Bulantı, yönetmen Zeki Demirkubuz’un 10 filmi arasında en zayıf olanı. Demirkubuz, 2012’de çektiği Yeraltı’ndan sonra geriye büyük bir adım atmış.
Zeki Demirkubuz kendisine ait sinema dili olan, yaş itibariyle de olgunlaşan, bu ülkenin en önemli birkaç yönetmeninden. C Blok, Masumiyet ve Üçüncü Sayfa ile farklı ve gerçek bir sinema isteyen kesimin kalbini kazandı. Özellikle alt sınıfın çıkışsızlığından beslenen bakış açısıyla bizleri etkiledi. Filmleri hiçbir zaman kolay tüketilen yapımlar olmadı. Bu, onun sinema dili veya tekniğinden değil, seçtiği kahramanların kaybetmişliğinden kaynaklandı hep. Toplumun yüz çevirdiği insancıklar ve hayat şartlarıyla haşır neşir oldu. İşte bu nedenle onun filmlerini seyrederken insanın yüreği sıkışır, hayata bakışı kararır. Bu haliyle de hayatın gerçeklerine bakmaktan sakınan insanların onun filmlerini tüketmesi zordur.
Bu tarz, 2006 yılında çektiği Kader filmiyle zirveye ulaşmıştı. Kader’den sonra Demirkubuz’un bir arayışa girdiğini görüyoruz. 2009’da çektiği ve bir dönem filmi olan Kıskanmak yönetmenin filmografisinde bir sapmadır. Belki de Kader’den sonra içine girdiği arayışın garip bir sonucu. Kıskanmak, konusu itibariyle asla bir Zeki Demirkubuz filmi değildi. Onun tecrübesinin ve olay çözümünün çok dışında bir konuya sahipti. Haliyle başarılı da olamadı. Ama Demirkubuz’un arayışı bitmemişti ve hemen iki yıl sonra benim en beğendiğim filmi olan Yeraltı ile karşımıza çıktı. Yönetmenin önceki filmlerinden her anlamda farklı olan Yeraltı, Demirkubuz’a sınıf atlatmıştı. O dönemde Nuri Bilge Ceylan ile aralarındaki sürtüşmenin hikayesi olarak da algılanan film, cephanesindeki bütün mermilerini kullandığı bir yapımdı. Tam bir başyapıt. Onun sinemasını sevmek veya sevmemek bu film için geçerli bir bakış açısı olamazdı. Çünkü karşımızda bambaşka bir Zeki Demirkubuz vardı. Hal böyle olunca zaten elde çok az olan yetenekli ve özel yönetmenlerden birinin filmografisini takip etmek daha ilginç ve heyecanlı bir hal aldı.
Olayı çözümleyememiş
Yıl oldu 2015 ve Demirkubuz’un son filmi bu hafta vizyona girdi. Beklentilerime karşın seyrettiğim film beni hiç tatmin etmedi. Eleştirilerimizi sıralamadan önce filmin konusunu kısaca aktaralım... Ahmet sevgilisiyle birlikte olduğu gece, karısı ve çocuğunu trafik kazasında kaybeder. Kimseyi umursamayan biri olarak bu olaydan pek etkilenmeden yaşamına devam eder gibi gözükür ama bir süre sonra, görünürde bir sebep olmaksızın kendinde ve yaşamında bazı değişimler başlar. Küçük terslikler, tuhaf aksilikler art arda gelmekte, çok sevdiği kadınlarla arası bozulmakta, hayat karşısında zorlanmakta ve beklenmeyen zafiyetler göstermektedir. Kısacası modern toplumun getirdiği benmerkezci bir hayat yaşamakta ve bunun getirdiği deformasyonu hissetmektedir.
Şimdi bu başlı başına bir konu. Ama ne yazık ki Demirkubuz olayı iyi çözemediğinden bu adamın başına bir de aile faciası getiriyor. Böylece kurduğu o çember modern yaşamın deformasyonu yüzünden değil, bu facia yüzünden kırılıyor. Zaten o noktadan itibaren filmin de kafası karışıyor. Demirkubuz bu sefer bilmediği denizlere açmış ve ne yazık ki bu perdede kendini bir hayli belli ediyor. Filmin asıl hikayesi direkt Demirkubuz’un kendisi yüzünden sakatlanıyor.
Oyunculuk kabiliyeti yok
Gelelim yönetmenin aynı zamanda filmin başrolü Mehmet’i oynama macerasına. Böyle bir rol, kabiliyet dışında tecrübe de gerektirir. Mesela Mehmet karakterinin vurdum duymazlığını Nejat İşler ne kadar güzel üstünde taşırdı. Zeki Demirkubuz’un bir oyuncu olarak bırakalım tecrübesini, kabiliyeti de olmadığı ortada. Filmin senaryosundaki bahsettiğimiz çatallaşmanın üzerine bir de yönetmenin performansını koyduğumuzda iş iyice içinden çıkılmaz hal alıyor. Demirkubuz’un gerçek hayattaki eşi ve filmde ölen karısını canlandıran Nurhayat Kavlak filmde çok az görülse de onun bütün film boyunca yapamadığı duygu aktarımını büyük bir başarıyla sağlıyor. Filmdeki en iyi şey o. Diğer oyunculara gelince, bir filmin kafası karışıksa ne yaparsanız yapın istediğiniz etkiyi yaratamazsınız. Şevket Çoruh, Nuri Bilge Ceylan’ın kült oyuncularından Ercan Kesal bile etkisiz kalıyor. Halbuki Ercan Kesal’ın Bir Zamanlar Anadolu filminde bir iki dakikada neler başardığını hepimiz hatırlıyoruz. Kısacası bu film olmamış.
