il sisteminde köklü değişiklikler getiriyor.
Yasayla ilgili bazı kesimlerin çekinceleri olduğu biliniyor. Bu sistemin demokratik bakımdan sakıncalar barındırdığı dillendiriliyor. Ancak olumlu taraflarını da görmezden gelemeyiz. Çıkartılan bir yasanın mutlak şekilde herkesi mutlu etmesi beklenemez. Olaya bütünsellik açısından bakmak gerekir. Ben yasanın olumlu yanlarının olumsuz yanlarından daha fazla olduğuna inanıyorum.
Türkiye’de demokrasi temsilinin tabana yayılması ve bu temsilde en küçük yerleşim birimi olan köylerin de seçim sürecine yani demokrasi temsilinde yer almasını, demokrasinin tabana yerleşimi olarak görmeliyiz. Bu uygulama ile birlikte hem temsil tabanı ve alanı genişleyecek, hem de yerel demokrasinin gelişmesi sağlanacaktır. Köylerde yaşayan yurttaşlarımızın ‘oyu’ daha önemli hale gelecek ve unutulmuş, ilçelerimiz, kasabalarımız, köylerimiz hatırlanmak zorunda kalınacak.
Bu değişikliğin seçimlerin sonuçlarında da önemli etkileri olacağına inanıyorum. Aslında konuya güç dengeleri boyutundan bakacak olursak, Türkiye’deki dengeleri değiştirecek nitelikte bir yasa olarak görmek mümkündür. Ama bunu bir siyasi partinin lehine değerlendirmek doğru değildir. Her bölgenin kendi özellikleri içinde bir değişim beklenebilir. Bu yasa hiçbir siyasi partiye tek başına siyasi üstünlük sağlamaz ama dengeler açısında önemli bir faktör olacaktır. Bu sebeple tasarının Türkiye’deki her bir Bütünşehir için neler getirip neler götüreceğinin incelikle değerlendirilmesi gerekmekte. Çünkü yaklaşan yerel seçimlerle birlikte Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biriside ‘Bütünşehir’in’ ortaya çıkardığı sonuçlar olacaktır. Yerel demokrasinin gelişmesi için kuşkusuz bu adımlar büyük önem arz ediyor. Kentler kasabalar ve köylerde büyük bir demokrasi sınavının içine dahil olurken, büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde artık çevre oylarının önemli etkisi olacak.
Mart 2014’te yerel seçimlerde uygulamaya geçilecek ‘Bütünşehir Yasası’ seçimlerde birçok bölgede sonuçlara önemli oranda etkisi etmesi bazı siyasi dengeleri dahi etkileyebilir. Yasa ile birlikte sadece İzmir’de 700 bin yeni seçmenin büyükşehir belediye başkanlığı için oy kullanacağını hatırlayacak olursak bu oy oranının bütün dengeleri değiştirmek için yeterli olduğunu sanırım herkes idrak edecektir. Bunun siyasete etkileri konusunda en yakın yarış 2014 Mart ayında yapılacak yerel seçimlerdir. Bu yarış Türkiye’de yeni adımların başlangıcı olabilir mi? Bunu seçimlerin sonuçları gösterecektir.