Türkiye’nin ellerinden kayıp gittiğini gören Batı, “Türkiye Türkler’e bırakılamayacak kadar önemli” buldukları Müslüman Anadolu topraklarını işgal planları doğrultusunda işbirlikçilerine hendek kazdırmak tutmayınca bombalı araç eylemlerine geçti.
Bir yandan başkentte bombalı araçlar patlatıp halkın güven duygusunu kaybettirmeye çalışan Batı, sahip olduğu medya organlarıyla da mevcud hükümetin Türkiye’yi yönetemediğini, halkını ezdiğini, zulüm yaptığını dünyaya yayıyor. Adım adım işgali meşrulaştırma...
Savaş makinesi PKK’nın merkez üssü Kandil’den komik bir video servis edildi! Cemiyette alfabenin ırzına geçen örgütçükler olarak bilinen 10 örgütçük artık PKK saflarında Müslüman Anadolu halkına karşı savaşacaklarmış. Açıklamanın ardından slogan atmaya çalışan ama onu bile beceremeyen örgüt yöneticilerinin içinde bir örgütün yöneticilerini göremedim. Gerçi onlar hep arka planda iş yapmayı sevdiklerinden ortalıkta gözükmezler. İşleri hep sinsice, kahpecedir.
Tahmin ettiğiniz gibi Fethullahçı Terör Örgütü’nden (FETÖ) bahsediyorum. Batı’nın Türkiye’yi işgal planında bel bağlanan iki örgütten biridir FETÖ. Başarılı bir şekilde yıllardır devlet içinde gerçekleştirdikleri örgütlenmeyle şu an işgalcilerin gözbebeği. Birine (PKK) hendek kazdırıp, bombalı araç patlattıran Batı, diğerine de (FETÖ) bürokrasideki elemanları vasıtasıyla uşaklarına dokunulmazlık sağlıyor.
Müşahhas bir misâlle ne demek istediğimi anlatayım: Hikâyemizin öznesi Yüksel Aytekin. Şırnak İdil Cumhuriyet Savcısı. Babaeski’den sürülme. Yargıda FETÖ mensublarını çoğaltmak maksadıyla 2012 senesinde yapılan yargı reformunda savcı olmuş. Savcı olmadan önce tabiî ki de Pensilvanya’ya ‘kutsal’ yolculuğunu defaatle yapmış.
Savcı Aytekin’in babası, İstanbul Bayrampaşa’daki Emintaş Erciyes Sanayii Sitesi’nde hâlen faaliyette olan bir firmanın sahibi. Firma FETÖ’ye yaptığı cömert ‘himmetleriyle’ tanınıyor.
Savcı Aytekin’e İdil değil de Emintaş Erciyes Sanayii Sitesi savcısı desek yalan olmaz. Kaynaklarımın söylediğine göre Sayın Savcı her ayın 10-15 gününü babasının firmasında geçiriyormuş. Görevi de sanayi sitesindeki esnafa hükümetin ne kadar kötü olduğunu ve PKK’nın da bir o kadar haklı olduğunu anlatmak! Esnaf, savcı kimliğini kullanan bu adamdan bıkmış ama yapacakları bir şey de yok; adamda devletin verdiği savcı kimliği var!
Sohbetlerinde, görevde olduğu Şırnak İdil ilçesinde PKK’lılarla irtibat halinde olduğunu, eğer hendek kazacaklarsa kendisinin ilçede olmadığı zamanlarda hendek kazılmasını salık verdiğini ve PKK’lıların da kendisini dinleyerek hendekleri izin günlerine denk getirdiğini gülerek anlatıyormuş. “Bana da fazla iş düşmüyor” diyerek de kahkahayı patlatıyormuş. Artık kim verdiyse bu özgüveni pervazsızca anlatıyor Sayın Savcı, yerin kulağı olacağını aklına getirmeden!
Kendisine “neden terörle mücadele etmediği” sorulduğunda da “TC Devleti o topraklarda işgalci pozisyonundadır, ben bu işgale iştirak etmek zorunda değilim” diyormuş. Bunu yetiştirenler ne kadar övünseler az, aynı hocası...
Sayın Cumhurbaşkanı’nı ve onu destekleyen Müslüman Anadolu halkını kastederek de, “Diktatörün peşinden gidenler devran döndüğünde el mi yaman bey mi yaman görecekler” diyerek tehdit ediyormuş. Bu savcı gibi nice hâkimler, emniyet mensupları var. Saldırılar niye bitmiyor anlaşılmıştır umarım!
Evet Müslüman Anadolu halkı, bir ülkenin işgal edilmesi için nasıl hazırlık yapılırmış hep birlikte seyrediyoruz. “Kahpe içeriden olunca kilit tutmaz” sözü bu topraklarda söylenmiş ama kilide nasıl sahip çıkıldığı ve kahpelerin nasıl ezildiği de bu topraklarda gösterilmiştir. Tarih şahiddir! Tekerrürü için hazırlık yapmak da elzemdir!.