Filmi hem yöneten hem de başrolde yer alan Zeki Demirkubuz, ikisinde de iyi iş çıkaramamış.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen ve senarist: Zeki Demirkubuz
Oyuncular: Zeki Demirkubuz, Şebnem Hassanisoughi, Öykü Karayel, Çağlar Çorumlu
Yapım: 2015, Türkiye
VİZYONDAKİLER
Marslı
Mars’a gönderilen astronotlardan Mark Watney şiddetli bir fırtına sonrası öldü sanılarak ekibi tarafından terk edilir. Ancak Watney hayattadır ve kendisini Mars’ta yapayalnız bulur. Elindeki sınırlı olanaklarla zekasını ve dayanıklılığını kullanarak dünyaya yaşadığına dair bir sinyal gönderir. Bilim insanları ‘Marslı’nın eve dönmesi için uğraşırken, ekip arkadaşları da kurtarma operasyonunda yer alırlar.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: The Martian
Yönetmen: Ridley Scott
Senarist: Drew Goddard
Oyuncular: Matt Damon, Jessica Chastain, Kate Mara, Kristen Wiig
Yapım: 2015, ABD, 141 Dak.
Efsane
50’li ve 60’lı yıllarda İngiltere’de terör estiren gangster ikiz kardeşler Ronald Kray ve Reginald Kray kardeşlerin gerçek hayat hikâyelerinin anlatıldığı Efsane (Legend), Kray kardeşlerin bir şehri hakimiyeti altına alışının ardında yatan sırları ve acımasız yeraltı suç dünyasının kapılarını aralıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Legend
Yönetmen: Brian Helgeland
Senarist: Steven Knight
Oyuncular: Tom Hardy, Emily Browning, David Thewlis, Christopher Eccleston
Yapım: 2015, İngiltere, Fransa, 131 Dak
Kafes
Film, 12 Eylül olaylarında haksız yere cezaevlerine atılan, işkenceye maruz kalan ve ortak noktaları vatan olan masum gençlerin hikâyelerini beyazperdeye taşıyor. O dönem gençlerin konulduğu cezaevi olan Ulucanlar’da yapılan çekimlerdeki sahneler izleyenleri gözyaşlarına boğacak.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Mahmut Kaptan
Senarist: Mahmut Kaptan
Oyuncular: İsmail Hacıoğlu, Nilay Duru, Şefik Onatoğlu, Fırat Şahin, Barış Küçükgüler
Yapım: 2015, Türkiye
Şah Mat
Film, ABD’li satranç ustası Bobby Fischer’ın Rus rakibi Boris Spassky ile 1972’de karşılaştığı ‘Yüzyılın Maçı’nı anlatıyor. Yapımcı Gail Katz, milyonlarca insanın dikkatini çeken ve ‘Yüzyılın Maçı’ olarak adlandırılan hadisenin neden filmi yapılmamış diye merak ettiğini söylüyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Edward Zwick
Senarist: Steven Knight
Oyuncular: Tobey Maguire, Liev Schreiber, Peter Sarsgaard, Lily Rabe
Yapım: 2014, ABD, 115 Dak.
Tuhafa Bir Sihir
Bir Yaz Gecesi Rüyası’ndan ilham alınarak yapılan zıpır bir peri masalı. Bu animasyonda güçlü bir iksir için verilen savaşta goblinler, elfler, periler ve diğer yaratıklardan oluşan renkli karakterlerin hikayesi, son 60 yılın popüler şarkılarından esinlenerek anlatılıyor. Birinci sınıf bir animasyon ve görsel efektlerle büyüleyici bir ormanın altı üstüne getiriliyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Strange Magic
Yönetmen: Gary Rydstrom
Senarist: Irene Mecchi
Oyuncular: Alan Cumming, Evan Rachel Wood, Elijah Kelley
Yapım: 2015, ABD, 99 Dak.,
Vesvese: Cin Tuzağı
Cinler insanlara vesvese vererek musallat olur. Alev ile ilişkisi güzel giden Murat’ın hayatı Ceren’i tanımasıyla tamamen değişir. Aşkına karşılık bulamayan Ceren’in yaptığı küçük bir büyü Murat’ın hayatının kötüye gitmesine neden olur. Alev ve Gülseven, Murat’ı bu musallattan kurtarmak için yoğun bir çaba içine girerler.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen ve senarist: Sümeya Kökten
Oyuncular: Okan Aydın, Duygu Yenilmez, Mustafa Ağdere. Defne Vardarlı, Layla Onlen
Yapım: 2015, Türkiye