Cumhurbaşkanımız 32. Muhtarlar Toplantısı’nda “Tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum” dediğinde başta CHP’liler olmak üzere müzmin muhalifler hemen itiraz ettiler.
Yok seferberlik hali savaşa hazırlık haliymiş, devlet devletle savaşırmış terör örgütleriyle savaşmazmış, bu ilan PKK’ya meşruiyet kazandırırmış, TBMM’ye karşı sorumlu olan başbakanmış, bu açıklamayla cumhurbaşkanı liderler toplantısına çökmüşmüş vesaire vesaire.
Maksat cumhurbaşkanına muhalefet etmek ya. Fırsat bu fırsat, salla gitsin.
***
Cumhurbaşkanımızın o konuşmasını dinlediğimde teröre karşı mücadelede vatandaşları ve güvenlik güçlerini yüreklendirmek cesaretlendirmek ve teşvik etmek için gönüllü bir seferberlik çağrısında bulunduğunu düşündüm.
Teröre karşı milletin ve güvenlik güçlerinin hassasiyetlerini diri tutma çağrısı olarak anladım.
Anladığım kadarıyla maksat kanun ile düzenlenen seferberlik değildi.
***
Çünkü seferberliği düzenleyen 2941 sayılı kanun “Savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşüren davranışların ortaya çıkması hallerinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra genel veya kısmi seferberlik ilanına karar verir. Kararda seferberlik uygulanmasının başlayacağı gün ve saat belirtilir. Bu karar, derhal Resmi Gazete’de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.” (Madde10) der.
Külliyede yapılan son bakanlar kurulu toplantısında böyle bir karar alındığını ve Resmi Gazete’de yayınladığını hatırlamıyorum.
***
Dolayısıyla cumhurbaşkanımızın milli seferberlik çağrısı terör örgütlerine karşı hassasiyeti diri tutmak için yapılmış gönüllü bir seferberlik çağrısıydı.
Zaten konuşmasının devamında vatandaşları terör örgütleriyle ilgili bilgileri güvenlik güçlerine iletmeleri e muhtarların da mahalle ve köylerinde kimlerin mukim olduğuna dikkat etmelerini salık vermişti.
Buradan da anlıyoruz ki bu seferberlik kanunda belirtilen seferberlik değil teröre kaşı gönüllü seferberliktir.
***
Yok maksat bundan sonra ilan edilmesi düşünülen seferberliğe hazırlık ise ona da itiraz etmemek gerekir.
Fırat Kalkanı çocuk oyunu değil!
Ayrıca ilgili kanun seferberlik gerekçeleri arasında ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşüren davranışların ortaya çıkması halini de sayıyor. Ki şu anda içerde ve dışarda bu tehlike ile karşı karşıyayız.
Demem o ki bir varlık mücadelesi verdiğimiz şu günlerde seferberlik ilanı yapılırsa şaşırmam. Ama yukarda da belirttiğim gibi benim anladığım cumhurbaşkanımızın ilanı kanunda belirtilen seferberlik değil gönüllü seferberliktir.
***
Seferberlik dilimizde aynı zamanda bir olayın önemini izah etmek ve dikkatleri o yöne çekmek için kullanılan bir deyimdir.
Tıpkı Mayıs 2016 Cumhuriyet Halk Partisi Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, Kürt Sorunu’nun çözümü ve parlamenter sistemin güçlendirilmesi için partisinin “Demokrasi ve Toplumsal Barış” adı altında bir seferberlik başlatmasını önermesi gibi.
Tıpkı Hürriyet gazetesinin 1 Nisan 2014 tarihinde CHP’nin Ankara seçimlerine verdiği ehemmiyeti açıklarken “CHP Ankara’da ‘seferberlik’ ilan etti” manşetinde olduğu gibi.
Yanılıyor muyum?!