"Bana deseler ki Rusya mekanize birlikleriyle sizin üzerinize geliyor. Ben bacak bacak üstüne atar 'Zübeyir bana bir kahve yap' derim. Fakat bana deseler ki içte arkadaşlar arasında bir kırılma ve çatlama var. İşte o zaman bana odama kapanıp ağlamak düşer."
Said Nursi'ye ait bu sözler günümüz Müslümanlarının hal-i pürmelalini çok güzel ifade ediyor.
Tarihimizin bütününde hariçten gelen hiçbir saldırı İslam dünyasına zarar verememiş aksine onu daha da güçlendirmiştir.
Bu Bedir'de de böyleydi Çanakkale'de de Gazze'de de.
Lakin ne zaman ki Müslüman görünümlü birileri İslam'a zarar vermek istedi işte orada Müslümanlar zafiyetler yaşadı.
Bu Müseylimetü'l Kezzab'ta da böyleydi bugün peygamber torunu ya da şeyh olduğunu iddia eden şarlatanlarda da böyle.
Tanzimat ve üvey kardeşi Cumhuriyet zulümleri, saldırıları asla ama asla Müslümanları iman zafiyetine uğratmadı.
Başa şapka, göğse taş koysalar da Bilal misali işaret parmağı bükülmedi.
Hapislerde yıllar tüketildi, zulüm ve cefalara göğüsler siper edildi, başlar feda edildi ama Kur'an ve ezan feda edilmedi.
Jakoben laiklerin Müslümanlara karşı 'etkisi bin yıl sürecek' diye savurdukları tehditlerle bezenmiş 28 Şubat günleri...
Namlusunu halka çeviren tanklar...
Gözyaşlarımızı akıttık, polis coplarına göğüs gerdik, yerlerde sürüklendik, en temel hakkımız olan eğitimden mahrum kaldık.
Ama bütün bu zulüm dalgası bizi cephemizden bir adım geri attırmadı. Başörtüsü zulmü karşısında dimdik durduk; kenetlendik.
Bir zamanlar gözü yaşlı olanlar yeri geldi göğüslerini gere gere haykırdı zalimlerin yüzüne haklılığını. Başörtüsü bihakkın mesture bacılarımızın baş tacı oldu.
Yeniden bir saldırı var, üzerimize yürüyorlar, çocuklarımızı çalıyorlar; yeniden yeni bir cepheden saldırıyorlar.
Askerleri kamuflaj giymiyor, tanklara ihtiyaç duymuyorlar; korkunç, iğrenç, sapık, sapkın kimliklere bürünerek saldırıyorlar.
Yüz yıldır inançları zayıflattılar, başörtüsünü alladılar-pulladılar, Kur'an'ı elimizden aldılar; melun LGBT lobilerinin tek hedefi: AİLE!
Küresel oyun kurucuların desteklediği bu sapkın zihniyet, ülkesi ve milleti için bir araya gelmiş fedakarları karşısında buldu. Yüzlerce STK bu sapkın zihniyet ile mücadele etmek için bir arada.
En etkin sığınakları İstanbul Sözleşmesi bu sivil toplum dayanışması sonucu çöpe atıldı.
Bu iğrençleri de çöpe atacağız!
Lakin cephede elde edilen bu kazanımlara karşılık içimizdeki Müslüman görünümlü bazı insanların ektikleri fitne tohumları Müslümana da aileye de topluma da daha fazla zarar veriyor.
"Bir insan babasını katletse, sonra onun kafatası ile şarap içse, daha sonra da gidip annesi ile zina etse Allah yine de onu affeder." cümlesinin yol açabileceği iman zafiyetini tahayyül edebiliyor musunuz?
Üstelik asla söylenmemesi gereken bu sözü adeta tarihe miras bırakmak istercesine canlı yayında milyonların gözü önünde söylemenin alemi nedir?
Gel de bunu duyan bir gence içkinin haram olduğunu, zinanın günah olduğunu anlat.
Nasıl olsa Allah affeder! Vur patlasın çal oynasın...
Peygamber torunu olduğunu iddia eden bir sahtekâr akıllara ziyan hurafelerle arz-ı endam ediyor. Peşine onlarca insan takılıyor!
Uçan evliyalar, uçaktan daha hızlı veliler, asasını savurduğunda kilometrelerce öteden adam öldürenler, dünyanın dizginlerini elinde tutanlar...
Peygamberi ahirette Hz. Meryem'le nikahlayanlar...
Irk bezirganlığı için peygamberler divanına bir Türk komutanı yoldaş yapanlar...
Bir Müslümanın imanını zaafa uğratmak isteyen birisi bu misaller üzerinden yola çıkıp "Madem bu kadar güçlüler niye Gazze'deki mazlumlara yardım etmiyor bu uçan kaçanlar" dese amacına ulaşmış olmaz mı?
Saf zihinlere şüphe tohumlarını ekmiş olmaz mı?
Peygamber Efendimiz ile rüya aleminde veya yakaza halinde görüşmeyi biliyoruz da bizzat kendisi ile görüşme iddiası da nereden çıktı?
Üstelik bu iddiayı birbiri ile rekabet halinde olan üç fırkadan birisi lehine kullanmak da neyin nesi.
Bunu duyan bir fasık "Peygamberi de kendi çıkarlarına alet ettiler." dese, bu söz Müslümanlar arasındaki uçurumu daha da derinleştirmiş olmaz mı?
Bazen, ailelerimizi, evlatlarımızı önce bu sahtekâr, şarlatan, yalancı takımından mı korusak; sapkın LGBT terörünü yasaklamak yerine önce bu sahtekâr, şarlatan, yalancı güruhu mu yasaklasak; laisizm, Kemalizm, Siyonizm propagandalarından, CHP zihniyetinin sakilliğinden korumak yerine bu sahtekâr, şarlatan, yalancı "hocacıklardan" mı korusak diyesim geliyor!
Bu coğrafya en son böyle bir kıyımı Moğol istilasında yaşamıştı!
Bugün "yapay zekâ" dahi tahrif edilmemiş tek kutsal kitabın Kur'an olduğunu ve yeryüzünde bulunan 4 bin dinin içinde hak dinin İslam olduğunu söylüyor ancak bünyedeki istilacılar bilgiyi, ilmi, toplumu ve değerleri erozyona uğratmakla görevlilermiş gibi yarış halindeler!
İçimizdeki kurtlar bünyeyi öylesine zaafa uğratıyorlar ki CHP, LGBT, Siyonizm'e gerek kalmıyor gibi!