Ahmet Davutoğlu’nun Konya konuşması bazı çevrelerde ‘işte yeni siyasi oluşumunu ilan etti’ diye verildi. Oysa bana pek öyle gelmiyor. “Eski hâl muhal ya yeni hâl ya izmihlâl” derken Davutoğlu’nun kastettiği yeni bir parti değil bence. Ben bilakis partinin içine bir eleştiri olarak okudum o sözleri. ‘Yeni bir söylem geliştirilmezse izmihlâl olur’ gibi. Söz haklı ya da eleştirisi yerinde anlamında söylemiyorum. Sadece Davutoğlu’nun bu söyleminin bir kopuşa değil parti içinde bir arayışa işaret ettiği hissine kapıldım. Belki iki ay önce farklıydı. Yani bu her kentteki ‘dostlar platformu’ yapılarının yeni siyasi hareket için kurulduğu aşikar. Elbette buna çok çalıştılar. Fakat şimdilerde ben AK Parti içinden yeni bir hareket çıkması ihtimalinin zayıfladığını düşünüyorum. Bunu liderlikle bir pazarlık gibi algılamayın ama. Bence yeni hareketi (çok isteseler bile) mevcut durumda rasyonel görmüyorlar. O yüzden AK Parti’deki konumlarını tahkim etmek istiyorlar. Yakında sürpriz bazı gelişmeler görürsek diye önceden yazayım dedim.
İmamoğlu yapınca sorun olmuyor
Enderun teravihi üzerinden kızılca kıyamet koptu. Vay efendim AK Parti dini siyasete alet ediyormuş. Şu ‘dini siyasete alet etme’ ikiyüzlülüğünde geldiğimiz yer hakikaten hayret verici. Ekrem İmamoğlu peşinde kameralarla Eyüp Sultan’a gidebilir, nasıl tecvitli Kur’an okuduğunu gösteren videolar yayınlayabilir, her akşam 60-70 iftarda boy gösterebilir, sahura kalktığını ispat etmek için mutfakta video kaydedebilir. Bunlar dini siyasete alet etmek değil, hayatın olağan akışında gibi sunulur. Fakat Erdoğan Kur’an okusa, bir teravihe gitse, bir bayram namazı kılsa kıyameti koparırlar. Böylesi bir ikiyüzlülük, ancak bunu yapanlara yakışır.
23 Haziran için kollektif akıl devrede
Ünlü karikatürist ve mizah yazarı Hasan Kaçan Twitter’dan bir etiket çalışması başlattı. Bir kaç saat içinde birinci sıraya oturdu. Sonra bir daha. Bir daha. Muhteşemdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank önce Ankara’da ardından İstanbul’da gecenin bir vakti gençleri topladı. Muazzamdı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sokak sokak dolaşıp herkesle kucaklaşıyor. İlçe Belediye başkanları kendi meydanlarını her akşam dolduruyor. AK Parti İstanbul il Başkanı Bayram Şenocak, Binali Yıldırım’ı bir an olsun yalnız bırakmıyor. Bu kollektif akıl, netice aldıracak öldürücü yumruktur. Seçmen de bu kollektif aklın bir parçasıdır...
Alpay’dan terörist çıkmaz ama bu yorum yanlış bir yorumdur
Şarkıcı Alpay’a terör soruşturması başlatılmış. Sebebi bir konseri sırasında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anmaya çalışması. Anmaya çalışması diyorum zira becerememiş. Bugüne kadar Deniz Gezmiş’i konser sahnesinde andığı için kimse hakkında terör soruşturması açılmadı. Çünkü hiçbiri Deniz Gezmiş’i; “Sıradaki şarkım, devlet tarafından zalimce katledilen insanlara gelsin” diye anmadı. Kabul, Alpay’dan terörist ya da terör destekçisi çıkarmaya kalkmak zorlama bir iş olur. Fakat Alpay da kabul etsin ki, 12 Mart koşullarını değerlendirirken böyle bir ifade kullanmak en hafif tabirle ‘cahilce’ olmuş. Deniz Gezmiş’i ayrıca tartışırsın. Sonuçları itibariyle de idam hiç kimsenin kabul etmeyeceği bir durum. Buradan yola çıkarak “devlet tarafından zalimce katledilen” demek de insafsızcadır. ‘Sözlerim maksadını aştı’ demek yerine tüyü dikecek yer aramak da cahilliğin kanıtıdır.