CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Karar gazetesine verdiği röportajda çok tehlikeli bir başlık açtı.. "... belli grupların ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz. Bütün tahriklere rağmen bir gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye'de yaşanmaz. Siyasi cinayetlere ilişkin kaygılarım var..."
**
Bu ne demek şimdi?.. Neden belli grupların eline silahlar verilsin ve neden siyasi suikastler olsun ki?.. Henüz emperyalistlerin yerli işbirlikçileriyle bu topraklarda yapmaya kalktığı operasyonu yeni bertaraf etmişken, şimdi nereden çıktı "siyasi cinayet?".. 3 Kasım 2002'de göreve ilk geldiği günden beri bir an bile durmaksızın demokrasi vurgusu yapan, terörle, onu kumanda eden ülkelerle ve onların yerli işbirlikçileriyle nefes almadan savaşan bir lider için bu ne talihsiz bir yorum olmuş.. Bu ülkede siyasi cinayetler işlendiyse ya CHP iktidarlarında işlendi ya da CHP'nin bugünkü partneri FETÖ'nün devletin kılcallarına sızdığı dönemlerde..
**
Şimdi nakledeceğim cümle bizzat Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na aittir; "....Cumhuriyet dönemiyle ilgili pek çok hatalar oldu, yanlışlar oldu. Nazım Hikmet'i kim hapse attı? CHP.. Sabahattin Ali'yi kim öldürttü? CHP.. Doğrulara her zaman doğru deriz ama yanlışların da istismar edilmesi doğru değil, biz bunu söylüyoruz. Yoksa Celal Bayar da Kuvayi Milliyecidir. Atatürk'ü Koruma Kanunu'nu DP çıkartmıştır....."( 9.02.2012 - Kanal A Televizyonu) Başka birisi söylese, herhangi bir CHP üyesi bu sözlere karşı çıkardı herhalde. Ama kendisi söyledi vaktiyle.. Sadece bu da değil. 80 öncesi katledilen gazetecilerimiz, aydınlarımız, sendikacılarımız, 90'ların kirli karanlık ikliminde yaşanan faili meçhul/belli siyasi cinayetler.. Hepsi daha dün gibi hafızamızda.. Bütün bu kaos günlerinde CHP (veya türevleri) ya iktidarda ya da sivil-asker bürokrasiye tam hakim konumdaydı.. Şimdi çıkmış CHP'nin başındaki isim "siyasi cinayet" kaygısı yükseltiyor.. Hem de, Duran Kalkan'ın "AK Parti-MHP faşizmine karşı mücadeleyi sokaklara taşıyalım" çağrısından hemen sonra..
**
Bu ülkede cinayet işleniyorsa 40 senedir gözünü kırpmadan PKK terör örgütü işliyor cinayet.. Bebekleri öldürüyor, hamile kadınları öldürüyor, çocuklarımıza umut olan öğretmenleri öldürüyor.. Ama CHP seçimlerde PKK'nın partisi HDP ile ittifaka girmekte bir sakınca görmüyor.. 2015'te seçimler öncesi Van'da sokaklara asılan bu afişleri hatırlıyor musunuz?
Karanlık bir zemin.. Ve kan akan musluklar.. Şimdi bu zihniyetle Kemal Kılıçdaroğlu ittifak halinde ama hâlâ gerilim kaygısını başka yerlerde arıyor..
**
CHP'nin beraber hareket ettiği tek yapı PKK'nın partisi HDP de değil.. Aynı zamanda Sayın Kılıçdaroğlu her fırsatta "KHK'lıları göreve iade edeceğim" diyerek, ülkeyi işgale kalkmış bir örgüte dönük yapılan kamu tasfiyelerini geri çevirmeye çalışıyor.. KHK'lılar içinde kurunun yanında yanan yaşlar varsa ilgili yasal süreç sonunda zaten haklarına kavuşuyor.. Ama CHP'nin göreve iade etmeyi taahhüt ettiği kişiler ya PKK'lı ya FETÖ'cü.. Siyasi cinayet mi arıyorsunuz?.. 2002 yılında Necip Hablemitoğlu 2006 yılında Rahip Santoro, 2007'de Hrant Dink, Zirve Yayınevi katliamı ve en son da Rus Büyükelçi Andrei Karlov suikastı. Alın size bir çırpıda aklıma gelen ve faili FETÖ olan 7 siyasi cinayet.. Bugün kim FETÖ ile kolkola giriyorsa ona da bu cinayetler sorulur elbette..
**
Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu söylemi hem çok tehlikeli hem de üzerimizde ameliyata hazırlanan servislerin iştahını kabartacak türden.. Bugünden itibaren yaşanacak herhangi bir gerginlikte Kılıçdaroğlu'nun bu söylemi hatırlanacak elbette. Keşke sahaya böyle söylemler yerinde yapıcı projelerle inse liderler.. Olmaz mı?