Sevgili dostlar, bugün “olaylar kendiliğinden samimi olarak bu noktaya geldi” diyenler, lütfen aşağıda alıntı yapacağım yazılara bir daha göz atsınlar, konuşalım;
1- “18 Şubat 2013-Türk halkına açık mektup... Bu ülkenin, bu milletin emperyal düzen ve uzantılarına nasıl esir olduğunu babasının siyasete girmesiyle 7 yaşından itibaren gören, hisseden, algılayan ve idrak eden biri olarak inanın hala aynı yerde duruyorum... Bir çocuk düşünün, babasına soruyor; Baba Demirel küresel yapıya karşı durabilir mi? Aldığı cevap çok net ve hayat boyu aklından silinmiyor; durması mümkün değil ama selden kütük alıyor! Aynı çocuk askeri darbeyi görüyor ve babasına darbe sonrası sorgulamalarda sorulan soru aklından hiç silinmiyor; MC HÜKÜMETİNE NEDEN GÜVENOYU VERDİN? ATATÜRK’E NASIL İHANET ETTİN? İşin en acı tarafı da; MC Hükümetine partisiyle güvenoyu veren bir vekil ihanetle suçlanıyor, Halkın seçtiklerini devirip hapse atanlar Küresel Düzen ve uzantıları tarafından demokrasi kahramanı ilan edilip, baş tacı ediliyorlar... Görün, lütfen gerçeği görün! Kim MİLLİ, kim GERÇEK, kim ne yapmak istiyor LÜTFEN İDRAK EDİN! Bu noktada sizlere çok iyi bir uluslararası uzman olduğuna inandığım, bilgisi haricinde kendisine asla güvenmediğim bir dostumun analizini aktarmak istiyorum. Şöyle diyor bu zat; Erdoğan, gerektiğinde bağımsız olmayı bilen, beceren ve eylem yapabilen bir adam. Küresel Düzen ve Yerleşik Yapıları korkutuyor. Söz dinlemez diyorlar ve B planlarını hep el altında tutuyorlar! Duyduğum bu cümle, doğru yolda gittiğimi, Türkiye’nin % 55’lere varan destek ile bilinç-bilinçaltında doğruyu bulduğunu kanıtlıyor... Bir gerçek var; BU GÖL ARTIK KÜRESEL DÜZEN-YEREL TAŞERON mayası tutmaz! Türk Milletine bu yazdıklarım ışığında bir çağrı yaparak bitirmek istiyorum; bir gün gelir ve Erdoğan’a yönelik en küçük bir organize yerel-küresel hareket olursa, siz siz olun SÖZ dinleyenlerin-DİNLEYECEKLERİN yanında değil, SİZİN ADINIZA SÖZ DİNLEMEYEN’in yanında tüm gücünüzle yerinizi alın. Bu yola baş koyun, varlığınızı adayın, bedeninizi siper edin...”
2- Sevgili dostlar, bundan bir süre önce “malum medyanın” kalemşörlerinden biri “Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak” başlığını atmış ve “istediğimiz an halkı sokağa dökecek organizasyona sahibiz” mesajı vermişti... O günlerde bu arkadaşa bir cevap yazmış ve yazdıklarının şifrelerini paylaşmıştım... Bakın neleri vurgulamıştım; “...Evet, hava güneşli, sıcak, her şey çok olumlu fakat ‘diğerlerinin’ adım atmak için beklediklerini ve ‘ayakları bir takılsa’ modunda dolaştıklarını da unutmamak lazım... Böyle bir yapı içinde ‘bu arkadaşın’ cümleleri ile ne demek istediğini sorgulayalım; 1-Yazılan: Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak’! Bu cümlenin altında gizlenen: Türkiye’de de Mısır gibi yıllar süren-sürecek bir diktatoryal yapı var ve insanlarımız buna karşı meydanları doldurmalı!... 2- Yazılan: Beyaz Türkler ekonominin hala en büyük taşıyıcı gücü olmaya devam ediyor. Günü modasına ayak uyduran muhafazakar bir orta sınıf gelişiyor ama hala en büyük tüketici Beyaz Türkler! Bu cümlenin altında gizlenen: Siz iktidar olduğunuzu sanabilirsiniz ama bu ülkede en büyük rantı almaya hala bizim gibiler devam ediyor. Ülkeyi yönetseniz bile ekonomik-finansal dinamiklere hakim değilsiniz. Hala para bizde ve bizde olmaya da devam edecek... 3- Yazılan: İlk büyük tepkiler imam hatip okullarında başlayacak. Tepkinin ilk Tahrir Meydanı oraları olacak. Oralardan binlerce Ahmet Hakan mezun olacak... Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ifadeyi yukarıdaki ile birlikte okumak gerekli; siz ne kadar düzgün bir şekilde insanları eğitirseniz eğitin, para hala bizde olduğu için eldeki maddi imkanlarla biz onları rahat bırakmayacağız, paranın ve dünya nimetlerinin gücüyle yeni Ahmet Hakan’lar devşireceğiz ve size karşı onları ortalığa salacağız. Öyle bir kaos yaratacağız ki; inançlı insanları meydanlara dökmeyi deneyeceğiz !.. 4- Yazılan: Dindar nesil yetiştiremeyenler, ne yazık ki, azınlık da olsalar, iki tarafta da kindar bir nesil yetiştirmeyi başaracaklar. Onların yarattığı bu sorunu ne yazık ki gelecek nesiller yüklenecek... Bu cümlenin altında gizlenen: Sizden öyle bir intikam alacağız, size öyle şeyler yapacağız ki; çocuklarınızdan bile hesap soracağız!.. 5- Yazılan: Muhafazakarlar kendilerini artık bu ülkenin muktedir çoğunluğu ilan ettiler., ama medyada sanatta, ekonomide hala çoğunluk olamadılar... Bu cümlenin altında gizlenen: Ekonomi başta olmak üzere her alan hala bizim kontrolümüzde. Medyada 411 el kaos’a kalktı dinamiği ve zihniyeti hala dimdik ayakta ve gününü bekliyor!..7- Yazılan: Ey baskıcı, empoze edici, zorlayıcı yeni devlet... Çekil aradan...Bu cümlenin altında gizlenen: Yolumuzdan çekilin...”
Sevgili dostlar, bu son paylaştığım yazımın sonuna şu notu düşmüştüm, öyle bitiriyorum; “...BU YAZIYI YAZAN ZİHNİYET, Türkiye’de hala ayakta ve ayakları kaysa beklentisi içinde bir köşede duruyor...” UYAN ARTIK TÜRKİYE!