Bazılarının beyni, bünyelerinden ayrılmak istediğinde istifa dilekçesini bağırsaklar imzalamalı. Bu da o beyni hangi organın yönettiğini gösterir.
Öyle şeyler duyuyoruz ki kulak zarımız hicap perdesinde güneşlik kalıyor. Yani gerçekten anlayamıyorum. Giydirilmemiş inşaat iskeletlerine insan demek zorunda kalışımızın kaçıncı günü onu da bilmiyorum. Bir halt yemişsiniz utanacağınıza kürdan istiyorsunuz o hesap.
Bu toprakların iktidarını eleştirmek için önce bu toprakların muhalefeti olacaksınız.
Meselenin siyasi zeminden artık ırak olması, sizin genlerinizin nereye sıvıştığıyla doğru orantılı. Kimsiniz siz?
Bu toprakların sevincinde, kasvet kusan rutubetli cüsseler, kederinde halay başı olan oynak züppeler! Kimsiniz.
Diyarbakır'da anne ağıtlarının üzerine basa basa halaya adam arayan Özköksüzler! Kimsiniz ?
Gezide, örgüt çaputlarının çamaşır ipine döndürdüğünüz AKM'nin yerine AVM yapılacağını, klavyenizin mabadından uydururken; AKM'yi milletin sanat evine dönüştüren kudreti eleştiren mandal sepetleri! Kimsiniz siz?
Tezkereye hayır diyerek yabancı postallara karşı durma bahanesiyle yabancı terlik olduğunu unutturamazsın.
Ruhun bağışıklığı düştüğünde vesvese galip gelir.
Önce fısıltıyı kendine yayarsın hoşuna gitmeye başlayınca diline dolarsın. Yalan, uydurmak istediklerinin ambalajıdır sen de attığın yalan karşısında küçülür paket lastiği olarak arzı endam etmeye başlarsın.
Yalancının mumu söndüğünde jeneratör olarak devreye giren bir Kılıçdaroğlu. O bir halt kahramanı.
Pinokyonun üzerinden yıllar geçti neredeyse parke döşemesi oldu üzerinde geziniyoruz lakin Kılıçdaroğlu döşemeleri kemirme derdinde.
O derece yalana AÇ!
Yalan atıp "Attığım yalana niye inanmıyorsunuz" diye yırtınan Kılıçdaroğlu, gerçeklerin üzerinde tepiniyor. Yalanın suyu çıkar, gerçeğin suyu çıkmaz rahat ol.
Yüzleri tadilatta, ar damarları kullanıma kapalı, omurgaları da çamaşır askısı mandalla bile bünyelerine tutunmuyor.
Keskin nişancı olduklarını düşünüyorlar lakin ıskalatanın Allah olduğunu unutarak demiştik.
Sosyal mesafe koydukları tek kelime "hakikat". Çamurun ve çirkefliğin en şık haline talipler. Siyasi manevra diye bir şey yok, işleri yoksa direksiyon kırmak.
Bu muhalefet hangi ülkenin muhalefeti !
Bunların taptıkları elimizin tersinde, işte bu yüzden kuduruyorlar. Mideleri beyinlerinden daha dolu olduğu için cahillikleri bereketli.
Bir tanesi de var. Aşı aşı diye doz doz diye dozutan. Kiralanmış kantin katı Özkoç.
Bunlar kendi aralarında yalana yalanana rütbe veriyorlar.
Cenap Şehabettin'in dediği gibi "Her fert mabudunu kendi şeklinde tasavvur eder". O yüzden yalana tapıyorlar.