Hileli faulller ve abartılmış ya da numaradan sergilenen sakatlık acıları, Türk futbolunun klasik tabloları haline dönüştü... Dün gece de bundan sıkça örnekler vardı.
Kritik noktalarda serbest atış kazanmak; diğer noktalarda rakibe kart göstertmek için “Hileli düşüş” hareketleri aldı başını gidiyor... Trabzonsporlu Pereira’nın Poku’ya kart göstertmek için, yumruk yemiş gibi kendini yere atması, utanç vericiydi. Oysa Poko, üstüne gelen rakibini sadece ve hafifçe itmişti. Benzer stratejiyi her iki taraf da uyguladı. Ama Medjani’nin ceza alanı içinde Barış’a yaptığı gerçek fauller, arada kaynadı.
***
Trabzon’un maçta kendini göstermesi ve hissettirmesi, ancak devrenin son dakikalarına kaldı. Lokum gibi fırsatlar, acı bibere dönüştü.
Neyse ki Trabzonspor, ikinci yarıda normele döndü. Temposunu ve kimliğini buldu. Ama daha iyisi olmalı.
İgor Tudor’un belki hukuki ama asla etik olmayan bir uslüpla koparılması yüzünden; Karabük’ü babasız bırakılan çocuklara benzettim. O acı içinde gene de iyi direndiler. Kaçan gol pozisyonları vardı.
Trabzon’un yenilerinden Olcay Şahan elinden gelen beceri ve gayreti gösteriyor ama; Rodellega için aynı şeyi söylemekte zorlanıyorum. Çünkü biraz tutukluk sergiliyor.