Bugün 23 Nisan 2012.
Meclis’in açılışının 92. sene-i devriyesi; bu açıdan çok hoş bir gün, Hakimiyet-i Milliye Bayramı.
23 Nisan bayramının kısa bir kronolojisini vermekte de fayda olabilir: 23 Nisan 1921 (Milli Bayram), 23 Nisan 1935 (Hakimiyet-i Milliye Bayramı), 23 Nisan 1981 (Kenan Evren marifetiyle Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı); öyle sanıldığı gibi 23 Nisan 1920’den günümüze çocuk bayramı falan değil.
Hakimiyet-i milliye meselesi önemli ama bu kavramı da, şayet temsiliyete gönderme yapıyor ise, 1920’ye indirgemek haksızlık da olabilir çünkü 1908-1912 arası Meclise bakıldığında ulusalcıların aklı biraz karışabilir sanki.
Bu karmaşık tarihi konuları bir kenara bırakalım, 23 Nisan milli bayramının bir çocuk bayramı olduğu varsayımı üzerinden günümüz çocuk sorunlarına mukayeseli ve ölçülebilir kriterlerle yaklaşmaya çalışalım.
Sonuçlar pek hoşumuza gitmeyebilir, 23 Nisan’da bunları yazmak da şart mı diye sorulabilir ama ülkemiz Türkiye’de çok az konuşulan bu konuları her fırsatta, hele bir çocuk bayramında gündeme getirmek olumlu, hele çocuklar için çok daha olumlu ve yararlı olabilir diye düşünüyorum.
Türkiye’nin ancak Türkiye ile mukayesesini isteyen, uluslararası karşılaştırmalardan çok hoşlaşmayan arkadaşlara bir özür sarkatarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (undp-United Nations Develepment Program) çocuklara ilişkin istatistiklerinin az bir kısmını Türkiye’yi merkeze koyarak aktarmaya gayret edeceğim.
Çocuk denince akla ilk eğitim harcamaları, özellikle de kamu eğitim harcamaları gelebilir, normaldir; aşağıda, başta Türkiye olmak üzere mukayesenin normal olduğu bir dizi ülkenin 2006-2009 kamusal eğitim harcamalarının milli gelire oranlarını aktarıyorum.
Söz konusu oran, yani kamu eğitim harcamalarının (geniş anlamda) milli gelire oranı ülkemizde yüzde 6.7, Bosna’da 10.9, Sırbistan’da 9.9, Arjantin’de 9.5, Fransa’da 11.7, İspanya’da 9.7, İtalya’da 9.5.
İlgili yaş döneminde (çağ nüfusu) gençlerimizin kaçta kaçının üniversiteye gidebildiği de ilginç bir mukayese imkanı olabilir; ülkemiz Türkiye’de üniversite yaş grubunda olan gençlerimizin, açık öğretim dahil, üniversiteye gidebilme oranı yüzde 38. Aynı oran İtalya’da yüzde 67.2, İspanya’da yüzde 73.4, Portekiz’de yüzde 61.4, Arjantin’de yüzde 69.4, Macaristan’da yüzde 62.5.
Gelelim çok can alıcı bir konuya, her bin sağlıklı doğumda çocuklarımızın, beş yaşına kadar, bir nedenden, binde kaçını kaybettiğimiz konusuna.
Söz konusu oran, yani her bin sağlıklı doğumda kaç çocuğumuzun beş yaşını görememesi oranı ülkemizde hala (2009) binde yirmi oranında.
Aynı oran Sırbistan’da binde yedi, Macaristan’da binde altı, Arjantin’de binde 14, ABD’de binde sekiz, Fransa’da binde dört, Bulgaristan’da binde 16, İspanya’da binde dört, İtalya’da binde dört, İsrail’de binde dört, Portekiz’de binde dört, Polonya’da binde yedi.
Daha çok sayıda örnek ve istatistik sunabilirim.
Bu tatil (bayram) gününde ilgilenen okurlarımıza internet ortamından www.undp.org sitesine girmelerini, bu sitede de Human Develepment Index 2011’in istatistikler bölümünü karıştırmalarını tavsiye edebilirim.
Türkçe olarak da Devlet Planlama Teşkilatı’nın sitesinde konuya yönelik bir araştırma mevcut.
“Bugün 23 Nisan, neş’e doluyor insan” çocuk şarkısını 1920’nin 92. sene-i devriyesinde keşke mukayaseli çocuk-genç istatistiklerine dayanarak daha coşkulu söyleyebilse idik.
Bu şarkının orijinalinin bir yerinde de “kamutay” diye bir kelime geçiyor; bilin bakalım ne anlama geliyor imiş zamanında?
Devlet keşke, komik öztürkçe arayışları yerine, enerjisini ve özenini daha çok beş yaş altı çocuk ölümlerine ayırsa idi zamanında.twitter.com/KarakasEser