Dünya, 15 Mart’ta 51 Müslümanın teröre kurban gitmesini konuşmaya devam ediyor. Geçen hafta bu katliama Batı medyasının bakışını yazdım. Mağdur/kurban Müslümanlar olunca nasıl ikiyüzlü ve çifte standart uygulandığını detaylandırmaya çalıştım. Bu hafta İstanbul’daki ilginç bir basın toplantısının perde arkasını yazmak istedim.
Tarih: 22 Mart Cuma… Yer: İstanbul… İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesi için taraf ülkeler bir araya geldi. Zirvenin bu kez Müslüman olmayan bir ülkeden özel konuğu vardı: Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters. Yeni Zelandalı bakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştükten sonra bir basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda konuk bakana 18 soru yöneltildi.
51 kişinin terör saldırısı sonucu öldürüldüğü bir ülkenin bakanına ne sorulmaması gerekirse onu sordu gazeteciler. Sorulan 18 sorunun 17’si Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan sorulardı. Tüm zorlamalara rağmen, farklı formatta sorulan aynı sorulara rağmen Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Peters’ı provoke edemediler. Aksine bakan, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında her sorunun sonunda pozitif mesajlar verdi ısrarla.
Önce bu toplantıda sorulan birkaç soruyu ve Yeni Zelandalı bakanın yanıtlarını olduğu gibi aktarayım. Sonra asıl ne sormaları gerektiğini sıralayacağım.
SORU: Saldırı sonrası Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüntüleri seçim mitinginde göstermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
CEVAP: Aslında bu görüntüler dünyada milyonlarca kez gösterildi.
SORU: Türkiye’den duymak istediğiniz nedir? Erdoğan ile neler konuştunuz? Manifestoyu kendi seçim kampanyasında kullanmayacağından emin misiniz?
CEVAP: Biz bugün farklı seviyelerde ciddi destek gördük. Bugün burada konuşan herkes Yeni Zelanda’ya ne kadar destek verdiğini etkileyici bir şekilde ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 1 kez değil tam 3 kez ifade etti. Üstelik beni ilk arayan Türk mevkidaşım oldu.
SORU: Türk Dışişleri Bakanı “Anzaklara her zaman nasıl davrandıysak bundan sonra da öyle davranacağız” vurgusu yaptı. Türkiye Cumhurbaşkanı ise “kefenleri ile göndeririz” ifadelerini kullandı. Bu konuyu görüşmede gündeme getirdiniz mi?
CEVAP: Yeni Zelanda’ya çok ikna olmuş olarak dönüyoruz. Buraya gelen halkımız çok olumlu bir biçimde karşılanacak. Geçmişte olduğu gibi.
Buna benzer sorular silsilesi böyle uzayıp gidiyor. Tüm bu soruların tek bir hedefi var. Konuk bakanın ağzından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hakkında olumsuz bir cümle alabilmek elbette. Yukarıda da belirttiğim gibi bakan tüm tahriklere rağmen görüşmenin son derece olumlu geçtiğini tekrarladı sabırla.
Şimdi gelelim asıl meseleye… Bir ülkede bir terör saldırısı yaşanmış, camiye Cuma namazı için gidenlere ırkçı bir terörist, silahlı saldırıda bulunmuş. Bütün kinini kusmuş. Dünyanın birinci gündem maddesi bu saldırı. Siz bu saldırıdan sonra ilk kez gazetecilerin karşısına çıkan o ülkenin dışişleri bakanına ne sorarsınız? Ben o basın toplantısına katılsaydım şu soruları sorardım:
- Saldırı ile ilgili istihbarat zafiyeti olduğunu düşünüyor musunuz?
- Bu saldırı önlenemez miydi?
- Ülkenizdeki Müslüman düşmanlığında medya ve siyasetin rolü nedir?
- Bu saldırının arkasında kimler ya da hangi örgütler var?
- Bu terör saldırısını aydınlatacağınıza inanıyor musunuz?
- Böyle bir saldırının bir daha olmaması için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?
Ancak gazeteci gibi değil ideolojik davrananların, ayrımcılık yapanların aklına gelmez bu sorular maalesef…