Kemik gelişimi anne karnında başlar, 30 yaşlarda en yüksek kütleye ulaşır, 40’larda incelme dönemine girer. İleriki yıllarda kemik kırıklarına bağlı osteporozu önlemek sağlıklı ve dengeli beslemekle mümkün.
Kemik erimesi olarak tanınan osteoporoz, kemiğin içeriğindeki minerallerin azalması sonucu darbelere karşı dayanıksız hale gelip, kolayca kırılmasıdır. Kemik yaşam boyu yapılan-yıkılan canlı bir dokudur. Kemik oluşumu anne karnında başlar, 20’li yaşlarda tamamlanır, 30’lu yaşlarda en yüksek kemik kütlesine ulaşılır ve 40’lı yaşlardan sonra kemik kütlesi yavaş yavaş azalmaya başlar. Erkeklerde de mineral kaybı olabilmektedir ama kadınlarda bu durum daha hızlıdır. Özellikle menopoz döneminde azalan östrojen, kemiklerden kalsiyum atımını hızlandırır. Kemik kayıpları, çatlaklar ve kırıklar olarak ortaya çıkmaya başlar. Kırılma riski en yüksek bölgeler; el bileği, kalça ve omurgadır. Genelde denge kayıplarıyla yere düşüldüğünde el çatlakları baş gösterir. Yapılan araştırmalar 50 yaşın üzerinde her 8 kişiden 1’inde osteoporoza bağlı omurga kırıkları görüldüğünü bildiriyor. Omurgadaki kemik kayıpları yıllar içinde boyun kısalmasına ve belin kamburlaşmasına da neden oluyor. Osteoporozda en sık karşılaşılan sorun erken dönemlerde belirti vermemesidir. Bu nedenle yaş ve cinsiyet fark etmeksizin herkesin çocukluktan itibaren yeterli ve dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite yapma, güneş ışınlardan yararlanma konusunda bilgilendirilmesi gerekir. Önlenebilen risk faktörlerinin başında ise sağlıklı ve dengeli beslenme gelir.
Kalsiyum alıyor musunuz?
Kalsiyum insan vücudunda en fazla bulunan mineraldir. Kemiklerimizin yüzde 99’u kalsiyumdan oluşur. Bu nedenle hayatımızın her döneminde kalsiyum alımına oldukça dikkat etmeliyiz. Süt, yoğurt, peynir, yeşil sebzeleri, kurubaklagiller, fındık, badem, pekmez gibi besinler kalsiyumdan zengindir. Yetişkinliklerin günde 2 su bardağı, çocuk, hamile ve menopoz dönemindeki kadınların ise günde 4 su bardağı kadar süt içmesi gerekir. Kalsiyum emilimi ile ilgili yapılan çalışmalar; kafeinli içeceklerin, vücuttan kalsiyum atımını hızlandırdığını bildiriyor. Bu nedenle günlük kahve tüketimi 2 bardağı geçmemelidir. Aynı şekilde beslenmenizde protein ve sodyum(tuz) içeren yiyeceklere çok fazla yer vermek, kalsiyumun idrarla vücuttan atılmasını hızlandıracak bir durumdur.
Güneşin mucizesinden yararlanın
D vitamini kalsiyumun bağırsaktan emilimine ve kemikler tarafından depolanmasına yardımcı olur. Haftada en az 3 gün 15 dakika boyunca yüzünüzü ve kollarınızı güneş ışığı ile temas ettirmek vücuttaki D vitaminin aktif hale geçmesi için gereklidir. Kış aylarında güneş ışığı yardımıyla sentezleyemediğimiz D vitaminini, süt ve süt ürünlerinden, balıklardan ve yumurtadan alabiliriz. Ayrıca beslenmenizde fazla şeker içeren gıdalara yer vermeniz, kalsiyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin vücutta kullanılmasını engelleyen bir durumdur. Bu nedenle hazır yiyeceklerden mümkün olduğunca kaçının.